Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANLIĞI Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, dün Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törene, oğlu ‘Büyük rüşvet’ operasyonu kapsamında tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler de katıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Güler operasyonun ardından ilk kez bir araya geldi. Gül, göreve başladığından bu yana ilk kez bir BDP’li belediye başkanını, bir oğlu dağda olan Diyarbakır’ın Sur İlçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ı da törene
davet etti.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri; müzik dalında Ahmet Kaya’ya, İslam bilim ve teknoloji tarihi alanında Prof. Dr. Fuat Sezgin’e, sosyal bilimler dalında Prof. Dr. Daron Acemoğlu’na, edebiyat dalında Prof. Dr. İskender Pala’ya, belgesel dalında Prof. Dr. Bekir Karlığa’ya ve kültür sanat kurumu dalında da Tarihi Kentler Birliği’ne verildi.
GÜL: ‘Yanlışların farkına varmak önemli’
Ödül alanların hayatlarını konu alan kısa tanıtım filmlerinin konuklara izletildiği törende, Ahmet Kaya’nın hayatı ekrana geldiğinde salondan alkışlar yükseldi. Gül, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sanatın sınırı yoktur. Bunun için bir ülkede düşünce özgürlüğünün, arkasında şiddetin olmadığı, siyasi düşüncelerin serbestçe konuşulabildiği, tartışılabildiği, anlatılabildiği ortamda sanat kültür gelişebilir. Türkiye artık bu noktaya geldi. Siyasi tarihimize baktığımızda hepimizin çektiği acılar sıkıntılar var. Ama ne yapalım ki kendi evimiz. Yanlışların farkına varmak önemli. Ahmet Kaya hakkının verildiğini göremediyse bile eşi ve ailesi görüyor. Hangi ideolojiden olursa olsun herkesi yakalayan bir insandı. O yüzden kendisine bu ödül verildi. Bunlar, yeni yanlışların yapılmaması için atılan adımlardır.”
‘Parklar ve dağlardaki çocuklarımız’
Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ahmet Kaya bu ülkenin itirazlarını cesurca dillendiren bir sanat adamıydı. Bu ödülün en şaşırtıcı yanı da bu oldu. Bu ödülü, onun gibi bu topraklarda incitilmiş tüm kadim kültürlere eşim şahsında bir selam olarak algılayıp ‘Aleykümselam’ demeye geldim. Hayallerimizi ve dünyayı değiştirme inancımızı parklardaki ve dağlardaki çocuklarımız kadar temiz ve taze tutarak.”