Güncelleme Tarihi:
Konferansta konuşan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkan Yardımcısı ve Yargıcı Prof. Dr. Işıl Karakaş ”AİHM önündeki davaların yüzde 14’ü Rusya’ya, yüzde 13’ü Türkiye’ye ait. Dava sayıları ve ülke sıralamasında Ukrayna 1’inci, Rusya 2’inci, Türkiye 3’üncü” dedi. Karakaş, “Türkiye, kötü muamelede ve yaşam hakkı ihlallerinde de birinciliği Rusya’ya kaptırsa da iddialı olmaya devam ediyor” dedi.
‘CUMHURBAŞKANI’NA HAKARET SUÇ OLMAMALI’
AİHM’nin 1959-2015 yılları arasında 18 bin 577 davaya baktığını, ifade özgürlüğü ihlalleriyle ilgili olan 619 davanın 258’i Türkiye’ye ait olduğunu söyleyen Karakaş şöyle devam etti: “Türkiye’de eleştiri ile hakaret arasındaki fark bilinemiyor. 299’uncu maddede de ayrıca ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ var. Bunun cezası daha ağır. 2007’de Avrupa Konseyi tavsiye kararında ‘Büyük bir endişeyle görüyoruz ki bazı devletlerde hapis cezaları öngörülmekte, bazılarında uygulanmaktadır. Meclisler, bu ceza hükümlerini yasadan çıkarmalı’ deniyor. Azerbaycan ve Türkiye örnek veriliyor.”
‘NEFRET SÖYLEMİ YOKSA CEZA VERİLEMEZ’
AİHM’nin klasik içtihadının bir siyasetçinin kendisine yöneltilen eleştiriye diğer insanlara göre çok daha tahammül göstermesi olduğunu söyleyen Karakaş şunları ekledi: “Bir toplumda mizah ve hiciv yoluyla yapılan çıkışları bastırmaya çalışırsanız, mahkûmiyet kararı para cezası bile olsa, insanları eleştirmekten caydırır. ‘Yarın başıma ne gelir’ diye, yazmaktan çekinir. AİHM, medyada ifade edilen görüşler için de sadece iki halde hapis cezası öngörülebileceğini söylüyor: Nefret söylemi ve şiddet çağrısı. Bunların dışında medyada yer alan ifadelerin hiçbirine hapis cezası verilemez.”