Ahmedinecad'dan nükleer tesis potu

Guardian yazarı Heather Hurlburt, Cuma günü yazdığı “Iran's nuclear blunder” isimli makalesinde, Tahran’ın ikinci bir uranyum zenginleştirme tesisi inşa ettiğini açıklamasının altında yatan sebepleri ele aldı. �

Dünden bu yana dünya gündemine oturan bu haberin Washington, Paris, Londra, Tel Aviv veya Viyana gibi şehirlerde sürprizle karşılanmadığını belirten Hurlburt, hatta ABD’nin 2007’de İran’ın nükleer silah üretmediğini söyleyen bir istihbarat raporundan beri bu tesisten haberdar olduğunu öne sürenlerin olduğunu yazdı.

Bir dönem ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın özel kalem müdürlüğünü de yapan yazar ayrıca şunları söyledi:

“Yetkililerin New York Times gazetesine yaptığı açıklamalara göre, İran, Batı’nın bu tesis hakkında geniş bilgi sahibi olduğunu fark etti ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na alelacele gönderdiği bir mektupla tesisin varlığını bildirdi.”

BAŞARILI KÜRESEL DİPLOMASİ

Tahran’ın bu açıklamayı yapma noktasına son bir ayda izlenen dikkatlice sahneye konmuş küresel diplomasi sonucunda geldiğini belirten yazar, İran’ın uzun yıllardır ilk kez savunmaya geçtiğini öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın uluslararası alandaki destek ayaklarının birer birer zayıfladığını ve bunun karşılığında da İran'ın kendini uzlaşmacı adımlar atmaya mecbur hissettiğini belirten Hurlburt şöyle dedi:

“Ahmedinecad geçen sene Washington’ın savaş tehditlerinden bunalan uluslararası kamuoyundan destek gördü. Ama bu yıl şu ana kadar:

“Washington İran’la görüşmeler için masaya oturmayı kabul ederek hem Ahmedinecad’ın hem de ABD’deki Obama muhaliflerinin dengesini bozdu.

“Obama, Amerikan füze savunması konusundaki duruşunu değiştirerek İran’ın kendisini durduramayacağından emin olduğu eski füze savunma sistemini yenileme kararı aldı.

“Neredeyse bomboş bir Birleşmiş Milletler (BM) meclisine konuşan Ahmedinecad, toplantıda karşı saldırıya geçmekten çok kendisini rejiminin korkunç insan hakları ihlallerini savunmak zorunda buldu.

“Eğer gerekliliği kanıtlanırsa İran’a karşı gelecekte uygulanacak yaptırımlara destek verebileceğini ima eden Rusya BM Genel Kurulu’nu Batı’ya meyletmek için bir fırsat olarak kullandı.

“[Gordon] Brown ve [Nicolas] Sarkozy BM’de İran’a baskı konusunda liderliği aldılar."

ULUSLARARASI GÖZETİM SİSTEMİ

Yazar, Obama’nın İran konusunda an itibarıyla hem gerekli momentuma hem de uluslararası meşruiyete sahip olduğunu gösteren Cuma günkü basın toplantısının, Tahran rejimine olan küresel desteğin daha da azaldığının belirtisi olduğunu da sözlerine ekledi.

İran’ın birden fazla gizli tesisinin olduğu yönündeki spekülasyonları ve bir tesisi bombalansa bile Tahran’ın yenisini inşa edebilecek güce sahip olduğunu hatırlatan Hurlburt, uluslararası destekli bir gözetim ve müdafaa sisteminin yaratılmasının en iyi seçenek olduğunu iddia etti ve makalesini şöyle sonlandırdı:

“İran ne temenniyle ne de bombalamayla üstesinden gelinebilecek gerçek bir güvenlik tehdidi teşkil etmeye devam ediyor. Bu hafta yaşanan gelişmeler, İran’ı savunmaya geçiren ve ABD’nin tehdidin ne olduğu ile onla nasıl savaşılacağı anlayışına geniş tabanlı bir uluslararası destek üretebilecek bir koalisyonun inşasının mümkün olduğunu gösterdi.”