Güncelleme Tarihi:
CHP grup başkanvekilleri tarafından imzalanarak TBMM Başkanlığı’na verilen önergenin gerekçesinde, “yandaş medyanın dile getirdiği ve AKP yöneticilerinin kullandığı iddialar” dayanak gösterildi. ‘Tüm siyasi parti liderlerine örnek olması açısından’ denilen önergede özetle şu ifadeler yer aldı: “Güçlü ve sağlıklı bir demokratik sistem kurulabilmesi için siyasetçi ve bürokratların saydamlık ve hesap verebilirlik ilkelerine uymaları, mal varlıklarındaki değişiklikleri kamuoyu ile paylaşmaları, yolsuzlukların önlenmesi açısından önemlidir. Yolsuzlukların önlenebilmesi adalet, eşitlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine dayalı bir yönetim anlayışının başta genel başkanlar olmak üzere tüm siyasetçiler ve üst düzey kamu yöneticilerince benimsenmiş olmasına bağlıdır. Temiz siyaset yapanlar hesap vermekten korkmazlar.
ORTA SINIF BİR DAİRE
Kamuoyunda yandaş veya havuz medyası olarak bilinen medya kuruluşları ve bazı AKP yöneticilerinin beyanlarında Kılıçdaroğlu’nun kızının Ataşehir’de aldığı bir ev üzerinden haksız mal edindiğine yönelik mesnetsiz iddialar ve iftiralar ortaya atılmıştır. Kişisel kazanç ve helal parayla alınan 85 metrekare 2+1 orta sınıf bir apartman dairesi üzerinden, AKP yöneticilerinin ve yakınlarının haksız kazanç sağladıkları ve rüşvet aldıklarına ilişkin belgelerin ortaya saçıldığı bir dönemde, CHP Genel Başkanı ve CHP’yi yıpratmak amacıyla, hayatı boyunca dürüstlüğü rehber edinmiş ve hiçbir yolsuzluğa adı karışmamış insanlar hedef gösterilerek manevi bir linçe maruz bırakılmaktadır.”
AK PARTİ'NİN YORUMU: SİYASİ MANEVRA
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Hürriyet’in sorusu üzerine CHP’nin önerisi için, “Popülizm. O olacak iş değil” dedi. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop da dün Endonezya Temsilciler Meclisi yasama birimi heyetini kabulünde, CHP’nin araştırma önergesine partisinin bakışının nasıl olacağı sorusuna karşılık şöyle konuştu: “Bir bakalım, bir görelim. Türkiye, bu tür numaraları daha önce yaşadı, 1990’lı yıllarda da bu tür şeyler oldu. Malumunuz, 1990’lı yılların ortasında liderlerin mal varlığı tartışması yaşanmıştı. Daha sonra ‘seninki de araştırılsın, benimki de araştırılsın, ben veriyorum, sen ver’ derken hiçbir araştırma yapılmamıştı. Bunlar siyasi manevralardır, bunları biliyoruz.”