AK Parti Genel Başkan Vekili Kurtulmuş: O taş İmamoğlu'na değil AK Parti'ye de atılmış bir taştır
Güncelleme Tarihi:
Son dakika haberi... AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı. İmamoğlu'nun Erzurum mitinginde meydana gelen olaylara ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, "Kategorik olarak siyasi gruba karşı kullanılan şiddeti kabul etmeyiz. Bu demokrasi bakımından kabul edilmez bir durumdur. Dün Türkiye siyasi tarihinin en muhteşem mitingi vardı. İstanbul Atatürk Havalimanı'nda büyük bir coşku vardı. Böylesi bir günde Erzurum'da yaşananların konuşulması, baktığımızda o taş İmamoğlu'na değil AK Parti'ye de atılmış bir taştır" ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları şöyle:
Bir seçime gidiyoruz ve seçim sürecinde kayda değer bir seçime gideriz diye umut ediyorum. Kategorik olarak siyasi gruba karşı kullanılan şiddeti kabul etmeyiz. Bu demokrasi bakımından kabul edilmez bir durumdur. Sinan Ogan'ın seçim otobüsüne de saldırı oldu. Seçim sürecinin nasıl yönetileceğine dair kurallar var buna da herkesin uyması gerekir. Bu süreci zehirlemek isteyenler, birtakım provokasyonlar yapmak isteyenler olabilir. Son derece dikkat edilmesi gerekiyor. Bu süreci bir sükûnetle geçirelim. Taş atma, provokasyonlarla ilgili hiç kimsenin top yekûn bir şehri suçlamak mümkün değildir. Siyasetçi kılı kırt yararak, provokasyonlara zemin hazırlamamalı. Güvenlik kuvvetlerimizin de son derece dikkatli olması lazım. Siyaset bir düşmanlık alanı değil, rekabet alanıdır.
"O TAŞ İMAMOĞLU'NA DEĞİL AK PARTİ'YE DE ATILMIŞ BİR TAŞTIR"
Dün Türkiye siyasi tarihinin en muhteşem mitingi vardı. İstanbul Atatürk Havalimanı'nda büyük bir coşku vardı. Böylesi bir günde Erzurum'da yaşananların konuşulması, baktığımızda o taş İmamoğlu'na değil AK Parti'ye de atılmış bir taştır. Sürekli şiddetin karşısında olmuş, siyasette halkın oyunun her şey olduğunu söyleyen bir partiyiz. Bize en aykırı sözleri söyleyenlerle de mücadele ederiz ama bunun yolu ne küfürdür ne taştır. Birilerinin buradan algı oluşturup, AK Partiyi sorumlu tutmak akıl dışıdır. Bunu yapanlar, çok yönlü bir soruşturmayla mahkeme karşısına çıkarılır. Emniyetin üzerine düşen de bunlara izin vermemek.
Biz İstanbul'da çok miting düzenledik. Bu yaptığımız miting İstanbul'da yapılmış olan en büyük miting oldu. Alana giren kişi sayısı polis kayıtlarına göre 1 milyon 700 bin kişiydi. Dahasını söyleyeyim. Mitinge zor yetiştim. Trafik kilit. Haliç'ten miting alanına 1 saat 45 dakikada gelebildim. Hatta biz dönerken hala gelenler vardı. Muazzam organik bir kalabalık vardı. İstanbul dışından gelen yok. Tüm teşkilatlarımıza şu talimatı verdik herkes kendi seçim bölgesinde kendi işlerine baksın.
