Güncelleme Tarihi:
AK Parti Sakarya İl Başkanlığı’nın Adapazarı Spor Salonu’nda yapılan il danışma meclisi toplantısına, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ak Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, milletvekilleri, ilçe başkanları, belediye başkanları ve partililer katıldı.
PARTİLİLERE İLK OLARAK BAKAN ÖZLÜ SESLENDİ
Partililere seslenen Bakan Faruk Özlü, Türkiye’yi durdurmak için birçok oyunun oynandığını belirterek, "Son 4-5 yılda Türkiye’yi durdurmak için artık çok yoğun bir saldırı silsilesi başlattılar. Gezi olayları denediler olmadı, 17-25 Aralık, yargı darbesi denediler olmadı, 15 Temmuz’u denediler, olmadı. FETÖ ile birlikte PKK, DHKP-C, DAEŞ gibi terör örgütlerini de sahaya yoğun bir şekilde sürdüler, yine başaramadılar. En son ekonomik yollarla dengemizi bozmak istediler, ama yine de hüsrana uğradılar. Çünkü onlar bütün hesaplarını doğru yapsalar da bu milleti doğru hesaplayamadılar" dedi.
Programda, yaklaşık 2 saat sonra konuşan Mustafa Ataş, salonun büyük bir bölümünün boşaldığını görünce partililere tepki gösterdi. Partililere, salonu boşalttıkları gibi sandıkları da boşaltırlarsa bunun hesabını veremeyeceklerini söyleyen Ataş, "Salonumuzun dörtte ikisi boşalmış vaziyette. Anlıyoruz ki yorgunsunuz. Seçim günü, bugün bu salonda olduğunuz gibi olmamanızı diliyorum. Eğer seçim günü sandıklarda da bugün salonun, programın bitmesini beklemeden sandıkları boşaltırsak, bugün burada boşalttığımız gibi, bunun hesabını Allah’a da millete de veremeyiz. Ben teşkilatçı bir insanım, ben Recep Tayyip Erdoğan’ın yetiştirdiği bir insanım. Böyle bir anlayışı reddediyorum" diye konuştu.
"BU NASIL BİR TEŞKİLATÇILIKTIR"
Mustafa Ataş salondan ayrılan partililerin buna hakkı olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Genel başkan yardımcısının geldiği bir programda boş bir salonu görmek beni üzmüştür, bunu burada belirtmek istiyorum. Biz teşkilatsak nöbetimizi sonuna kadar tutmaya mecburuz. Hiçbir zaman için teşkilat mensubu buradaki başkan ayrılmadan, bu salonu terk edemez. Terk etmeye hakkı yoktur. Bu nasıl bir teşkilatçılıktır? Ben Ankara’dan buraya danışmaya geliyorsam, ben buradan ayrılmadan salondan ayrılanları da kınıyorum. Hangi işiniz vardı buradaki toplantıdan daha önemli? Böyle bir şey olamaz. Bizim cumhurbaşkanımız günde 18 saat çalışırken, hayatını bu ülke için, bu millet için feda ederken, biz böyle bir teşkilatçılık anlayışına sahip olmamalıyız."