Güncelleme Tarihi:
Olay, 9 Kasım 2008’de merkez Seyhan İlçesi’nin Onur Mahallesi’nde meydana geldi. Karakolda görevli polis memuru M.Y.’nin 7 Kasım 2008’de motosikleti çalındı. M.Y. ve meslektaşı Suat Bayrakçı çalınan motosikleti ararken, 9 Kasım günü Onur Mahallesi’nde, aynı motosikletin üzerinde 3 genç bulunduğunu gördü. İhbar üzerine harekete geçen polisler, kaçan motosikletli gençlere ’dur’ ihtarında bulundu. Polis memuru Suat Bayrakçı, gençlerin kaçmaya devam etmeleri üzerine tabancasıyla ateş etti. Kurşunun sırtına isabet ettiği motosikletin arka koltuğunda oturan Ahmed Yıldırım yaralanıp düşerken, motosiklette bulunan 16 yaşındaki Ş.K. ile aynı yaştaki E.A. ise yara almadan kurtularak kaçtı.
Yıldırım’ın felç kaldığı olayla ilgili Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan polis memuru Suat Bayrakçı, olayın kaza sonucu meydana geldiğini öne sürdü. Yargılama sonucu Bayrakçı, ’olası kast altında öldürmeye teşebbüs’ suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İtiraz üzerine Yargıtay, 10 Temmuz 2012’de kararı bozdu. Yeniden yargılanan Bayrakçı’ya tahrik indirimi uygulandı bu kez 5 yıl hapse çarptırıldı.
3'ÜNCÜ YARGILAMADA PARA CEZASI
Polis memuru Bayrakçı bu cezayı da fazla buldu, felç olan Yıldırım’ın avukatı da az olduğu gerekçesi ile itiraz etti. İkinci kez Yargıtay’a gönderilen dosya 18 Mart 2014’de ’Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez’ ve ’ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşmak suretiyle’ suçu işlediği gerekçesiyle bozuldu.
Yerel mahkeme tekrar yargıladığı Bayrakçı’yı bu kez ’taksirle yaralama suçundan’ önce 375 gün adli para cezasına mahkum etti. Bu da günlüğü 20 TL’den 7 bin 500 TL para cezasına çevirip 12 eşit taksitte ödenmesine karar verdi. Ahmed Yıldırım’ın babası 46 yaşındaki Nuri Yıldırım bu kararı da temyiz etti.
HAYATIM GİTTİ
Tekerlekli sandalyeye mahkum olan Ahmed Yıldırım, kendini felç eden polise verilen cezayı öğrenince gözyaşlarına boğuldu. "Hayatım gitti, karşılığı 7 bin 500 TL mi?" diye soran Yıldırım, "İnternete gitmek için arkadaşım çağırdı. Motosiklete 3 kişi bindik, ben en arkada oturuyordum. Silah sesini duydum. Sonrasını hatırlamıyorum. Kaçma diye bir şey yok. Benim motosiklet hırsızlığıyla ilgim alakam bile yok. Yaşamım boyunca felç yaşayacağım. Psikolojim bozuk. 14 yaşında hayatım gitti" dedi.
CEZAYI KOMİK BULDU
Baba Nuri Yıldırım da oğlunu çocuk yaşta suçsuz yere tabancayla vurup felç eden polis memuruna verilen cezanın komik olduğunu, adaletle bağdaşmadığını söyledi. Baba Yıldırım, "Yine de adalete güvenimiz bitmiş değil. Eğer, hukuk ve adalet varsa, bir canın, bir hayatın karşılığı 7 bin 500 TL olmamalı. Biz baştan bu yana adalet yerini bulsun istedik. Ama maalesef geldiğimiz nokta, adaletin bittiği nokta. Oğlum ömür boyu felçli yaşayacak. Bazen içimden diyorum ki, ölse bundan daha iyiydi. Ama evladım benim. İyileşeceğini bilsem, tüm malımı satıp tedavi ettiririm. Ülkemizde gerçek hakimler de var. Adaletin tecelli edeceğine inancımız devam ediyor"diye konuştu.
SIRTLARINDA TAŞIYORLAR
Oğlunu her gün sırtlarına alıp evden sokağa çıkardıklarını belirten anne Nazmiye Yıldırım ise hayatlarının oğlunun hayatıyla birlikte felç olduğunu söyledi. Acılı anne, "Oğlumu vuran o polise soruyorum, ’yatarken rahat uyuyabiliyor musun?’, oğlumun canına 7 bin 500 TL bedel biçenlere de soruyorum, ’vicdanınız rahat mı?’ Sizin evladınıza yapılsaydı yine bu gülünç insanı bir kez daha öldüren 7 bin 500 TL’lik cezayı verebilir miydiniz?" diye tepki gösterdi.