Güncelleme Tarihi:
İşte Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Orada yaptığı yanlış bir iş var da ondan mı endişe ediyor? Bu işler bize yeni değil, 17-25 Aralık'ı hatırlayın, Anayasa değişikliği sırasında FETÖ'cülerin siyasiler hakkında kasetlerini hatırlayın. Her şeyden önce etik dışı belden aşağı. Sosyal mecraları kullanarak adayları yıpratmak, seçimleri manipüle etmek, alçak bir iştir. Hiçbirinde de yokuz. Hakikat er ya da geç gün yüzüne çıkar. Şöyle bir kurnazlık seziyorum. Tesirini azaltmak için mi böyle bir açıklama yaptı? Onu bu açıklamaya iten bir sebep olması lazım. Ortada fol yok, yumurta yok 'ABD ziyaretimle ilgili tezgah var' demeye getiriyor. Orada milletin içine sinmeyecek bir iş olmuşsa o da kayıt altına alınmışsa onun rahatsızlığını duyabilir.
"PARAYLA İTİBAR SUİKASTI YAPABİLİYORLAR"
17-25 Aralık'ı kim yapmış? FETÖ'cüler yaptı. FETÖ'cülerle arası iyi olduğu için onlar yapmazlar Kemal Bey'e. Endişelenmesine gerek yok. FETÖ'cülerden PKK'lılardan gelmez. Biz de karışık kuruşuk işleri hiç bilmeyiz. ABD yapmaz, Avrupa hiç yapmaz. Yargısız infazlar konusu yeni değil. Ben bunun en büyük mağduruyum. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine karşı durduğumuzdan beri FETÖ hesapları bizi ailemize her türlü karalamayı yapıyor. Çünkü burada değiller. Dışarıdan yapıyorlar. Bunun kimseye yapılmasını istemem. Kılıçdaroğlu'na da yapılmasını istemem. Sosyal medyanın herkesi tehdit eden bir boyutu var. İşi ticarete döktüler. Parayla itibar suikastı yapabiliyorlar. Bu konuda Kemal Bey'in telaşlanıp böyle bir açıklamaya gitmesini kafamda yerleştiremedim. Etik olmayan bir tezgahın içine girmeyiz. Ben rakibimle etik yollarla mücadeleyi tercih ederim. Gerçi benim rakibim değil Cumhurbaşkanımızın rakibi ama ben AK Parti olarak söyledim. Bir iddia ortaya koyuyorsanız arkasında durun. Niye kafa karıştırıyorsunuz? Sizin için şüpheli kimse onlarla ilgili işlem yaptırın, hukuki süreç başlatın. 17-25'te benzer şeyler oldu ama onlar sahiplendiler ve onun üzerinden bize yüklendiler. Biz beklerdik ki, 'biz seçime gidiyoruz, rakibimize yapılan bizim işimize yarasa dahi bunu kullanmayız' desin. Bugün de itibar suikastına neden olacak şeylere biz sarılmayız, sahip çıkmayız orada onun yanında yer alırız. Bunu seçim propagandası olarak kullanamayız. Bilginin ne olduğuna bağlı. Yeterli bilgiye sahip olmadığımız için daha fazla ileri gidip bir şey söylemenin anlamı yok.
"ERDOĞAN'IN ARKASINDA DAĞ GİBİ MİLLET VAR"
Batı'nın 14 Mayıs ilgisinin sebebi çok açık. Batı'nın yıllardır bu topraklarda yapmak istediği operasyonlara engel olan bir insan var. Recep Tayyip Erdoğan. Onlara göre 14 Mayıs köprüden önce son çıkış. Erdoğan düşerse biz Ortadoğu'yu, Balkanları, Kafkasya'yı, Afrika'yı tekrar kuşatırız dolayısıyla da Türkiye bizim güdümümüze girer ve buradaki menfaatlerimize zarar gelmez. Batı bizim içişlerimize neden karışıyor? Kim bunlara o hakkı veriyor? Avucunu yalasınlar. Erdoğan nereye gidiyor? Arkasında dağ gibi millet var. Sadece ülkemizde değil Suriye'de Irak'ta güvenlik şeridini oluşturmuş terörü sınırlarımıza gelmeden bir Türkiye var. Rusya ile ilişkilerini geliştirmiş, Karabağ'ın esaretinin sona ermesinde baş rol oynamış, Türk devletleriyle ilişkileri günden güne gelişen bir Türkiye var. Bu batı dünyasını rahatsız ediyor. Tayyip Erdoğan ne yapıyor? Buradaki 'insanları ayartıyor'. 'Ey hayali uyan, bu sömürgecilere artık yol vermeyelim' diyor. Afrika'ya ihracatımız 44 milyar doları aştı. Biz onlar gibi soyup soğana çevirip, onları yokluğa mahkum ederek bir ilişki kurmuyoruz. Bunu oradaki insanlar da görüyor. 'Siz batılılar gibi değilsiniz' diyor. Bu onları deli ediyor. Tek orası değil Mavi Vatan. Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge ilan eden bir Türkiye var. Karadeniz'de araştırmalarını yapan bir Türkiye var. Ukrayna-Rusya savaşında ABD ve Batı ile hareket eden bir Türkiye yok. 'Siz uzaktan gazel okuyorsunuz. Bunlar benim komşularım' diyen bir Türkiye var. Tahılın dünyaya dağıtılması sağlayan bir Cumhurbaşkanı var. Erdoğan'ın Putin'le olan ilişkisi olmasaydı, Karabağ meselesi böyle çözülür müydü?
