AK Parti 6. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sona erdi
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2006 19:28
Adem Kadam bildiriyor - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Farklılıklarımız zaaf değil, zenginliğimizdir. 6. İstişare ve Değerlendirme toplantımıza da bu zenginliğimiz yansımıştır” dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, AK Parti 6. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasını yaptı. Toplantının son derece verimli, ışık tutucu ve yol gösterici şekilde sona erdiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu öneriler, uyarılar, katkılar, kuşkusuz bu uzun yolda önümüzü aydınlatacak, Türkiye'nin tıkanan kanallarını açan AK Parti siyasetine ışık tutacaktır. AK Parti'nin ülke meselelerine bütünlüklü bakışının özelikle bu toplantımıza yansımış olması, bütünlüklü siyaset felsefemizin toplantımızda ön plana çıkması heyecanıma heyecan katmış, hizmet aşkımızı tazelemiştir. Bütün arkadaşlarımızın vukufiyetle üzerinde durduğu temaların özeti şudur; AK Parti, bütün organlarıyla yasama faaliyetleriyle yürütme organıyla ve parti teşkilatlarıyla ülkenin geleceğine odaklanmalıdır Bu tablo bir kez daha göstermiştir ki; Türkiye'yi ayağa kaldıran AK Parti kadrolarının bir tek önceliği vardır; O önceliğimiz Türkiye'dir. Bu toplantıda AK Parti'yi Türkiye ile Türkiye'yi AK Parti ile birlikte konuştuk.”
“DİKKATE DEĞER YENİ ÖNERİLER”
Çalışma toplantısı boyunca 81 milletvekilinin düşüncelerini hassasiyetle dinlediğini belirten Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerinin Türkiye siyasetinin geneli üzerinde fikirlerini beyan ettiklerini, önemli analizler yaptıklarını ve dikkate değer yeni öneriler getirdiklerini söyledi. AK Parti'nin fikri zemini ve kuruluş misyonuna tam bir uygunluk içinde dile getirilen bütün fikirleri dikkatle ve özenle kaydettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “AK Parti tek tipçi, tek sesli, standartlaştırıcı bir siyasi hareket olmadı, olmayacaktır. Büyük AK Parti kadrosu, siyasetimizin her kademesinde vahdet ilkesini hayata geçirme çabasındadır. Farlılıklarımızı ayrışma değil, bütünlük içinde bir terkibe ulaşma vesilesi sayıyoruz. Bu yüzden bizim diyalog ve istişare zeminlerimiz, birbirimizi tamamlamak gibi bir anlayışa dayanır, dayanmalıdır. Biz bütün yol arkadaşlarımızla birlikte her beyanımızı, her eylemimizi o büyük mesuliyet duygusu içinde dile getiririz. Mesuliyetimiz; milletimizin emanetine, milletimizin iradesine tam sadakattir. Bu sadakat çizgisi ve sorumluluk içinde arkadaşlarım ülkemizin bütün meselelerine dikkatle eğilmişlerdir. Yasama ve yürütmenin diyalog ve uyum içinde çalışması, bürokrasinin ataletten kurtularak hükümetimizin ritmine, hızına uygun hizmet etmesi, adalet mekanizmasından sağlık alanına kadar hayata geçirdiğimiz reformların uygulanması, ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerimizden sapmadan sosyal politikalara ve toplumsal kalkınmaya daha fazla ağırlık verilmesi, Türkiye'nin ve AK Parti'nin hızını kesmeye dönük suni gündemlere prim vermeden toplumsal merkeze odaklanan siyaset üretmemiz, ülkemize neler kazandırdığımızın topluma hakkıyla anlatılmasının yanı sıra enerjiden tarıma, gıda sektöründen tekstile kadar ana sektörlerle ilgili arkadaşlarımız görüş ve kanaatlerini dile getirmişlerdir.”
