Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2012 00:00
Uşak Devlet Hastanesi Organ Koordinatörü Dr. Zafer Uysal, Türkiye’nin ilk yüz ve iki kol ile bir bacak naklinin gizli kahramanı Dr. Uysal, bu naklin mümkün olmasını sağlayan Ahmet Kaya’nın ailesini, babalarının yüzünü, iki kol ve bir bacağını bağışlamaları için 3 gün boyunca konuşarak ikna etti.
ANTALYA’da gerçekleşen yüz ve uzuv nakillerinin kahramanlarından biri de, Uşak Devlet Hastanesi Organ Koordinatörü Dr. Zafer Uysal (42). Ahmet Kaya’nın ailesini önce organlarını, sonra da yüzü ve kollarını bağışlaması için ikna eden Dr. Uysal, bunun için yaklaşık 3 gün uğraştı. Kendisi sadece iki haftalık organ koordinatörü. Üç çocuk babası olan, 19 yıllık doktor Uysal, aileyi ikna sürecini şöyle anlattı: “Eşim, aynı hastanede nöroloji uzmanı. Akşam evde, yoğun bakımda bir hastaya beyin ölümü tanısı koyan heyette olduğundan sözetti. Ertesi gün (17 Ocak) ilk işim, beyin ölümü gerçekleşen Ahmet Kaya’nın ailesiyle konuşmak oldu. Ne kadar profesyonel olursanız olun, ‘Babanızı kaybettiniz’ demek bir insan için çok zor.”
Önce karşı çıktılar
“Beyin ölümünde, kalp attığından yakınları için umut oluyor. Kaya’nın ablası Fadime Çil ve büyük kızı Emine Kaya da, ‘Çıkmayan candan umut kesilmez, kesinlikle organ bağışı için izin vermiyoruz’ dediler. Kızı Emine duyarlıydı, ona, ‘Siz doktor olsanız milyonda bir dahi hayata dönme ihtimali olan birine, ölmüştür imzası atar mısınız?’ diye sordum. ‘Hayır’ dedi. Ona 4 ayrı uzman hekimin bir sürü testler yaparak bu kararı verdiğini, geriye dönme ihtimalinin bulunmadığını anlattım. Bu sürecin organların alınması için kıymetli olduğunu ve kalp durursa organların kullanılamayıp toprak olacağını da... Beş yıl diyaliz merkezlerinde çalıştım, organ ihtiyacını yakından yaşadım.”
İlk ikna olan kızı
“Ailenin diğer bireyleri ‘dinen yanlış’ diyerek itirazlarını sürdürdü. Onlara ‘Sizi ikna etmek için uğraşmıyorum. Ama yanlış biliyorsunuz’ dedim. Dinimizin, ‘Bir insanı yaşatan, tüm insanları yaşatmış gibi olur’ dediğini de... Kafalarında soru işareti bıraktı. Ertesi gün tekrar hastaneye geldiklerinde, organ nakli istemiyorum formunu imzaladılar. Aslında yoğun bakım doktoru arkadaşımız Dr. Cenk Şahin Güler bu süreçte hasta yakınlarıyla güzel bir bağ kurmuş, onları bilgilendiriyordu. Ona karşı güvenleri vardı. Gerekenler yapıldı kanaati vardı. Para konusunu sordular. Sağlık Bakanlığı’nın koordine ettiğini ve kesinlikle bundan ne bizim ne de başkalarının para kazanmasının sözkonusu olamayacağını anlattım.
Müftülüğe danıştılar
Diyaliz Hastaları Dernek Başkanı Fatih Tükoğlu aileyi tanıyordu. Onlarla tekrar görüştü. Bu arada aile müftülüğe de gitmiş, orada doğru bilgilendirilmişler. Dinen sakıncası olmadığını öğrenince, kafalarındaki soru işaretleri kalkmış. Ahmet Kaya’nın kardeşi Burdur’da cezaevindeydi; aile cenazeye katılabilmesi için yardım istedi. İlgili savcıyla bizzat ben konuştum. Üçüncü gün öğle vakti, iki kızı ve şahit olarak da damadı ve ablası bağış formunu imzaladı. Antalya’daki Organ Nakli Koordinatörü Nilgün Keçecioğlu aradı. Bizim formumuzda tüm organlar yazıyor ama yüz ve kollar için ayrıca bilgilendirmemiz gerekiyordu. Aileyi tekrar hastaneye çağırmak yerine ben evlerine gittim. Tekrar aynı süreci yaşadık. Yüz ve kollar için izin almak ilkinden daha kolay oldu, artık güven ortamı oluşmuştu.”
Unutulan bacak mankenden alındı
DR. Zafer Uysal, Kaya ailesinin, nakiller sonrası tek isteklerini de şöyle anlattı: “Aile, alınan organların yerine bir şey konmasını istedi. Antalya ekibi yüz için silikon maske getireceğini söylüyordu. Kollar için de protez sözü verdim. Antalya’dan bu kez bacak için de izin almam istendi. Hastaneye geldiklerinde izni aldım. Antalya’dan ekip maske, protez kollarla gelmiş, ama bacak unutulmuştu. Gönüllü bir derneğin mağazasını gece yarısı açtırdım. Oradaki mankenden bacak aldık. Bu arada bu bir intihar vakasıydı. Dolasıyla savcılıktan da izin alınması gerekiyordu. Savcı da olumlu yanıt verdi. Gündüz 13.00’te başlayan maratonumuz gece 02.00 sıralarında bitti. Her işte olduğu gibi organ koordinatörlüğünde de inanmak ve gönüllük gerekiyor.”