Aile hekiminin 11 yıl hapsi isteniyor

Davaya konu ilk olayın, geçen yıl haziran ayında aile sağlığı merkezinde meydana geldiği belirtildi. İddiaya göre Dr. A.Ç., merkezde Dr. G.K.’nin üzerine olan elektrik, su ve diğer giderlerin yarısını kendisinin karşılamasına rağmen, bunların kurumlara ödenmesinde aksaklıklar oldu. Bu yüzden Dr. A.Ç. faturaları görmek isteyince, Dr. G.K. ile aralarında tartışma çıktı. İki doktor daha sonra aile sağlığı merkezini başka bir yere taşıdı. Bu binanın girişine yapılacak engelli rampasının bedelinin karşılanması konusunda ise aralarında anlaşmazlık çıktı. Dr. A.Ç., rampanın parasını ödemeyi kabul etmeyince aralarında yine tartışma çıktı.

Avukatı Fırat Serezli aracılığıyla suç duyurusunda bulunan Dr. A.Ç. meslektaşı G.K.’nın kendisine "Salak, geri zekalı kadın, tamamını ödeyeceksin" diyerek hakaret ettiğini öne sürdü.

Dr. A.Ç’nin şikayeti üzerine Dr. G.K., hakkında sulh ceza mahkemesinde ’hakaret ve tehdit’ suçlarından 4 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yaklaşık bir ay sonra, iddiaya göre Dr. G.K., toplantı odasındaki hemşireyi dışarı çıkardıktan sonra, kendisine dava açan Dr. A.Ç’yi buraya kilitledi. Dr. A.Ç’nin boğazını sıkıp, hakaret etti, ayrıca tacizde de bulundu.

Dr. A.Ç., avukatı aracılığıyla yine savcılığa başvurup Dr. G.K.’den ikinci kez şikayetçi oldu. Dr. G.K. hakkında ’Basit yaralama ve hakaret’ suçlarından bu kez de başka bir sulh ceza mahkemesinde 7 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Dr. A.Ç., ikinci davayla ilgili mahkemede verdiği ifadesinde sanık olan meslektaşından şikayetçi olduğunu yineleyip, "Sanık benim boğazıma sarılıp, itekledi. Ben hekim olarak öyle bir şey yapacağına ihtimal vermemiştim. Kendisi bir eliyle boğazımı sıkarken, diğer elini de eteğimin altına sokarak, eşimden boşanmış olduğumu da bildiği için cinsel anlamda bana tacizde de bulundu. Bu olayı daha sonra tanık hemşireye anlattım. Fakat rapor almak için gideceğim Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde eski eşimin çalışması ve orada çalışan doktorların büyük bir bölümünün beni tanıması dolayısıyla sağlık raporu almak istemedim. Olay sırasında ’imdat’ diye bağırdım. O sırada hal ve hareketleri ile olağan birisi gibi davranmayan sanık bunun üzerine şaşırdı. Ben onun bir anlık boşluğundan yararlanıp kapıya yöneldim. Bu sırada dışarıdan da açılması için zorlanan kapıyı açtım. Kapının önünde tanık olan hemşire vardı. Kapı açıldığında sanık hemen benim arkamdaydı. Daha sonra hemşire ile tutanak tuttuk. Sanıktan şikayetçiyim. Benim bu kişiyle aynı çatı altında çalışmak istemiyorum. Bu olaylar benim psikolojimi bozdu" dedi.

Açılan her iki davadaki suçlamaları da kabul etmeyen ve tutuksuz yargılanan Dr. G.K. ise, "Şikayetçi ile aynı sağlık merkezinde çalışıyoruz. Sağlık merkezinin temizlik ve başka giderleri olmaktaydı. Yaklaşık 4 yıldır bu işlerle sürekli ben ilgilendim. Bu dönemler içerisinde şikayetçi giderlere katılma hususunda sürekli problemler çıkardı. Başka yere taşındık. Engelli rampası yapılması gerekiyordu. Daha önceki yerde yapılan rampanın parasını ben ödedim. Bunu kendisinin karşılamasını istedim. Kedisine tehdit ve hakaret etmedim. Olaylarla ilgili daha önce verdiğim ifadelerim doğrudur. Bahsi geçen sebeplerle müşteki ile aramızda soğukluk oldu. Ben olay günü kesinlikle kendisine hakaret edip vurmadım. Onu yaralamadım. İddianamede bahsi geçen sözlerle hakaret etmedim" dedi.

Her iki davada tanık olarak dinlenen hemşire O.Ç. de kadın doktor A.Ç.’nin iddiaları doğrultusunda ifade verdi. Davalar eksik evrakın tamamlanması için ertelendi.

Dr. A.Ç. ayrıca Dr. G.K. hakkında, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık ile Sağlık Bakanlığı’na durumunu anlatan şikayet dilekçeleri verdiğini de söyledi.