“FARKLILIKLARIMIZ ZAAF DEĞİL ZENGİNLİĞİMİZDİR”
Başından beri milleti hakkıyla temsil edebilmek için ortak aklı harekete geçirmeye çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, bunun için istişare kapılarını açık tutmaya, dayanışma ruhunu diri kılmaya ve Türk milletiyle aynı dili konuşmaya büyük özen gösterdiklerini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Birçok arkadaşımın dikkati çektiği gibi farklılıklarımız zaaf değil, zenginliğimizdir. Bu toplantımıza da bu zenginliğimiz yansımıştır. Özellikle ve tekrar belirtmek isterim ki; istişaremizden çıkan ortak irade şudur; AK Parti Türkiye'nin gelecek vizyonuna odaklanmalı, gözünü ufuk çizgisine dikmelidir. Dünya ekonomileri arasında ilk 17'ye giren, milli gelirini 3.5 yılda ikiye katlayan Türkiye, demokratik kalkınmadan, siyasi güven, istikrardan gözünü ayırmadan dünyanın en gelişmiş, en kalkınmış ülkeleri arasına girmeyi vazgeçilmez bir hedef olarak koymalıdır. Bu hedef, AK Parti'nin hedefidir. Toplantımızda ağırlıklı olarak gündeme getirilen sektör sorunlarından, bölgesel kalkınma sorunlarına kadar toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren meseleler, bizim meselelerimizdir. 3 yılda tesis ettiğimiz güven ve istikrarın daha da muhkem hale gelmesi; ülke meselelerini kısa vadeli hesaplarla değil, 20-30 yıllık bir vizyonla ele almamıza bağlıdır. Yediden yetmişe bütün milletimizi kucaklayan bu büyük umut kadrosunun yegane hedefi, Türkiye'yi hak ettiği adalet ve kalkınma düzeyine ulaştırmaktır. Bunu birlikle istişarelerle müşterek akıl ile millet iradesini hakkıyla temsil ederek başaracağız. Suni gündemlere asla prim vermeyeceğiz. İnsanımızın büyük ideallerini zaafa düşürmeden herkesin ama herkesin hakkını koruyarak yapacağız. Zira bu mukaddes topraklara, bu aziz vatana, millette bizim borcumuz var. Bu borcu ödemek için, Türkiye'nin bütün dertlerini dert ediniyoruz. Bu borcu ödemek için, bütün alanlarda yeni bir istiklal mücadelesi veriyoruz.”
AK Parti iktidarının 3. yılını geride bırakırken milletin desteğinin katlanarak arttığını belirten Erdoğan, yediden yetmişe halkın yüzünü güldürmekten daha ulvi bir amaçla siyaset yapılamayacağını vurguladı. “Bu milli, manevi, ulvi duygulardan mahrum olanlar, bu mukaddes vatanı ruhsuz bir toprak parçası, bir arazi toplamı zannedenler, Çanakkale'den Şanlıurfa'ya şehit kanlarının kulaklarımıza neler fısıldadığını hissetmeyenler, bizim bu topraklara, bu vatana, bu millete aşkımızın hararetini, derecesini ölçemezler. Bu böyle bilin” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Onlar varsın kendi hesaplarıyla baş başa kalsın. Onlar siyaseti kumda oynamak, bir bardak suda fırtına koparmak, kavga etmek zannetsinler. Onlar varsın siyaset üretmeyi gündemde yer almak sanmaya devam etsinler. Bu vatan, bu ülke, bu millet yüreğinde hizmet aşkı olanları ilelebet bağrına basacaktır.”
Konuşmasında, TBMM'de Salı günü Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile ilgili gensorunun görüşüleceğini de hatırlatan Erdoğan, “Salı günü yapılacak gensoru oylamasında dirliğimiz ve beraberliğimizin gereği olan cevabı 6 aya üç gensoru sığdıran ana muhalefet partisine vereceğiz” dedi.
MEHMET AKİF ERSOY'U ANDI
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda bugünün İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabulünün 85. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy'u şükranla ve minnetle andıklarını söyledi. Erdoğan, toplantıya katılan milletvekillerini İstiklal Marşı'nı söylemeye davet etti.
Bunun üzerine bakanlar, millettekileri, MKYK üyeleri ve parti kurucuları hep birlikte İstiklal Marşı'nı söyledi.
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın bestelenen 2 kıtası dışındaki 8 kıtasını da okudu.
Erdoğan, daha sonra karayoluyla Ankara'ya hareket etti.
“DİKKATE DEĞER YENİ ÖNERİLER”
Çalışma toplantısı boyunca 81 milletvekilinin düşüncelerini hassasiyetle dinlediğini belirten Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerinin Türkiye siyasetinin geneli üzerinde fikirlerini beyan ettiklerini, önemli analizler yaptıklarını ve dikkate değer yeni öneriler getirdiklerini söyledi. AK Parti'nin fikri zemini ve kuruluş misyonuna tam bir uygunluk içinde dile getirilen bütün fikirleri dikkatle ve özenle kaydettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “AK Parti tek tipçi, tek sesli, standartlaştırıcı bir siyasi hareket olmadı, olmayacaktır. Büyük AK Parti kadrosu, siyasetimizin her kademesinde vahdet ilkesini hayata geçirme çabasındadır. Farlılıklarımızı ayrışma değil, bütünlük içinde bir terkibe ulaşma vesilesi sayıyoruz. Bu yüzden bizim diyalog ve istişare zeminlerimiz, birbirimizi tamamlamak gibi bir anlayışa dayanır, dayanmalıdır. Biz bütün yol arkadaşlarımızla birlikte her beyanımızı, her eylemimizi o büyük mesuliyet duygusu içinde dile getiririz. Mesuliyetimiz; milletimizin emanetine, milletimizin iradesine tam sadakattir. Bu sadakat çizgisi ve sorumluluk içinde arkadaşlarım ülkemizin bütün meselelerine dikkatle eğilmişlerdir. Yasama ve yürütmenin diyalog ve uyum içinde çalışması, bürokrasinin ataletten kurtularak hükümetimizin ritmine, hızına uygun hizmet etmesi, adalet mekanizmasından sağlık alanına kadar hayata geçirdiğimiz reformların uygulanması, ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerimizden sapmadan sosyal politikalara ve toplumsal kalkınmaya daha fazla ağırlık verilmesi, Türkiye'nin ve AK Parti'nin hızını kesmeye dönük suni gündemlere prim vermeden toplumsal merkeze odaklanan siyaset üretmemiz, ülkemize neler kazandırdığımızın topluma hakkıyla anlatılmasının yanı sıra enerjiden tarıma, gıda sektöründen tekstile kadar ana sektörlerle ilgili arkadaşlarımız görüş ve kanaatlerini dile getirmişlerdir.”