"BÖLGENİN GELECEĞİ İÇİN TÜRKİYE'NİN GÜÇLÜ OLMASINA İHTİYAÇ VAR"
Fırat Kalkanı Operasyonu'nu yaptık ve oraya yerleştik. Bir tarafta ABD, bir tarafta Rusya var. Kılıç gibi yarıp yerleştik. Geldik Afrin. 'Afrin Türkiye'ye mezar olacak' dediler. Ben arkadaşları çağırdım, ne diyorsunuz dedim? 'Yürüyerek gidin' dedim ve yaptık operasyonu. Oraya da yerleştik. Doğu'ya geçtik, Kamışlıya'da yerleştik. Terör örgütünün bu tarafa sızmasını önüne geçtik. Bizim müttefikimiz 'DEAŞ ile mücadele edeceğim' diyerek para ve silah veriyor. Yani ABD adı konmayan bir devlet kuruyor. Bizim mücadelemiz bunlarla. Bölgenin geleceği için Türkiye'nin güçlü olmasına ihtiyaç var. Çin sınırına kadar Moğolistan sınırına kadar orada yaşayan Türk kardeşlerimizin gözü kulağı Türkiye'de. Bizim sorumluluğumuz sadece Türkiye değil. Bunlar bu milleti tanımıyor. Bu millet istiklal harbinde aç durmuş ama bağımsızlığı için mücadele etmiş. Biz dünyanın merkezindeyiz. Türkiye'yi bugün dik tutan arkada bir güç var. Arkadaki güç yerli ve milli üretimlerdir.
"OK YAYDAN ÇIKTI, ASLA SESİMİZİ KISAMAZLAR"
Bize vermek istemiyorlar. Parasını ödediğimiz uçakları vermiyorlar. 1. Dünya Savaşı öncesi İngilizler de böyle yaptı. Batı dünyası sözde bizim müttfekimiz. NATO'da ve BM'de beraberiz. Ticaretimizin yüzde 60'ını bunlarla yapıyoruz. Ama gel gör ki yıldızımız bunlarla barışmadı. Çünkü alışık olmadıkları canlarını sıkan bir ilişki türü var. Onlardaki birikimin sebebi bu. Bir zamanlar doğrudan yatırım geldi. Son 4-5 yıldan beri onlardan Türkiye'ye doğrudan yatırım çok cüzi miktarda geliyor. Savunma sanayi bağımsızlık demektir. Dünyanın gelişmiş teknolojisine sahip ülkelerde olan şeyler biz de olmaya başlayınca oldu. İran olayını hatırlayın. Nükleer kulübe girecek diye yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ok yaydan çıktı. Asla sesimizi kısamazlar bu milleti edilgen hale getiremezler.
