AİHM kararına tepkiler Erdoğan: Karar esasa değil, usule yönelik
Güncelleme Tarihi:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın adil yargılanmadığını yönündeki kararına çeşitli çevrelerden tepki geliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AİHM'nin Öcalan ile ilgili aldığı karara ilişkin olarak, “Özünün yargılamanın usulü ile ilgili olduğu bilinmelidir. Esas ile alakalı bir şey söz konusu değildir” dedi. Erdoğan, “Bu dosya hukuken yeniden açılsa da açılmasa da millet vicdanında kapanmış bir dosyadır” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ziyaret ettiği Budapeşte'de Sofitel Otel'de Türk ve Macar işadamlarının katıldığı toplantının ardından basın mensuplarına AİHM'in verdiği kararla ilgili açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Kararın özünün yargılamanın usulü ile ilgili olduğu bilinmelidir. Esas ile alakalı bir şey söz konusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bundan herkesin, gerek içeride gerek dışarıda emin olması gerekir. Bu dosya, hukuken yeniden açılsa da açılmasa da millet vicdanında kapanmış bir dosyadır. Terörist ve terörizm konusunda bizim iktidar olarak, millet olarak tavrımız bellidir. Bütün dünyada hassasiyetin doruğa çıktığı bir dönemde, dünya bir teröristin suç dosyasına eğer yeniden bakmak istiyorsa, biz yeniden bu anlama, bu yaklaşım tarzına (Türkiye'de yargı bağımsızdır ve Türkiye Cumhuriyeti devleti açık bir hukuk devletidir) demek suretiyle cevabımızı veririz.
Şundan herkesin emin olması gerekir ki; Bir demokrasi ve hukuk devleti olan Türkiye'nin yol haritası ve hedefleri bellidir ve bu istikamette de ilerlemeye devam edecektir. Türkiye'nin teröre ve teröriste bakışı asla değişmeyecektir. İnanıyorum ki iktidarımızın da muhalefetimizin de milletimizin de hissiyatı birdir. Bu konu, bizim iktidarımız döneminde gelişmiş veya cereyan etmiş bir konu değildir. Tam aksine, iktidara geldiğimizde kucağımızda bulduğumuz bir sorundur. Bunu, bütün milletimiz biliyor. Şunun da özellikle bilinmesini isterim ki, kimse, hiçbir kurum veya kuruluş, siyasi olsun ya da olmasın, asla bu konu üzerinden bir istismar zeminine girmemelidir. Girerse orada boğulur. Çünkü bu sadece iktidarımızın değil tüm milletimizin ortak bir görevidir. Böyle bilinmesi gerekir. Bundan sonraki süreç tamamıyla Türk yargı sisteminin yürüteceği bir süreçtir.”
BAKAN ÇİÇEK: KARAR USULE YÖNELİK
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AİHM'in PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili kararının gerekçesini görmeden bir açıklama yapmanın doğru olmayacağını söyledi. Çiçek, AİHM'nin karınının esasa değil, usule yönelik olduğuna dikkat çekti.
NTV'nin sorularını yanıtlayan Çiçek, AİHM'nin kararında Öcalan'ın terör yapmadığını belirtmediğini, ancak adil yargılanmadığına karar verdiğini ifade etti. Kararın öze değil usule yönelik olduğununun altına çizen Çiçek, bu karara AİHM heyetinde yer alan yargıçların daha sayıda itiraz ettiğine dikkat çekti.
"HÜKÜMET KARARI DÜN DEĞERLENDİRDİ"
Çiçek, AİHM’nin bugün açıkladığı Abdullah Öcalan kararını öngörerek, hükümet içerisinde dün akşam toplantı yaptıklarını, bu sabah da Adalet ve Dışişleri bürokratlarının konuyu değerlendirdiğini açıkladı. Olayı bütün yönleriyle takip ettiklerini belirten Çiçek, kararın doğrudan AB ile ilişkilendirilemeyeceğini, bilgi kirliliği yaratılmaması, birlik bütünlüğün bozularak birilerinin ekmeğine yağ sürülmemesi gerektiğini bildirdi.
BİLGİ KİRLİLİĞİ UYARISI
AİHM 1’nci Dairesi’nin 2003’te Öcalan’la ilgili olarak aldığı kararın hemen hemen aynısının bugün Büyük Daire’den çıktığını anımsatan Çiçek, "Kabataslak bakıldığında aynı karar. Ama bir fark var muhalefet açısından hakimler açısından, muhalif üyelerin görüşleri bu anlamda çok önem arzedecek. Onun için özünde bizim açımızdan sürpriz değil, vatandaşlarımızn şunu çok iyi bilmesi lazım: Bütün kanallar bu konuyu konuşuyor. Korkarım ki bir bilgi kirliliğine maruz kalınabilir. Bu karar hiçbir zaman davanın esasıyla özüyle ilgili değil, sadece usul hükümleriyle ilgilidir. Yani Türkiye’de terör olayları vuku bulmamıştır, böyle bir olay yokken siz karar verdiniz denilen hükme esas bir karar değil" diye konuştu.