“FARKLILIKLARIMIZ ZAAF DEĞİL ZENGİNLİĞİMİZDİR”
Başından beri milleti hakkıyla temsil edebilmek için ortak aklı harekete geçirmeye çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, bunun için istişare kapılarını açık tutmaya, dayanışma ruhunu diri kılmaya ve Türk milletiyle aynı dili konuşmaya büyük özen gösterdiklerini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Birçok arkadaşımın dikkati çektiği gibi farklılıklarımız zaaf değil, zenginliğimizdir. Bu toplantımıza da bu zenginliğimiz yansımıştır. Özellikle ve tekrar belirtmek isterim ki; istişaremizden çıkan ortak irade şudur; AK Parti Türkiye'nin gelecek vizyonuna odaklanmalı, gözünü ufuk çizgisine dikmelidir. Dünya ekonomileri arasında ilk 17'ye giren, milli gelirini 3.5 yılda ikiye katlayan Türkiye, demokratik kalkınmadan, siyasi güven, istikrardan gözünü ayırmadan dünyanın en gelişmiş, en kalkınmış ülkeleri arasına girmeyi vazgeçilmez bir hedef olarak koymalıdır. Bu hedef, AK Parti'nin hedefidir. Toplantımızda ağırlıklı olarak gündeme getirilen sektör sorunlarından, bölgesel kalkınma sorunlarına kadar toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren meseleler, bizim meselelerimizdir. 3 yılda tesis ettiğimiz güven ve istikrarın daha da muhkem hale gelmesi; ülke meselelerini kısa vadeli hesaplarla değil, 20-30 yıllık bir vizyonla ele almamıza bağlıdır. Yediden yetmişe bütün milletimizi kucaklayan bu büyük umut kadrosunun yegane hedefi, Türkiye'yi hak ettiği adalet ve kalkınma düzeyine ulaştırmaktır. Bunu birlikle istişarelerle müşterek akıl ile millet iradesini hakkıyla temsil ederek başaracağız. Suni gündemlere asla prim vermeyeceğiz. İnsanımızın büyük ideallerini zaafa düşürmeden herkesin ama herkesin hakkını koruyarak yapacağız. Zira bu mukaddes topraklara, bu aziz vatana, millette bizim borcumuz var. Bu borcu ödemek için, Türkiye'nin bütün dertlerini dert ediniyoruz. Bu borcu ödemek için, bütün alanlarda yeni bir istiklal mücadelesi veriyoruz.”
AK Parti iktidarının 3. yılını geride bırakırken milletin desteğinin katlanarak arttığını belirten Erdoğan, yediden yetmişe halkın yüzünü güldürmekten daha ulvi bir amaçla siyaset yapılamayacağını vurguladı. “Bu milli, manevi, ulvi duygulardan mahrum olanlar, bu mukaddes vatanı ruhsuz bir toprak parçası, bir arazi toplamı zannedenler, Çanakkale'den Şanlıurfa'ya şehit kanlarının kulaklarımıza neler fısıldadığını hissetmeyenler, bizim bu topraklara, bu vatana, bu millete aşkımızın hararetini, derecesini ölçemezler. Bu böyle bilin” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Onlar varsın kendi hesaplarıyla baş başa kalsın. Onlar siyaseti kumda oynamak, bir bardak suda fırtına koparmak, kavga etmek zannetsinler. Onlar varsın siyaset üretmeyi gündemde yer almak sanmaya devam etsinler. Bu vatan, bu ülke, bu millet yüreğinde hizmet aşkı olanları ilelebet bağrına basacaktır.”
Konuşmasında, TBMM'de Salı günü Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile ilgili gensorunun görüşüleceğini de hatırlatan Erdoğan, “Salı günü yapılacak gensoru oylamasında dirliğimiz ve beraberliğimizin gereği olan cevabı 6 aya üç gensoru sığdıran ana muhalefet partisine vereceğiz” dedi.
MEHMET AKİF ERSOY'U ANDI
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda bugünün İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabulünün 85. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy'u şükranla ve minnetle andıklarını söyledi. Erdoğan, toplantıya katılan milletvekillerini İstiklal Marşı'nı söylemeye davet etti.
Bunun üzerine bakanlar, millettekileri, MKYK üyeleri ve parti kurucuları hep birlikte İstiklal Marşı'nı söyledi.
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın bestelenen 2 kıtası dışındaki 8 kıtasını da okudu.
Erdoğan, daha sonra karayoluyla Ankara'ya hareket etti.