Utku BOLULU/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2007 14:11
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'yi, İzmir'in Seferihisar İlçesi'nde, kıyı şeridinde kaldığı gerekçesiyle, 75 metrekarelik babadan kalma arsalarının tapusu, bedel ödenmeden iptal edilen 62 yaşındaki Mustafa Moğul ve 58 yaşındaki Mehmet Moğul kardeşlerin her birine 9'ar bin Euro (16 bin 600'er YTL) tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM'in bu kararı Türkiye'de benzer şekilde kıyı şeridindeki arsalarının tapusu iptal edilen binlerce kişinin davasına emsal oluşturacağı belirtildi.
Moğul kardeşler ve avukatları Mustafa Kemal Turan, AİHM kararını İzmir'de düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı. Avukat Turan, Osmanlı İmpatorluğu döneminden itibaren kıyıların özel mülkiyete yasaklandığını, 1926 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanunu'nda da kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağının açıkça yer aldığını söyledi.
Ancak, yıllarca Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tapu Daireleri, belediyelerin vatandaşlara kıyı alanlarında tapu ve imar hakkı verdiğini belirten avukat Turan, “AİHM bu kararıyla, kısaca ‘kanunen yasaksa niye vatandaşa tapu veriyorsun, imar veriyorsun. Tapu gibi yasal bir belgeyi devlet vermişse, geri alırken de bedel ödemeli’ demiştir” dedi.
Avukat Turan, 1984 yılında çıkan Kıyı Kanununa ilişkin 1985 yılındaki yönetmelikle kıyıların korunmasının somutlaştığını, 1926 yılından bu tarihe kadar 60 sene devletten resmi izinlere alarak yapılan yapılaşmalara veya arsalara kamulaştırma yapılmadan, bedelsiz tahliyeler için davalar açılmaya başlandığını söyledi. Açılan davalarda Türk mahkemelerinin vatandaşa bir bedel ödenmesini kabul etmediğine dikkat çeken Turan, “AİHM kararı aynı durumdaki mağduriyetlere karşı bir koruma içtihadı oluşturmuştur. Bu karar emsal niteliğindedir. Yüz binlerce parselin koruma dayanığını teşkil edecektir” dedi.
Mustafa Moğul, kendi tapulu arsalarıyla ilgili 2000 yılında aniden kendilerinin buradan çıkmalarının istendiğini söyledi. Moğul, “Aleyhimizde açılan davada, hem tapumuz iptal edildi hem de tüm masraflar bize yüklendi. AİHM'e gittik. Biz para peşinde değildik. Hakkımız vardı. Devletin verdiği tapumuz vardı. Biz buruk bir sevinç içindeyiz. Tam sevinemiyoruz. Gönül isterdi ki mahkeme burada böyle sonuçlansaydı. AİHM'e gitmek zorunda kalmasaydık. Orası Maliye'ye ait olsaydı, gecekondu yapsaydık eşyalarımızı alır giderdik. Ancak, anne-babamızın oturduğu tapulu evimiz var” dedi.
MOĞUL DAVASI NASIL BAŞLADI
Moğul kardeşlerin babası Ali Moğul arsayı 1954 yılında aldı. İki ev yaptı. 1972 ve 1973 yıllarında noter senedeyle oğullarına devretti. Bu tarihlerde tapuya kaydı olmayan arsayla ilgili olarak Seferihisar Belediyesi'ne başvuran Moğul kardeşler, arsanın iki parçaya ayrılmasını talep etti. Belediye 1979 yılında talebi kabul etti. 1981 yılında tapuları verildi. 1999 yılında Milli Emlak Danışmanı, ev ve arsaların kıyı şeridi içinde olduğunu belirledi. 2000 yılında Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tapu iptali davası açıldı. Kıyı Kanunu gereğince arsanın birey tarafından mülk edinemeyeceği iddia edildi. 2001 tarihinde Mahkeme tapu iptali kararı verdi. Yargıtay da temyiz ve düzeltme taleplerini reddetti. Moğul kardeşler AİHM'a başvurdu.
PROTOKOLE AYKIRI BULUNDU
AİHM, Moğul kardeşlere tazminat ödenmesi kararını AİHM ile Türkiye'nin arasında da imzalanan 1 Numaralı Protokolün ihlal edilmesine bağladı. Prototolde yer alan “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullarla ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez” hükmünü gerekçe olarak gösterdi. AİHM Moğul kardeşlerin, mülkiyet haklarından herhangi bir tazminat ödenmeksizin mahrum bırakıldığına dikkat çekti.