KILIÇDAROĞLU'NUN 300 MİLYAR GETİRECEĞİM AÇIKLAMASI: DÜNYADA KİMSE BÖYLE BİR PARA VERMEZ
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehditler karşısında ortaya koyacağı argümanı kazanması yıllar alır. Zaten 'Ben yönümü batıya çevireceğim' diyor. Bizim topraklarımızdan yarıdan fazlası Asya'da. Biz 1964'ten beri Avrupa'nın peşinde koşuyoruz. Ne kazandık? Daha dün bağımsızlığını kazanan ülkeleri birliğe aldılar. Türkiye ile dalga geçiyorlar. Türkiye bu kadar rencide edilecek bir ülke değil. Bu millet bunu hak etmiyor. Biden denilen ABD Başkanı 2 sene önce ne dedi? 'Darbe denedik, iç karışıklıklar denedik bu adamı halledemedik şimdi muhalefetle hareket edeceğiz' dedi. Kılıçdaroğlu'nun kazanmasını istemelerinin binbir tane sebep var. O laflar lafı güzaf. Ben bu işleri bilirim. Parayı veren elinden su almadan para vermez. Böyle bir dünya yok. Kılıçdaroğlu buna inandıysa vay halimize. Bu paralar nasıl verilir? Önce önünüze proje koyarlar. O projenin arkasında bir düzüne şart var. Bir sürü taahüttler var. Aldığınız parayla da tasarruf edemiyorsunuz zaten. Ben kendim çabalarım daha çok çalışırım kazanırım. Dünyada kimse böyle bir para vermez. Veren de swap yapıyor. Onlar da böyle küçük miktarlar. Buna da ihtiyacımız yok. Kaynaklarımız ihtiyaçlarımızın üzerinde. Bitmeyen tükenmeyen sermayemiz var. Beşeri kaynağımız var. Onlarda biten insan kaynağı bizde var. Gelecek bizim. Dijital geleceğin merkezi Türkiye'dir.
"HERKESİN GÖZÜ TÜRKİYE'DE"
Türk devletlerinin bir araya gelmesi mümkün. 1,5 trilyon yıllık milli geliri var Türk devletlerinin. Ticaretleri ise 800 milyar dolar. Kendi aralarında yüzde 3. Yani 800 milyar doları 3. ülkelere veriyorlar. Sömürgeci ülkeler vaktinde işi bağlamışlar, düzeninin bozulmasını istemiyorlar. Her alanda ilişkilerimizi geliştirme potansiyelimiz var. O ülkelerin halkları da dünden razı. İdarecileri de büyük oranda razı. Şansımız ne? Şansımız Türkiye ile Rusya'nın liderlik düzeyinde iyi ilişlerinin olması. Bu yaklaşmayı sağlarken, Rusya ve Çin önemlidir. Makul, etraftaki ülkeleri de rahatsız etmeyen bir ilişki yürütmememiz lazım. Şunu gördüm ben. Herkesin gözü Türkiye'de. Türkistan'daki, Özbekistan'daki, Kazakistan'daki gençlerin yönü hep Türkiye. Bundan büyük imkan olur mu? Bu kadar büyük bir coğrafya sizde gelecek görüyorsa onların Avrupa'sı biziz. Türkiye bu noktaya geldi. Türkiye'ye neden oradan buradan göçler geliyor? Eskiden Avrupa'ya gidiyorlardı, şimdi Türkiye'ye geliyorlar.
"TÜRKİYE BÖLGESEL MERKEZ"
İncitici şeyler. Medeniyetin ölçüsü nedir? Hangi medeniyetten bahsediyoruz? Ruslar gayri medeni mi? Biz rüzgar gülü değiliz. Rüzgar gülü rüzgar yoksa yerinden kıpırdamaz. Arkadan biri körüklerse kıpırdar. Gaza gelmeyelim. Türkiye dünyanın en kritik yerinde. Bölgesel merkez. Durup dururken diğerlerini reddedip Avrupa'nın kuyruğuna takılalım. Takılalım da olacak? Milletler arası ilişkilerde menfaatler vardır. Menfaatine zeval geldi mi babasını tanımaz ülkeler. Libya'da 'biz de varız' dedik. Biz Avrupa'yı reddetmiyoruz. Nimet külfet dengesini gözden kaçırmayalım. Hep sana hep sana olmaz. Bir sana bir bana olur. AB fokur fokur kaynıyor. Elde ettikleri refahın gerisine düşme oradaki halkları fevkalede endişelendiriyor. Parlayan yıldız Türkiye'dir bizim coğrafyadır. Hal böyleyken, 'Rusya'dan banane' diyor. Ne bananesi kardeşim?
