Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2001 00:00
KÖŞEMİZDE yer alan müteahhitlik firmalarının sahip ve yetkilileri ortadan bir anda kayboldu. Kimi Ankara dışına, kimi de yurtdışına çıktı.Bu nedenle polisin, soruşturmada bazı bilgilere ulaşmakta zorlandığı bildiriliyor.Bilgi almak için ulaşılabilenler de tedirginliklerini şöyle açıklıyorlar: Hiçbir şey anlatamam, çünkü adım çıkarsa bir daha ihale alamam, Bayındırlık'tan içeri giremem.’’Ankara Emniyet Müdürü Hasan Yücesan, soruşturmanın bakanlığı değil, müteahhitleri hedef aldığını söylüyor.Peki bu işin siyasi yönü hiçbir zaman ortaya çıkmayacak mı?Hesap başka.Meclis'e gensorular getiriliyor, muhalefetin söyledikleri havada kalıyor.Olayı daha iyi anlayabilmek için gelişmeleri yakından bilen müteahhit okurlarımızın çektikleri ve anlattıklarını özetleyelim:- Bayındırlık Bakanlığı ile ilgili olarak yapılan yayınlarda, eski müteahhit olan Sayın Koray Aydın'ın o zamanki ortağı Ömer Bağcı'dan bahsedilmemesini yadırgıyorum. Bakanlıkla ilgili bazı ihalelerin dağıtımında bu zatın etkin olduğunu sağır sultan biliyor da siz bilmiyor musunuz?VAY ANASINI- Türkiye'de bazı şeyler var ki, herkes bilir ama duymamazlıktan gelir, olay ortaya çıkınca da 'vay anasını' der. Bayındırlık'ta 17 ihalede 16.5 trilyon yolsuzluk diye yazıyorsunuz. Bu kaale alınacak bir şey değildir; daha çok yukarılara çıkın... Bu firmaları teşhir edin, korkmayın. Deniz Baykal'ın dediği gibi buzdağının altına bakın.- Ne acıdır ki, sanki ekonomik kriz yokmuş gibi soygun devam ediyor. Ne cüratkár adamlarmış. Bu millet adam olmayacak artık.- Sayın Bakan gazetelere verdiği demeçte 'Allah'tan Marksistler' diyor. Peki sormazlar mı, bakanlığa geldiğinde bir grup MHP'li, kendisine Sedat Aban ve yapılan pislikler hakkında brifing verdi. Dikkate almadığı gibi kendisini Müsteşar Yardımcısı yaptı? İşi bildiğinden mi, uygunsuz ihaleleri yürütecek çevresi çok olduğundan mı? Aban'ın, bir ahtapot gibi her yerde kolu vardır. (Bu arada Ankara'daki ANAP'lı ve MHP'li eski ve yeni parti yöneticileri ile bazı müteahhitlerin adlarını veriyor.)ÜLKÜCÜLERİN TEPKİSİ- 'Maestro'nun İzmir ayağını bildiriyorum: Bayındırlık İl Müdür Yardımcısı Latif Bilgin, İhale Komisyonu'ndan Ömer Doğru ve bir de C. adlı müteahhit...- (Ülkücüler imzasıyla gelen bir fakstan) Türk milletinin doğruları öğrenmesi noktasında, 'millete hizmet ediyoruz, yolsuzluklarla mücadelede kararlıyız' diyenler... Susmayı akıllılık sayanlar... Altında çalışan bürokratı tanımayan, 'ülkücü değil, Marksist'miş' diye kendisini avutanlar... Ülkücüleri hálá çocuk sananlar... Acaba şimdi ne düşünüyorsunuz?AKRABALARIN GÜCÜ- Müsteşar Ali Helvacı'nın kayınpederi Akarsu İnşaat'ın sahibi Mehmet Akarsu, Mersin ve Zonguldak'ta ihale aldı mı? Aldıysa nasıl aldı?- Müteahhitlerle uğraşmayın, onlar iş almak için bu tür pisliklere girmek zorundalar. Üst yöneticilere bakın, nerelere kadar çıkar bu rüşvetin kolları görürsünüz. Bir de bunların ve yakınlarının üzerlerindeki gayrimenkuller tespit edilse... Kim isteyecek bu mal bildirimlerini?