"CUMHURBAŞKANIMIZ SANDIKLARDAN CUMHURBAŞKANI OLARAK ÇIKACAK"
Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı kesinleşince Erdoğan düşmanlığı Türkiye düşmanlığına döndü. Biri çıkıyor diyor biz iktidara gelirsek, BAYKAR'a dokunacağız diyor. Son dönemde dünyanın büyük dergilerinde alenen açıktan Erdoğan gitmeli manşetlerini atmaları vatandaşlarımızda bir tedirginlik oluşturdu ve bütünleşildi. Biz siz istiyorsunuz diyen Erdoğan'ı yedirmeyeceğiz ve sahip çıkacağınız duygusu oluştu vatandaşta. Özellikle depremden sonraki süreçte Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde hükümütimizin çok hızlı şekilde yaralı sarmak için harekete geçmesi de etkili oldu. Dün konuşmamda da ifade ettim anket falan diyorlar buyurun anket. Bir siyasi parti bir meydana 2 milyona yakın bir seçmen topluyorsa bu en iyi ankettir. Ben bunu geçmiş dönemlerde AK Parti mitingleriyle karşılaştırıyorum. Ruh olarak coşku olarak 15 Temmuz'dan sonraki yaptığımız mitingten daha güçlüydü. Bu insanlar öğlen gelip 6'dan 7'den sonra alanı terk ettiler. Sahada olmayan sandıkta olmaz. Bu kadar insanın burada olması için sizin sahada olmanız lazım. 7 düvele karşı cumhurbaşkanımıza sahip çıkmak için bir toplumsal hassasiyet ortaya çıkıyor. Tabi bu görüntünün ortaya çıkması için çok iyi bir teşkilat yapınızın da olması lazım. 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanımız sandıklardan Cumhurbaşkanı olarak çıkacak. 15 Mayıs'ta bir tatil yaparız dinleniriz ama AK Parti hemen bir gün sonra yeniden bir sonraki seçim için hazırlığa başlayacak.
Bu miting bir güç gösterisi aynı zamanda. AK Parti'nin yeniden çok güçlü bir şekilde geldiğini gösteriyor. AK Parti'nin katıldığı seçimlerde geniş bir tabanı var. Büyük mıknatıs etrafına daha fazla toparlar. Bu mitinglerin böyle bir büyük mıknatıs etkisi olduğu kanaatindeyim.
Bu seçimin başlangıçta çok büyük bir acı ile girdiğimiz bir seçim süreciydi. Deprem süreci siyaseti bir miktar rafa kaldırdı. Seçim beyannamemizi 5 başlıkta yazmıştık. 6 Şubat'tan sonra afet bölümü geldi. Ve onu birinci bölüm yaptık. Türkiye'de siyasetin önceliği deprem yaralarının sarılması. Sadece deprem bölgesi için değil tabi. Ben arife ve bayram günü Hatay'daydım. Şuna çok dikkat ettik. Hızlı bir şekilde bakanlıklarımız kamu kuruluşları o bölgedeki halkın ihtiyaçlarını karşılamak için seferber oldu. Bu zor dönemde siyasi bir malzeme olarak depremi kullanmamış olmanın rahatlığı ile vatandaşlarımızda 'bunlar bizim yanımızda, yaralarımızı saracaklar' hissi oluştu. Ramazan'ın ikinci yarısından itibaren yavaş yavaş siyaset zemini oluşturulmaya başlandı.
"BİZİM AÇIMIZDAN SAHADA DURUM İYİ"
Bizim açımızdan sahada durum iyi. Geçen seçimde gittiğimiz bazı yerlerde bize tepkiler vardı. Biz en zor zamanda da halkın içindeydik. Bize sıkıntılar var ama çözerseniz siz çözersiniz, bu yüzden size söylüyoruz diyorlar. Uzunca bir zamandır ekonomide iki stratejiyi aynı anda götürüyoruz. Alım gücünü artırmak için asgari ücrete senede 2 kere zam yapıyoruz. 2 gün içinde yine kamu çalışanlarının maaş zamları ortaya çıkacak. EYT'lilerin emeklilik haklarının verilmesi bile başlı başına bir şeydir. Vatandaş hükümetin sıkıntıları gördüğünü, bildiğini bunun için canhıraş çalıştığını biliyor ve bunun verdiği bir güven de var. 6'lı masanın sorunları çözemeyeceğini de görüyor.