KILIÇDAROĞLU'NUN ABD'Lİ FİRMA VAADİ
Bu konuda Kılıçdaroğlu'nun işinin evveliyatından haberi olmadığını görüyorum. Bu Eren Özmen ve Fatih Özmen. Bunlar karı koca. Bir Türk, ABD vatandaşı. Bunların bir iş yerleri var. ABD ordusuna, NASA'ya iş yapıyorlar. Uçak teknolojileriyle ilgili çalışmaları var. Bunlarla bizim TAİ'nin iş birliği de var. Geçmişte başlamış sonrada sonlandırılmış bir işbirliği var. Biz bu arkadaşlarla görüştük. Projeleri konuştuk? Bölgesel sivil uçak yapma projemiz var. Askeri uçak ayrı. Bunu Kore, Rusya, Çin çalışıyor. Türkiye'de bu platformun geliştirilmesi konusunu konuştuk ve işbirliğine gitmeyi kabul ettik. Ancak şöyle bir gelişme oldu. ABD ile ilişkilerimiz gerilince aklımıza bir şey geldi. Dedik ki 'IP hakları bize ait olacak geliştirmek istiyoruz, bunu bizimle yapar mısınız?'. Yaparız dediler. Peki 'ABD ile ilişkilerimiz bozulursa ve bize ambargo uygularlarsa sizin ne pozisyonunuz olacak?' Cevap, 'Biz bir şey yapamayız'. Biz de kendilerine teşekkür ettik ve işi orada bıraktık. Bize böyle şirket lazım değil. Bize bu kavgayı yapacak lazım. Başbakanlığım döneminde İngiltere Başbakanı Threasa May ile Rolls Royce'la bizim TAİ'ye bir anlaşma imzalattık. TFX diye bir model. Yani Türkçe adı, Milli Muharip Uçak. Adını Kaan verdiler. Piste de çıktı. Bu projeyi 2017'de başlattık. Bunun vasıfları F-35'ten daha yüksek. Bunu 2028'de uçuracağız. Biz çok yol aldık bu işte. Sanki Türkiye uzay, uydu konusunda bir şey yapmıyormuş gibi. Mevcudu bilmeyince böyle bir durum ortaya çıkıyor. Biz şimdi uzay istasyonuna 2 kişi gönderiyoruz. Ortak çalışmayı bütün ülkeler yapıyor. Kemal bey merak etmesin bizi izlemeye devam etsin.
"TÜRKİYE'NİN KAZANIMLARINI KİMSE ORTADAN KALDIRAMAZ"
İktidar değişmez, biz milletimize güveniyoruz. 14 Mayıs'ta Recep Tayyip Erdoğan'ı milletimizin seçecek. Kim olursa olsun, Türkiye'nin kazanımlarını ortadan kaldıramaz Türkiye'yi geri götüremez. Buna kimse cesaret edemez. Bir teknolojin bir künhü yani bilinmeyen bir tarafı vardır. Onu bilmezseniz o teknolojiye erişemezseniz. Biz şimdi tüm bilgiye sahibiz. O yüzden bize uygulanacak ambargolar bizi kamçılar, süreyi hızlandırır. Pandemi süreci tüm alışkanlarımızı alt üst etti. Tedarik zinciri koptu, üretim maliyetleri bitti. Enflasyon bilmeyen ülkeler, kendi ölçeklerinde enflasyona maruz kaldı. Ha babam faiz artırdılar. Bunlar bilenen şeyler. Enflasyon bir ülkenin en kötü şeyidir. Biz iktidara geldiğimizde 10 yaşında olanlar orta yaşa geldi. Bu neslin bizden başka kıyaslayacağı başka bir iktidar yok. Bizim en büyük zorluğumuz bu. 90'ları yaşamadı bu gençler. Enflasyon yüzde 135. 5 Nisan'ı yaşamadı. 2001 krizlerini yaşamadı. Bunları bilmiyorlar. 80 darbesini bilmiyorlar. Bunları bilmedikleri için kıyaslama yapamıyorlar. Bu tarafı bizim için bir zorluk teşkil ediyor. Daha çok anlatmamız lazım.
"MİLLET YERLİ VE MİLLİ TEKNOLOJİLERİNE SAHİP ÇIKAR"
Devrim otomobili Eskişehir'de yapıldı. O zaman kontrol Türkiye'de değildi. Getirildi Meclis'in önüne yürümedi. Sonra anlaşıldı ki benzin koymamışlar. Bu masum bir şey değil. Bunu ustalar gece gündüz çalışarak yaptı. 60'lı yıllarda yaşanan olumsuz tecrübe bize 70 yıla mal oldu. Bunu durdurmaya çalışmak, ahmaklık olur. Bu millet bunu katiyen affetmez. Siyasi rövanş uğruna Türkiye'nin konumunu geriye götürecek davranış onların siyasi hayatını kısaltır. Sorunlarımız var mı? Var. 2009'da da kriz yaşadık. Kısa sürede aştık. Millet yerli ve milli teknolojilerine sahip çıkar. Sıkıyorsa yapsınlar. Yapamazlar. Yaparlarsa çok büyük bedel öderler. İnsanlar gurur duyuyor. Ali Babacan mı var piyasada? Şuanda CHP var.