- Asıl önemlisi; üst düzey bir bürokratın MHP'li yandaşlarına paravan şirketler kurdurup havuz oluşturmasıdır. Bu havuza ben de girmek istedim, 200 bin dolar istenince vazgeçtim.- Raci Akyol, yazdığınız gibi bakanın bacanağı değildir; eşinin dayısının oğludur. Turizm Bakanlığı'nda açığa alındıktan sonra Aydın'ın partide sekreterliğini yaptı. Aydın tarafından vekáleten Müsteşar Yardımcılığı'na getirildi, Demirel görevden ayrılırken kararnamesini imzaladı. Bakanın talimatlarını Helvacı ve Akyol'a ileten kişidir.- Yalova'da 10 milyara anahtar teslimi deprem konutu yapılırken, Çağdan AŞ, Adapazarı Karaman II. Etap'ta 17 milyara nasıl konut ihalesi aldı?Eğitim elden gidiyorYUKARIDAKİ yazıları okuduktan sonra genç bir öğretmenden gelen şu mesajı da ibretle okuyalım:Hükümet yetkililerine sesleniyorum:Yeni bir eğitim yılı başlarken şu öğretmenlerin durumuna bir bakın; lise mezunu bir polis, bir asker benden iki kat fazla maaş alıyor.Onu boşverin.Okuma yazma bilmeyen bir işçi, benim beş aylık gelirimi bir ayda alıyor.Bir bakın lütfen, eğitim sistemi elden gidiyor...Bir ışık söndüYAZIK oldu; Türkiye'ye ve hatta dünyaya... Ülkesinin siyasal yönden aydınlanmasını, ekonomide gelişmesini dileyen ve bunun için çaba harcayan bir işadamıydı Üzeyir Garih... Bildiklerini her zaman kamuoyu ile paylaştı; konuştu, yazdı.Cinayet hangi boyutta olursa olsun Garih'in 'renklerini' tanımak gerekiyor. Herşeye olumlu bakan, kavga etmeyen, akılcı, belli prensipleri olan bir sistem adamıydı. 'Çalışma aşkı' ile yoğurulmuştu. Öyle ki, cumartesi ve pazar da çalışırdı.‘‘Rüyasında iş görmeyen adam muvaffak olamazdı.’’ denir onun için.İshak Alaton, ortağı Üzeyir Garih'le kardeş gibiydi. Ona göre; ‘‘Türkiye'de bir ışık söndü.’’ Ortaklar arasında saygın bir işbölümü vardı. Tekniğe Garih, ticari işlere de Alaton bakıyordu.Alarko'da 2500 kişi çalışıyor. Garih'in, Özbekistan'da yaptıkları iki havaalanının açılışında ne kadar işkolik olduğunu iyice farketmiştik.Bize Türkiye'de Türk sanayiine kazandırdıkları fabrikalardan tutun da, GAP'ta kuracakları çiftlikte nasıl damızlık hayvan üreteceklerine kadar heyecan duyduğu bir sürü konuyu soluk almadan anlatıyordu.Bir dostu, bir gün gideceği yere geç kalınca şoförüne kızmış. Garih de şaşırmış; ona şöyle demiş: ‘‘Hayır böyle bir şey olamaz. Havaalanına gideceksem,
trafik tıkanmışsa, şoförüme şu yoldan, bu yoldan git demem. Onun görevi beni uçağa yetiştirmektir. Sorumludur. Bizim grupta herkes yapacağı işi bilir.’’38 yıldanberi grupta çalışan dostumuz Ergün Berkalp, ALARKO'nun ilkelerini şöyle açıklıyor:‘‘Bir şirket ruhu vardır. Bizler şirket menfaatini kendi menfaatimizden önde tutarız. Çekimizi iki gün önce öderiz. Hiçbir alacaklı kapımıza gelemez. Böyle bir olaya neden olan yönetici, kendisine iş arar. Sözümüz akittir. Şirketin ana ilkeleri 'Pembe Kitap'ta yazılıdır. Bize bu hedefleri de Garih gösterir.’’Eşinin bir TV programında ‘‘Cumartesi günleri görüş sahası kapalı’’ dediği mezarlık ziyareti sırasında böyle