"MİLLET ÖVÜNÇ DUYUYOR"
Yerli üretimimiz yoktu. Vatandaş milli bir kıvanç duyuyor. Millet TCG Anadolu'yu görebilmek için kuyruğa giriyor. İnsanlar güçlü ve büyük Türkiye'yi somut olarak görüyor. Arkada 7 düvele hükmeden Topkapı Sarayı ve hemen önünde TCG gemisi. Bu tabi vatandaşa güçlü kudretli günlerimize dönüyoruz hissiyatı veriyor. Halk ile karşı karşıya geldiği yer burası. Millet övünç duyuyor. TEKNOFEST'te 3-4 saat vakit geçirdim, keşke daha çok geçirebilseydim. CHP kendi sicilini de ortaya koymuş oluyor. Nuri Demirağ'ın yaptığı bir ambulans uçak senelerce Hollanda'da kullanılmış. Altında bu uçak Türkiye'de üretilmiş diyor 1940. O zamanki CHP Nuri Demirağ'ın varlığından rahatsız olmuştur. CHP'nin kodları tekrar devreye giriyor. Sizin adamlarınız kalkar İHA'lara SİHA'lara dokunacağız derse... Togg üretiliyor siz de davet edilmisşiniz gelin millet ile aynı sevinci yaşayın. AK Parti'nin en büyük başarısı vesayet dönemlerini çöpe atmış olmasıdır. Eski devrin vesayet odakları ortada olmadığı için bunları rahatça yapıyoruz.
"KASET MESELELERİNİ LANETLİYORUZ"
Bizim kaset işleriyle işimiz olmaz. Sayın Kılıçdaroğlu bilmeli ki, Deniz Baykal'ın nasıl tasfiye edildiğini dünya biliyor. Geçmişteki kaset meselelerini nasıl reddediyorsak bundan sonraki kaset meselelerini lanetliyoruz. Tarihin çöplüğüne atılmalıdır. Kaset siyasi ahlaka sığmaz.
"DOĞU AKDENİZ'DE DE PETROL BULACAĞIZ"
Bir kişi bile Togg'u İtalya'dan gemilerle getirdiniz demiyor. Bir kere de şu milletin övüncünün içinde olun. Gabar'dan petrol fışkırıyor. Doğu Akdeniz'de de petrol bulacağız. Libya'da Türkiye hükümetle işbirliği yaparak bunları tescil etti de biz arama yapıyoruz. Siz bundan da rahatsız oluyorsunuz. Libya'ya ne işimiz var diyenler, karşı çıkanlar ortadadır. Komedi gibi bir şey. Daha önce de 'Niye doğalgaz çıkarıyorsunuz' diye bir söz vardı. Bunlar gülünç şeyler. Cevap bile vermeye gerek yok.
2 yıldır birçok programda söyledim. Ortada siyasal matematik var. Herkes biliyor ki HDP oyu almadan yarışa ortak olması mümkün değil. Zaten başlangıçtan beri dirsek temasından öte ilişki söz konusu. Masadaki yarış kim cumhurbaşkanı olacak. 6 partiyi toplayın HDP destek vermiyoruz dese kazanma imkanları yok. HDP dediğiniz siyasi organizasyon. Siyasi gelenek içerisinden geldiği açıktır. Sayın Kılıçdaroğlu 'Selahattin Demirtaş'ı bırakacağız' diyor. Doğu'da Van ziyaretinde HDP katılımı olmasaydı CHP öyle mitingi nasıl yapacaktı. Problem, yıllardır söylediğimiz şey şu HDP'nin dağla arasına aşılmaz mesafeler koyamamasıdır. Yoksa niye eleştirelim. Türkiye terörle mücadelede güçlü bir dönem geçiriyor. Bir elin dağda bir elin sandıkta olmaz. HDP kurumsal olarak bunu yapamıyor ya da yapmıyor. Desteğini almak için kapılarında dolaştığını biliyoruz. Terörle aranıza mesafe koyun demesi lazım. HDP'li sözcü 'Biz Suriye halkının Rojava'daki kazanımlarını biz de elde edeceğiz' diyor. Ortada açık bir emperyalist bölünme projesi var. Bir başkası 'Mustafa Kemal'in askeri değil generali olsanız ne olur' diyor. Bunlara karşı PKK'ya bir şey demeyen HDP'ye bir şey desinler.