"ENFLASYON DAHA DA GERİYE GİDECEK"
Seçim piyasasında kim var? İki belediye başkanı var. Diğerlerini görüyor musunuz? Bizim birlikte çalıştığımız arkadaşlar. Arkadaşlarımı burada kötülemek niyetinde değilim. Tarzım da değil. Bizle yollarını ayıran arkadaşlar, kerametin kendilerinde olmadığını gördüler. Başka bir partinin bünyesinde ne kadar oy alacağınızı ölçemediğiniz bir yapıyla gidiyorsunuz. Bu bir iddiasızlıktır. DEVA Partisi başlangıçta 'biz ayrı gireceğiz' dedi. Sonra ne oldu? Biz milletimize çok güveniyoruz. Yaşadığı sorunlara rağmen büyük resme bakarak kararını verecek. Soğanı önemsemiyor değiliz. Onu da önemsiyoruz. Enflasyonun haksız servet transferi olduğunu da biliyoruz. Özellikle sabit gelirleri büyük bir kayba uğratan iş olduğunu da biliyoruz. Enflasyon yüzde 43'lere geriledi. Daha da geriye gidecektir. Burada yapılacak iki iş var. Ya enflasyonun arkasında koşacaksınız ya da kilit vuracaksınız büyümeyi keseceksiniz sosyal patlamalarını göze alacaksınız enflasyonu keseceksiniz. Bu da bir çözüm değil. Dünya küçülüyor, Türkiye iyi ya da kötü büyüyor. Tüm olumsuz şartlara rağmen. Popülist davranıp ücretleri artıralım değil enflasyonu yönetilebilir bir düzeye indirelim insanlar ellerine geçen parayla daha iyi şartlarda yaşasınlar. Bakış açımız muhalefetle aramızdaki fark bu.
"ATATÜRK BİZİM DEĞERİMİZ"
Mehmet Ali Çelebi bize CHP'den geldi. Orayı da bizi de biliyor. Asker kökenli. İzmir milletvekili. Dolayısıyla onun düşüncelerini kıymetli bulurum. Atatürk bizim değerimiz. Bütün umutlar bitmişken, 19 Mayıs'ta sultanın fermanıyla 70 civarındaki arkadaşıyla Bandırma vapuruyla gitmiş ve istiklal meşalesini yakmış. Yorgun bitkin her şeyini kaybetmiş ülkeden yeni bir devlet kurmuş. Atatürk'ün tartışılacak bir konumu yok. Atatürk İzmir'de İktisat Kongresi'ni topladı ve başkanlık yaptı. Orada alınan kararlar. Türkiye tarım ve sanayide yerli ve milli kaynaklara yöneltti. Biz de şimdi aynı şeyi söylüyoruz. Atatürk'ü seçim kazanmak için gündeme getirmek değil Atatürk'ün düşüncelerini hayata geçirmek önemli. Atatürk'ün partisi bir çivi çakmış mı?
"DÜNYADAKİ ÜLKELER ALTYAPIDA BİZE İMRENİYOR"
Geldik YHT'yi yaptık. En son Ankara-Sivas'ı açtık. İstanbul-Bulgaristan sınırı bitmek üzere. İstanbul-Ankara Otoyolu, Osmangazi Köprüsü hayaldi. Tuzla'da oturuyorum, İzmir'e 2,5 saate gidiyorum. Ben siyasete ilk girdiğimde 9 saatti. Dünyadaki ülkeler altyapıda bize imreniyor. Halep oradaysa arşın burada. Önceden imtiyazlı bir şeydi uçakla gitmek. Şimdi öyle mi? İşi olmasa da yolculuk ediyor. Pahalılık var, sıkıntılar var ama bunları çözülür. Kılıçdaroğlu aday olur olmaz millete olaya uyandı. Kazanmayacak aday dediler. İki belediye başkanı bu illere hizmet etmek için seçildi. Bize 'hak hukuk tanımıyor' diyorlar ya, hak hukuk lafla olmuyor. Türkiye'de kim seçim kampanyası yapabilir? Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı var mı kampanya yapmak için? Anayasa'da olamayan bir şey. ABD sistemi. Orada 1 tane bizde 7 tane. İnsanları niye kandırıyoruz? Cumhurbaşkanı seçime girer. Anayasa'da belli kimlerin seçime gireceği. İlan etsin ama kampanyada kafa kafaya verirseniz o şehrin oy verenlerine saygısızlık olur. Size verilen görevi yerine getirin sonra tamamlayın ve başka bir şeyi yapın.
