Güncelleme Tarihi:
Bakan Fatma Şahin, Bakan Yardımcısı Aşkın Asan ve danışman Ayşe Kesir.
Müthiş bir üçlü. Sürekli projeler konuşuluyor. Ve çoğu da hayata geçiyor.
Bakan Şahin, dün akşam Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kuruluşunun birinci yıl dönümü nedeniyle düzenlediği toplantıda işte bu projeleri, yapılanları, yapılması planlananları anlattı basına.
Toplumun en mağdur kesimi.
İşte bu bakanlık, bu mağdur kesimin sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor.
Öncelikle çocuklar; özellikle de kimsesiz çocuklar. Çocuk yuvaları konseptinden vazgeçiliyor artık. Kimsesiz çocuklar, “yuvalarda/koğuşlarda” değil, “evlerde/odalarda” yaşayacak bundan sonra. Dönüşüm başlamış.
Bakan Şahin, dinleyenlerin gözlerini yaşartan anısını da bu dönüşümü anlatırken dile getiriyor;
“Bir yetim çocuğumuz, bu sevgi evlerine yerleştikten sonra bana teşekkür etti. ‘Bakanım, artık benim de bir adresim oldu. Okulda, adresimi sorduklarında yuva dediğimde, herkes bana farklı bakıyordu. Artık ben de diğerleri gibiyim, sorulduğunda söyleyecek bir adresim var..”
Kimsesiz çocukların, artık yeteneklerine göre yönlendirildiklerini de anlattı Bakan Şahin. Bir de örnek verdi:
“TÜBİTAK’la bir bilim kurulu oluşturduk. Matematik fen açısından yetenekli çocukları seçip, bir matematik kampına gönderdik.”
Ve ekledi;
“Steve Jobs da yetimdi. Çocuklarımıza hep bunu söylüyorum. Kendizi, hayallerinizi asla sınırlamayın...”
Bakanlık, evlat edindirme prosedürünü de çok kolaylaştırmış. Ve sayılar artmış. 2012 Haziran ayı sonu itibarıyla 11 bin 425 çocuğun artık bir ailesi var. 2013 sonu için hedef ise 12 bin 175.
Açık yüreklilikle, uğraştıkları en zor konunun ise, suça bulaşmış ve tacize uğramış çocuklar olduğunu anlatıyor Bakan Şahin. Suça bulaşmış çocukların topluma yeniden kazandırılması, mağdur olan çocukların da rehabilitasyonu için çalışmalar sürüyor. “pekçok rehabilitasyon merkezi var ama sadece tabeladan ibaret” diyor Bakan, uygulamada çocukların yeniden hayata kazandırılması için yetersiz kaldıklarını anlatıyor. Bunlara el atmış durumda Bakanlık. Ama Bakan’ın dediği gibi, “en zor alan...”
KADIN İSTİHDAMI-KADINA ŞİDDET
Bakanlık, toplumun diğer bir mağdur kesimi, kadınlar konusunda da çok aktif.
Şiddet önleme merkezleri birbiri ardına açılıyor. 2002’de kadınlar için kurulan bu merkezlein sayısı 8 iken, 2011’de 48’e ulaşmış durumda. 2012’de 61 merkez hedefleniyor. 2013 için ise hedef büyük; 116 merkez. Yani her ilde mutlaka bir merkez açılacak. “En yakından takip ettiğimiz konu bu” diye anlatıyor Bakan Şahin.
Kadın istihdamı da Bakanlığın özellikle eğildiği bir başka alan. 2004 yılında Türkiye’deki istihdamın yüzde 23,3’ü kadın imiş. 2011’de oran yüzde 28,8, 2012’de yüzde 30 olmuş. Hedef, 2023’de Türkiye’deki istihdamın yüzde 35’inin kadınlardan oluşmasını sağlamak.
“FRANSA, ALMANYA EKONOMİK KRİZ VAR DEDİĞİ İMZALAMADI, BİZ İMZALADIK”
Türkiye’nin “ilk imzacı ülke” olduğu, kadına şiddetin önlenmesi konvansiyonundan da övgüyle bahsediyor Fatma Şahin. Türkiye’nin yasalaştırdığı bu çok önemli anlaşma, Avrupa’nın büyük ülkeleri, Fransa ve Almanya tarafından ise hala parlamentolarından geçirilmemiş. “Kriz var, Euro bölgesi sorunlu diyorlar. Bu sözleşmeyi uygularsak, mali yükü çok ağır olacak diyorlar ve bekliyorlar. Oysa biz hemen imzaladık” diye anlatıyor Fatma Şahin.
7746 ENGELLİYE DEVLETTE İSTİHDAM
Son dönemde engelliler için atılan en önemli adım ise kamuda istihdam olanaklarını arttırmak olmuş. Bakan Şahin, uzun uzun engelliler için özel olarak, eğitim durumlarına, engellerine göre hazırlanmış sınavı anlatıyor. “Sınava 60 bin engelli girdi. Tektek evlerinden alıp, sınava getirdik. Hepsini ayrı sınava soktuk. Ağustosta, 7746 boş kadroya atanacaklar” diyor ve ekliyor:
“Mesela Diyanet’te boş kadro kalmadı. Diyanet İşleri Başkanımız sağolsun, hepsini aldık. Sağlık Bakanlığı da çok kadro açtı”.
Atamalar Ağustos ayı içinde yapılacak.
İlköğretim alma imkanı bulamamış, ya da ancak ilköğretim diploması edinmiş engelliler ise, sınavsız olarak atanacaklar. 7746 kadronun 900’ü bu kişilere ayrılmış durumda. Onların atamaları da Ağustos başında yapılacak.
“TÜRKÇE İŞARET DİLİ YOKTU”
Bakan’ın verdiği bir başka ilginç bilgi ise işitme engellilerin kullandığı işaret dili konusunda:
“Türk işaret dili sistemi yoktu. İşaret dili kullanıyordu Türkiye’de ama bir standardı yoktu. Buna bir standart getirdik. Şimdi işaret dili tercümanı alıp, onları standartlar çerçevesinde yetiştireceğiz...”