bir ışık da söndürüldü; Özdemir Sabancı gibi... Ne yazık ki, böyle insanlar kolay yetişmiyor. Aban'ı Topçu ve Aydın yükseltti1980 öncesindeki Ecevit hükümetinde Bayındırlık Bakanlığı yapan Şerafettin Elçi için bir müteahhit, ‘‘Döneminde çok sayıda müteahhitlik karnesi vermiştir’’ demişti. Elçi bunun üzerine bir açıklama gönderdi. ‘‘Bu iddiaya bir anlam veremedim, yadırgadım. Bu neye dayalıdır. Ölçütü nedir. İsterseniz benim ve daha sonraki dönemlerde verilen müteahhitlik karnelerini mukayeseli verirseniz okurlarınıza yararlı olur’’ dedi. Müteahhitlik karnesinin nasıl verildiğini de şöyle anlattı Elçi:‘‘Bu işlemler müteahhitlik karnesi talimatnamesine göre yapılır. Kurallar bu talimatnamede belirtilmiştir. Bu kurallar içinde başvuran müteahhidin etnik kökeni veya bölgesi gibi bir ölçüt bulunmamaktadır. İşlem kısaca şöyle yürütülür: Bizim dönemimizde Yüksek Fen Kurulu bünyesindeki Karne Komisyonu, başvuruları inceler, incelemesini Yüksek Fen Kurulu'na bildirir. Yüksek Fen Kurulu karara bağlar, müsteşarın imzası ile işlem tamamlanır. Müteahhitlik karnesiyle ilgili işlemler bakanın bilgisi ve inisiyatifi dışındadır. Bir ihbar olmadığı takdirde de bakanın ilgi duyacağı seviyedeki işlemlerden değildir.’’Elçi'yi telefonla arayarak eski bir bakan olarak 'Vurgun Operasyonu'nu konuştuk... Son operasyonda adı etrafında birçok iddia bulunan Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban'ı, 1980'den önce bakanlıkta işe aldığını hatırlatmamız üzerine şunları anlatıyor:‘‘Aban, Yükseliş'i bitirdikten sonra Ankara Belediyesi'ne girmiş; Vedat Dalokay zamanı... Daha sonra belediyede yönetim değiştiği için oradan birkaç kişi bize geldi. Aralarında Aban da vardı. Öyle bilinen, etkin bir çocuk değildi o zaman, Bayındırlıkk'taki binlerce mühendisten biriydi. Yükselişi 12 Eylül'den sonra olmuş; her yönetimde kendisine yer bulmuş.’’Aban'ı, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü'ne, ANAP'lı Yaşar Topçu, Müsteşar Yardımcılığı'na da Koray Aydın getirmişti.MESAJ CHP PM üyesi Ali Dinçer'i bir konu için aradığımızda, Eskişehir'deydi; ‘‘Cevdet Selvi ile birlikte Selami Vardar'ın cenazesine geldik’’ dedi. 82 yaşındaki Vardar kimdi? Eskişehir'in 1973-77, 1984-89 dönemi belediye başkanı. Hesap uzmanı kökenli. Şevket Süreyya Aydemir'in öğrencisi. CHP'nin 70'li yılların sosyal demokrat belediyeciliğin önder isimlerinden. Eskişehir'in makyajından çok altyapısına önem verdi. Dürüst, mütevazı ve sorumlu bir kişilik sahibi. Belediyenin hiçbir zaman borcu olmadı.SARIGAZİ; Sultançiftliği, Yenidoğan, Ümraniye ve Çekmeköy'e komşu 55 bin nüfuslu bir belde. Belediye Başkanı Fikret Şahin, bir ilki gerçekleştirdi ve ünlü romancı Yaşar Kemal'i, adını bir parka verilmesi konusunda ikna etti. Kemal'inde katıldığı törende parkın açılışı dün yapıldı. 3. Kültür ve Sanat Festivali çercevesinde binlerce kişi önceki gün Musa Eroğlu'nu, dün akşam Genco Erkal'ın Nazım Hikmet oyununu izledi. Festivalin bu akşamki son konserini Ferhat Tunç verecek. (Belediye: 0216- 312 82 46)
button