Ahmet Ümit Fethi Naci’yi nasıl öldürdü?

Güncelleme Tarihi:

Ahmet Ümit Fethi Naci’yi nasıl öldürdü
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 06, 2002 23:25

Eleştirmenin yargısı, çoğu zaman kitabın kaderini belirler. Bu durum da yazarlarla eleştirmenleri düşman kardeşler haline getirir. Peki bir yazar romanını beğenmeyen eleştirmenden nasıl intikam alır? Tabii ki onu kağıt üzerinde öldürerek!

Bir süre önce ‘‘Bir Eleştirmenin Ölümü’’ adlı romanıyla Alman yazar Martin Walser, eleştirmen Reich-Ranicki'den intikam almıştı. Bunu yapan ilk romancı değildi. Birkaç yıl önce polisiye yazarı Ahmet Ümit, romanını eleştiren Fethi Naci'yi isim vermeden ‘‘Kitap Katili’’ adlı öyküsünde öldürmüştü!

Bir Eleştirmenin Ölümü, daha yayımlanmadan Alman edebiyat dünyasını ikiye böldü. Kitabın yazarı Martin Walser'in (75), yaşayan en büyük Alman yazarlarından biri olduğunu belirtelim. Kafka'yı andıran bir bakışla savaş sonrası bölünmüş Almanya'nın sorunlarını işleyen ünlü romancı, Türkiye'de Bir Pınar Gibi, Fink'in Savaşı, Güzelin Bedeli, Av, Birbirimiz Olmadan ve Yamalı Evlilikler adlı Türkçe'ye çevrilmiş altı romanıyla tanınıyor.

Walser, bu yıl son romanını tefrika halinde basılmak üzere Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi'ne yolladı. Ancak kitabının yayımlanacağı günü beklerken, birden gazetede kültür editörünün imzaladığı bir açık mektupla karşılaştı. İşin ilginç yanı, gazetenin kültür sayfalarının sorumlusu Frank Schirrmacher bir Martin Walser uzmanıydı. Ve açık mektubunda bu romanı neden tefrika edemeyeceğini şöyle açıklıyordu: ‘‘Siz bu romanı idam etmek için yazmışsınız. Romanınızdaki isim saklama oyununu bir kenara bırakalım, yıldız eleştirmen Marcel Reich-Ranicki ile ödeşmek için yazmışsınız bu romanı. Üstelik, sadece bir eleştirmenin ölümünü kastetmiyorsunuz, bir Yahudi'nin ölümünden söz ediyorsunuz...’’

YAZARIN İNTİKAMI

Almanya'da ‘‘bir romanı yaşatan ya da öldüren adam’’ olarak tanınan ünlü eleştirmen ve televizyon programcısı Reich-Ranicki üzerine kurulmuş bir romandı bu. Marcel Reich-Ranicki (82) İkinci Dünya Savaşı sırasında Varşova gettosu cehenneminde yaşamış eski bir Polonyalı Yahudi komünistti. 1958'de Almanya'ya yerleşmişti. Yazar Martin Walser'le yıldızı hiç barışmamıştı. Her yıl ‘‘Okunmaya değer 20 Alman romanını’’ açıklar, ama Walser'in hiçbir eserini bu listeye almazdı. Bu tutumu pek de tarafsız sayılmazdı. İkisi arasındaki düşmanlık herkesçe bilinmekteydi. Özellikle 1990'larda Martin Walser, savaş sonrasında Almanya'da hakim olan suçluluk duygusunu eleştirmeye başladığı zaman, aralarındaki düşmanlık daha da artmıştı.

İşte bu yüzden kimilerine göre Martin Walser intikamını alırken kantarın topuzunu iyice kaçırmış ve işi ırkçılığa vardırmıştı. Kimilerine göre ise, bir romancının özgürlüğü kalemindeydi ve kimi isterse öldürürdü onunla! Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi.

Evet, benzer bir olay birkaç yıl önce Türkiye'de de yaşanmış, polisiye roman yazarı Ahmet Ümit'le ünlü edebiyat eleştirmeni Fethi Naci'yi karşı karşıya getirmişti. Ahmet Ümit'in romanı ‘‘Sis ve Gece’’ üzerine bir yazı yazan Fethi Naci, yazarı romanında polis yanlısı davranmakla suçlamıştı. Eleştirmen, bir polisiye roman yazarının böyle taraflı davranamayacağını vurguluyordu.

Ahmet Ümit, cevabı fazla geciktirmeden verdi. O sıralarda yayımlanmakta olan Yeni Yüzyıl Gazetesi'ne haftada bir polisiye öyküler yazıyordu. Fethi Naci'nin eleştirisinden hemen sonra yayımlanan öyküsünün başlığı şuydu: Kitap Katili. Ahmet Ümit, Fethi Naci'yi isim vermeden yazdığı yeni hikayenin kahramanı yapmış ve öyküsünü onun öldürülmesi üzerine kurmuştu. Hikayede, eleştirmen öldürüldükten sonra eleştirdiği yazarlardan şüpheleniliyordu, ancak sonunda katilin, kendisini eleştirmenin yerine koyan yayınevinin tashihçisi olduğu ortaya çıkıyordu...

Martin Walser ile Reich-Ranicki arasındaki düşmanlığın dinmesi pek kolay değil, ama Ahmet Ümit ile Fethi Naci daha sonra iyi birer dost oldular ve şimdi bu olayı gülümseyerek anlatabiliyorlar.

ÖYKÜSÜNDE ELEŞTİRMENİNİ ÖLDÜREN AHMET ÜMİT

Ona uzun ömürler diliyorum


Sis ve Gece romanım üzerine Fethi Naci'nin yazdığı yazı beni o zaman çok sinirlendirmiş ve yargılarının çok haksız olduğunu düşünmüştüm. Ne yapabilirim diye düşündüm. Bir yazı yazıp eleştirilere cevap vermek pek yeterli olmayacaktı. Bir yazar, romancı ne yapabilir diye düşündüm ve ben de oturup Kitap Katili'ni yazdım. Ona ancak bu şekilde cevap verebilirdim. Sonra kendisiyle dost olduk tabii. Kendisini gerçekten severim ve ona uzun ömürler diliyorum. Oradaki öldürme olayı tamamen bir metafordu. Onun gibi eleştirmenlere ihtiyacımız var.


YAZAR TARAFINDAN ÖYKÜDE ÖLDÜRÜLEN FETHİ NACİ

Katilimi görmüş gibi oldum


Ahmet Ümit'in Sis ve Gecesi'ni okuduğumda, polise çok fazla prim verildiğini, yazarın polis yanlısı gibi davrandığını gördüm. Oturdum kitabın bu yönlerini eleştiren bir yazı yazdım. Ahmet Ümit de o sıralarda pazar günleri Yeni Yüzyıl'da polisiye hikayeler yazıyordu. Baktım birinin konusu benim ve orada öldürülmüşüm. Zekice bir cevaptı bana göre. Daha sonra kendisiyle karşılaştık ve ona, seni görünce katilimi görmüş gibi oluyorum diye takıldım, gülüştük. İyi bir yazar Ahmet Ümit ve şimdi aramızda bir şey yok.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!