HDP'NİN KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEMESİ: ORTADA PAZARLIK OLDUĞUNDAN HİÇ ŞÜPHEM YOK
Milleti aptal yerine koyuyorlar. Çok iddialı bir şey söylüyorum. 'HDP, CHP'yi destekleyeceğim' dedi. Peki HDP kim? HDP 'Apo bizim liderimiz, Demirtaş bilmem neyimiz' diyor. Kandil'deki birbiri ardında açıklama yaptılar. HDP'nin Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararından sonra açıkladılar. Çok hızlı gittiler ve baktılar aleyhlerinde oluyor. Sonra haber gitti. 'Tamam anladık, seçime kadar susun, bize zarar veriyor' diye sinyal gitti dağa. FETÖ ve bölücü terör örgütü bir adayı alenen destekliyorsa, o adayın 'biz şöyle yaparız böyle yaparız' demesinin hiçbir anlamı yok. 'PKK'ya lanet olsun, FETÖ'ye lanet olsun, bizim bunlarla işimiz olmaz' desinler, ben hiç konuşmayacağım. Bunları diyebilirler mi? Çünkü varlık sebepleri. Diğer birisi çıkıp diyor ki, 'içerde konuşulanları niye anlatmıyorsunuz' diyor. Söylenen laflar yenilip yutulacak gibi değil. Ortada pazarlık olduğundan hiç şüphem yok. Cumhurbaşkanımız 'Ne konuştuğunuz açıklayın' diyor. HDP tarafı da 'Niye açıklayamıyorsunuz', biz ayıplı ortak mıyız' diye açıklama yapıyor.
"HPD, YPG'DEN, PYD'DEN, PKK'DAN HABERSİZ Mİ BU KARARI ALDI?"
Bize en büyük zararı veren bu iki terör örgütüdür. 40 yılımızı verdik, 40 bin canımızı verdik. Büyük bedel ödedik. Siz geliyorsunuz bunların desteğine, 'Bizim haberimiz yok destekliyorlarmış' diyorsunuz. Yersen. Mansur Yavaş ne söylerse söylesin, ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Anlaşma var ama açıklayamazlar. Hiçbir şey gizli kalmaz. Bir parti Cumhurbaşkanı adayını destekleme kararı alıyor. Bu parti normal bir parti değil. Terör örgütünün güdümünde parti. HPD, YPG'den, PYD'den, PKK'dan habersiz mi bu kararı aldı? Gizli bir şey değil. O halde ben 'işgalcilerle istiklal mücadelesi verenlerin seçimi' diyorum. HDP'nin savunma sanayisindeki açıklamasına muhalefetten ses gelmeliydi. Bir ülkenin silahlı kuvvetleri halkının üzerine bomba yağdırır mı? Biz Suriye miyiz? Biz FETÖ'cülerin yaptığını yapabilir miyiz? Burada savunma sanayisinde kendi göbeğimizi kendimiz keserek güvende olmayı yapıyoruz. Bundan herkesin gurur duyması lazım. Kılıçdaroğlu'nun da sahip çıkması lazım bu işi. Dur bir dakika kardeşim bir destek vereceksin diye her şeyimize ipotek koyman ne demek' demesini beklerdim ama yok. HDP Eş Başkanı diyor ki, 'Uçaklar halkı bombalayacak, yazıktır günahtır'. PKK'ya da aynı şeyi söyledi. 'İnsanları öldürüyorsunuz, ocaklara ateş düştü' deyin. Onlara bir şey söylemiyorsunuz. Devletin bağımsızlığı olan teknolojilere sahip olmasında rahatsız oluyorsunuz. Çünkü terör örgütünün sonunu getirecek imkanlar. Biz Leopar tanklarını kullanırken, Suriye tarafına geçmeden ateş ediyorduk. Almanlar orada kafayı kaldırıyorlar. Altay tanklarımızı yaptık ve bu konuda da bağımsızlığı aldık. Bir yanlış anlaşılmayı düzeltim. Cumhurbaşkanımız 'Vanaları keser projeleri durduruyorlar' diyor ama benim oradaki iddiam bu seçimi biz kazanacağız. Biz kazanacağımız için bir sorun görmüyorum. Demek istediğim o. Bir çelişki yok yani.