"VATANDAŞ ENDİŞEYE KAPILMASIN EKMEKLERİNE YAĞ SÜRMEYELİM"
Öcalan davasının belli bir sürecinde askeri hakimlerin DGM heyetinden çıkartıldığını anımsatan Cemil Çiçek, "Burada vatandaşlarımızın böyle bir karar verildi eyvah şu olacak bu olacak şeklinde en ufak endişeye kapılmasına gerek yok" dedi. Millet ve devletin kurumları olarak teröri bakışta en ufak bir değişiklik olmadığını vurgulayan Çiçek, "Devletimizin tüm birimleri milletim ne düşünüyorsa onu düşünüyor" dedi.
BAYKAL: AİHM’İN KARARI YENİDEN YARGILAMA DEĞİL
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AİHM’in Öcalan hakkında verdiği kararın yeniden yargılamaya yönelik olmadığını belirterek, "Otomatik olarak, mahkeme bu kararı almadığı halde, yargılamanın yenilenmesi noktasına gidilecek olunursa çok büyük bir yanlışlık yapılmış olur" dedi. Avrupa Bakanlar Konseyinin yeniden değerlendirme yapacağını kaydeden Baykal, "Yani bu konuda sessiz kalırsak, Bakanlar Konseyi, çok doğal olarak ’Yeniden yargılama’ diyebilir" dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal, genel merkezde Petrol İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ve sendikanın yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Görüşmede gazetecilerin sorusu üzerine AİHM’in Abdullah Öcalan’la ilgili kararını değerlendiren Baykal, bunun kamuoyunun beklediği bir karar olduğunu söyledi. Baykal, "AİHM Öcalan’ın yeniden yargılanması kararı almamıştır. Alınan karar, Öcalan yargılanmasında AİHS’nin bazı maddelerinin ihlal edilmesi ve yargılama usulüyle ilgili yanlışlıkların tespit edilmesidir. Yargılamanın tekrar yapılmasına yönelik bir karar alınmamıştır. Bazı usul eksikliklerinin olduğuna ilişkin mahkeme kararının nasıl hayata geçirilmesine ilişkin değerlendirme yapma hakkı Bakanlar Konseyi’ndedir" dedi.
AKP: TÜRKİYE GEREĞİNİ YAPACAK
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, "hukuk devleti olan Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan hakkında verdiği kararın gereğini yapacağını" söyledi.
Fırat, AKP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Öcalan davasının AKP'nin değil, devletin meselesi olduğunu belirtti. İktidarı, muhalefeti ve milletiyle hassas bir durum karşısında olduklarını dile getiren Fırat, bu konunun iç politika malzeme yapılmamasının altını çizdi.
Bu konuda art niyetli olanlara fırsat verilmemesi gerektiğini kaydeden Fırat, bunu yapanların bedelini ağır ödeyeceğini söyledi.
Fırat, Avrupa Birliği yolunda çıkacak arızı sorunların Türkiye'yi yolundan saptıramayacağını bildirdi.
Fırat, Türkiye'nin AİHM’nin Öcalan hakkında verdiği kararın gereğini yapacağını belirtti.
DEHAP: YENİDEN YARGILAMA KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN FIRSAT
DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasının Kürt sorununun çözümü için bir fırsat olacağını söyledi.
Tuncer Bakırhan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Abdullah Öcalan hakkında verdiği "adil yargılanmadı" kararını değerlendirdi.
Bakırhan, Öcalan hakkındaki bu kararın, Türkiye’de yeniden yargılama kararı verilen 90 civarında davayı da etkileyeceğini belirterek, "AİHM’in Sayın Öcalan davası ile ilgili kararı bu bakımdan da yeni bir hukuki sürecin başlamasını sağlayacaktır. Türkiye, demokrasinin meşruiyeti ve hukukun evrensel normları çerçevesinde bu kararı olgunlukla karşılamalıdır" diye konuştu.
Bakırhan, CHP’nin, Avrupa Konseyi’ne yönelik siyasi baskı yapılması yönündeki önerisini de eleştirdi. Bakırhan, "Anamuhalefet partisi olarak CHP sorumluluğunun bilinciyle hareket etmelidir" dedi. Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bayrak provakasyonunda sırasında açıkladığı tavrını devam ettirmesini istedi.
"KÜRT SORUNU İÇİN ÖNEMLİ "
Öcalan’ın yeniden yargılanmasının Kürt sorunu için önemli olduğunu ifade eden Bakırhan, şunları kaydetti:
"Sayın Öcalan’ın evrensel hukuk normlarıyla yeniden yargılanmasının, Kürt sorununun tartışılması ve çözümü için yeni bir fırsat yaratacağını düşünüyoruz. Nasıl ki, 1999’da İmralı yargılamaları çatışmasız bir sürecin önünü açtıysa, yeniden yargılamanın da kalıcı barış yönünde yeni bir süreç başlatabileceğine inanıyoruz. Yeniden yargılamayı, Türkiye’de her türlü ırkçı, milliyetçi, şoven anlayışların tırmandırılması ve halkları birbirlerine karşı karşıya getirme aracı olarak değil, bu ülkede kalıcı barışın ve toplumsal istikrarın sağlanması yönünde bir siyasal iklime dönüştürebiliriz."