"TİYATRO OYNAMIYORUZ"
Tiyatro oynamıyoruz siyaset gerçek bir ortamdır. 45 bin insanımızı kaybetmişiz. Kürt kardeşlerimizle terör örgütünü birbirinden ayırarak hareket edebiliyoruz. En az 2 trilyon dolar maddi kaybı olan bir ülkeden bahsediyoruz. Kandil geçen seçimde de aynısını yaptı. İçlerinde sakladıkları düşmanlıkları öyle noktaya gelmiş ki şimdi yüklenelim Kılıçdaroğlu'na destek verelim diye. Kin nefret devreye girince akıl ortadan kalkar. HDP'liler de kendilerince haklı. İstanbul Ankara seçimlerinde de kazanmaları mümkün değildi. Size destek vermiş, Kılıçdaroğlu aday olana kadar görmezden görüyorsunuz. Bir müzakere sürecinin yürütüldüğü açıktır. Niye durduk yere bir parti CHP temel değerleriyle çelişkili bir partinin adayı Kılıçdaroğlu'na desteği olsun. HDP'nin bir parti olarak müzakere olması değil, bir elinin dağda bir elinin sandıkta olması. Halk istiyor ki terör ortadan kalksın.
Sözde en itibarlı dergiler, biz yabancı basının Türkiye'yi yakinen izlemesinden rahatsız değiliz. Türkiye'ye ayar vermeye çalışmasından rahatsızız. Bakıldığında Türk bayrağının ortasında bir kırık vardır. Sen kimsin, dergi müsveddesi. Amerika, Fransa'da bir seçim olsa herhangi bir dergi oradaki seçime doğrudan müdahale etse Amerikalılar Fransızlar rahatsız olmaz mı? Yine bir dergide, kırılmış bir hilal var. Aynı mantık. Psikolojik harekat derken boşuna söylemiyorum. Cumhurbaşkanımız hilalin savunucusu olarak görülüyor. Aşağılık, asla kabul edilemez bir şeydir. Normalde azıcık akılları olsa böyle bir operasyon çekmenin Türk halkı üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünmeleri gerekir. Artık alışmaları lazım, sayın Kılıçdaroğlu da 'Türkiye'yi artık Batı'yla hizalayacağız' diyor. Türkiye Batı'ya göre hizalanmayı reddediyor. Seçim beyannamemizde ortaya koyduğumuz şey bu. Diyoruz ki Türkiye dış politikasıyla ilgili Türkiye Yüzyılı'yla Türkiye eksenini inşa ediyoruz.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA TÜRKİYE'NİN TUTUMU
Biz Batı şöyle istiyor diye orada duramayız. Biz Kırım'ın ilhakında açık şekilde tepkimiz verdik. Diğer 3 bölge için de tepki verdik. Biz bir savaşın tarafı olamayız. Pratik olarak sonuçlarını alıyoruz, Tahıl Koridoru anlaşmasıyla. Batı için şark problemi, Türkiye Osmanlı bir şark problemdir. Rusya da bir şark problemidir. Batı karşısında onlar gibi olmaya öykünen bir kelimedir. Bizim için Senegal halkı da Fransız halkı da insandır. Batı halkı için Afganistan'daki insanların toz kadar değeri yoktur. Giderken üzüldükleri tek şey silah bırakmıştık oldu. Sömürülen ülkelerin halklarının neler yaşadığını biz biliyoruz. Canı çıksın böyle medeniyetin.
Meclis'te partiler mücadele içinde, kavgalar da olabiliyor. Ama sonuçta bu insanlar yeri geliyor, planlama için çay kahve içip sohbet ediyor. Normal olan şey budur. Demokrasinin bir tane hakimi var o da milletin kendisidir. Sandıkta millet ne karar verirse baş göz üstüne.