"SEÇİM İKİNCİ TURA KALMAYACAK"
Ben Mart'ın başından beri sahadayım. Her gün iki ile gidiyorum. Son 10-15 gün içerisinde insanlarımızda bilinçlenme hareketlenme gördüm. FETÖ'nün PKK'nın işin için girmesiyle. Burdar'da bir kardeşim, 'Ben CHP'den başka bir yere oy vermem. PKK'nın FETÖ'nün ABD'nin takındığı durum bende bir şeyi dank ettirdi. İlk defa Tayyip Erdoğan'a oy vereceğim' dedi. Buna benzer olaylara rastlıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Keşke 20 yılda güçlü ayağa yere basan temel konularda ayrışmadığımız bir muhalefet oluşsaydı. Politikaları tartışmıyoruz. Ne diyor Kılıçdaroğlu, 'Bunlarla aramızdaki fark siyahla beyaz gibidir'. Laf mı bu? Bunun neresini konuşalım. AK Parti seçmeni 16. seçime giriyor. 15 seçmen kazanmanın verdiği özgüven var. '16. seçimi de kazanırız' diyor. Paniğe kapılmıyor. Seçim ikinci tura kalmayacak. Birinci turda bitireceğiz. Önümüzdeki konulara gireceğiz. Özelikle enflasyonla mücadele. Olumsuzları ortadan kaldıracak kararlar alıp yolumuza devam edeceğiz. Eldeki bir kuş, daldaki 10 kuştan daha iyidir. CHP'nin sahip olduğu bazı belediyelerde maaşlar taksitle ödeniyor. Önce onun çözümünü bulsunlar. Önce onlara çare bulmaları lazım. Bu duruma düştükten sonra vaatlerle bu fiili durum maalesef iyi değil. Melih Gökçek, Hazine'ye borçlarını ödemeyip yatırım yapıyordu. Belediyelerin gelirleri otomosyona tabiidir. İller Bankası payı ayrı, Hazine payları ayrı. Otomatik olarak yatıyor. Herkes parasını tıkır tıkır alıyor. Öyle olmasa kıyamet kopar. Böyle bir halde olacaksın, kalkıp böyle yapacağız diyeceksin. Allah selamet versin. Rahmetli babaanneme hayallerimi anlatırken 'kaval elin yel Allah'ın. Üfle evladım üfle' derdi. Ne diyim? Onların sırtında bu ülkenin sorumluluğu yok. Maaş meselesi değil sadece. Birçok sorumluluğu var. Sadece devlette çalışanlar değil. Devletin altında 5 milyon çalışan var. Kaynaklar belli, imkanlar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız. Verilmesin demiyorum verilsin. Ama önce enflasyonu sabit bir yere getirmek öncelikli hedefimiz.
"YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN GÜVENCESİ"
Seçim kazanacağız diye akıllarına geldiklerini gibi vaat veriyorlar. 2015'te de bunlar yapıldı. Millet itibar etmedi. Milletin daha fazla para almasına karşı mıyım? Yerine getiremeyeceğiz şeyi yaparsanız, konumunuz nereye gelir? Veremez edemez demiyorum. Ama oturup kaynağını açıklasın. Ya borç alacaksınız ki sürdürülebilir değil. 120 milyar dolar gayri safi milli hasılasının 8'de 1'i demek. Türkiye'nin bütçe gelirlerinin yarısından fazlası demek. Bunlar sadece farklar. Bir de asıl ödemeniz gerekenler var. Kaynağını açıklasınlar. Bunu defalarca yaptık. İzmir'de Elazığ'da Van'da yaptık. Yaptıklarımız yapacaklarımızın güvencesi. 'Bunlar bunu yapamaz' diyen kimseye rastlamadım. Yapamayacağımız bir şeye söz vermiyoruz ama söz verdiğimiz şeyin altında da kalmıyoruz, yapıyoruz. Asrın felaketin 100 milyar dolarlık bir faturası var minimum. Bunun için de bir kaynağa ihtiyaç var. Geçen sene bütçe giderlerimizin yarısı kadar. Zorlanacağız. Hiç hesapta olmayan 100 milyar dolar harcamanız doğdu. Peşin ödeme taksitle toplama olacak. 2-3 sene sonra hak sahiplerine bedavaya gelecek o.
KILIÇDAROĞLU'NUN ALEVİYİM VİDEOSU
Talihsiz bir video. Ne gereği var? Kim Kılıçdaroğlu'na 'Alevi misin?' diye sordu? Ben yadırgadım. Biz bunun bedelini ödedik. Madımak'ta, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta bu acıları yaşadık. Etki tepkiyi doğurur. Öbürü çıkar, 'ben de Sünniyim' der. Sonra da al başına belayı. Din tartışılmaz. Dini tartışma alanına çekmek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Mezheplere girdiğiniz zaman bu sefer oradan bir kesime bir mesaj vermiş oluyorsunuz ama diğer kesimi de irite etmiş oluyorsunuz. Bunu yakışıksız zamansız bir açıklama olarak görüyorum.
"RAKİPLERİMİZİN ORTAYA KOYDUĞU BİR ŞEY YOK"
AK Parti'nin dezavantajları diye söylenecek bir şey çok uzun zaman iktidarda olması. Ben gerçekçi konuşuyorum. Bizim açımızdan demiyorum. Vatandaş açısından diyorum. Bu bizim zorluğumuz, dezavantaj demiyorum. Burada kendimizi iyi anlatmamız lazım. Avantajlarımız o kadar çok ki. Bir kere 20 yıllık tecrübemiz var. Diğer ülkeler Türkiye'ye gıptayla bakıyor. Bu çok önemli bir kazanım. Küresel sorunlara bağlı olarak bizim de eksiğimiz olabilir. Kısa süreli yaşadığımız ekonomik sorunlarımız var. Biz bunu çözeriz. Geçmişte yaptıklarımız vatandaş için bir güvencedir. Vatandaş bir bilinmeyene neden inansın. Rakiplerimizin ortaya koyduğu bir şey yok. Yerelde bir fırsat yakalamışlar ama sözlerini yerine getirememişler. Traktör vereceğiz demişler, vermemişler. 'Çarpıcı olsun diye dedik' diyor.
"HİÇBİR GELECEK HESABI YAPMADIM"
12 yıl Ulaştırma Bakanlığı yaptık. Dile kolay. Darbe gecesinde liderimizle çıktı. Ahitleştik Cumhurbaşkanımızla. 'Ucunda ölümde olsa dönmek yok' dedik. Millet inandı bize. O gece beni Sayın Bahçeli de aradı, Kılıçdaroğlu da aradı. Bahçeli, 'Kayıtsız şartsız arkanızdayız, ne gerekiyorsa yapalım' dedi. Ben de 'Milleti meydanlara davet ediyoruz, siz de teşkilatlarınıza talimat verin herkes meydanlara insin, bunlara pabuç bırakmayalım' dedim. 'Tamam' dedi. Sayın Kılıçdaroğlu aradı. Ona da aynı şeyi söyledim. Dedi ki, 'Bu insanların güvenliğinden kim sorumlu olacak'?' dedim ki, teşekkür ederim Kemal Bey. Hiçbir gelecek hesabı yapmadım. Gelişen şartlar bizi bir yere götürdü. Biz de sorumluluğumuz gereğini yapmaya çalıştık. Bakanlık yaptım, başbakanlık yaptım, meclis başkanlığı yaptım, darbeyle yüzleştim. Bakanlığımdan İzmir Belediye Başkanlığı adaylığına gittim. Görevden ayrıldım gittim. Meclis Başkanlığında görevden ayrılıp, İBB adaylığına gittim. Bir çoğunun hayali benim hayatım oldu. Ben mutluyum. Bu milletin gururunda da sevincinde de üzüntüsün de olma benim torunlarıma anlatacağım en güzel şey. Şuan genel başkanvekiliyim. Görevim hale devam ediyor. Milletvekilliğim sona eriyor. Bir de Türk Devletleri Ak Sakallı görevi var. Her ne kadar da ak sakalım olmasa da. Bu Türk geleneğinde önemli olan bir şeymiş. Ben de bu görevde geldikten sonra öğrendim. Cumhurbaşkanımız bir görev biçerse almam demem büyük küçük görev demem. Bizim ülkemizin en büyük avantajı dirayetli ne yapacağını bilen bir lideri var. Bu çok kıymetli ülkemiz için.