Güncelleme Tarihi:
Çok değil, geçen mart ayında kaybetmiştik Halit Akçatepe’yi... Ardından kaleme aldığım naçizane yazıda ‘Veysel Efendi’ye seslenmiş ve “Yeter, alma artık onları” demiştim... Lakin durmuyor Veysel Efendi, şimdi de Münir Özkul’u kattı kervanına... ‘Hafize Ana’, ‘İnek Şaban’, ‘Damat Ferit’, ‘Güdük Necmi’ derken ‘Mahmut Hoca’ da gitti. Evet, ‘Rüya Takım’ bir bir eksiliyor ve ‘o taraf’ta buluşmayı sürdürüyor.
Münir Özkul, ‘Hababam Sınıfı’nın kadim karakterlerindendi. Tok sesi, babacan tavrı, sert görünümünün ardında altın kalpli bir baba modeliydi. Hayata dair hamleleri geç kalmış hayta öğrencilerden kurulu bir okul (Özel Çamlıca Lisesi) sathında, bütün dengeler sanki onun üzerinden sağlanırdı. Ama o, sadece Rıfat Ilgaz’ın ünlü eserinin perdedeki suretlerinden biri değildi. Özkul aynı zamanda ‘Yaşar Usta’ydı, aynı zamanda ‘Turşucu Kâzım’dı. O hep bahsedilegelen ve bir tür ‘Cennet’ tasviri eşliğinde sunulan ‘Ertem Eğilmez Sineması’nın yapı taşlarından biriydi. Tiyatro geçmişiydi yanında taşıdığı en kıymetli miras. İstanbul Erkek Lisesi sonrası Bakırköy Halkevi sath-ı mahalinde yutmaya başlamıştı sahne tozunu... Ses Tiyatrosu, Küçük Sahne, İstanbul Şehir Tiyatrosu, Ankara Devlet Tiyatrosu, Bulvar Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu derken onca karakteri ve deneyimi biriktirdi. Yeteneği ve çabaları gözlerden kaçmıyordu elbet; nitekim İsmail Dümbüllü’nün Kel Hasan’dan devraldığı kavuk artık onundu (daha sonra o da, tiyatroda jübilesini yaptığı ‘Ortaoyuncular’dan Ferhan Şensoy’a devredecekti kavuğu).
HARAM LOKMADA GÖZÜ YOK
Bir tesadüf sonucu figüran olarak başladığı sinema serüveni ise onu zamanla koca bir ulusun hafızasına ince ince nakşedecekti. ‘Hababam Sınıfı’ serisi, ‘Mavi Boncuk’, ‘Bizim Aile’, ‘Gülen Gözler’, ‘Aile Şerefi’ ‘Neşeli Günler’, ‘Gırgıriye’ derken o artık sanki Hulusi Kentmen’den boşalan ve sınıfsal olarak kuşkusuz daha farklı bir yeri tarif eden bir ‘Baba’ (‘Hoca’, ‘Müdür’ vs) figürünün birinci elden adresiydi. Bütün bu filmlere bakınca Ertem Eğilmez imzasını kolayca fark etmek mümkün. Nitekim Eğilmez ekolü bir yapım olan, 1972 yapımı ‘Sev Kardeşim’deki performansıyla ‘Antalya Altın Portakal’da ‘En İyi Erkek Karakter Oyuncusu’ ödülüne uzandı (Rol arkadaşları Hülya Koçyiğit ve Tarık Akan’dı). Özkul’un bize sunduğu karakterlerin ortak paydasına gelince: Gururlu, şerefli, haram lokmada gözü olmayan bir modelin ifadesidir onlar... Bütün bu değerlerin hayattaki temsilcisidir ve tartışma masasına oturduğunda, tavizi yoktur bu cephede... İnatçı gibi gözükür ama o duruşun arkasındaki gerçek niyet, ilkelerine sıkı sıkıya bağlılıktır. Kendisinden önceki kuşakların ona miras bıraktığı, onun da bu geleneksel zincir içinde çocuklarına, torunlarına bırakacağı miras olan o değerlerdir aslolan. Gönül alıcı, birleştirici bir modeldir bu aynı zamanda. Yeri geldi, şu notu da düşelim: Ve tüm bu süreçte Adile Naşit’le birlikte adeta ‘tandem’ oynadılar ve sinemamızın en güzel ikililerinden biri oldular.
AİLEMİZİN EN İYİLERİ
Böyle karakterler artık günümüzde yok ya da olmadığına inanıyoruz. Peki o zamanlar durum neydi; babalarımız ‘Onca yoksulluk varken’ bu kadar güçlü, bu kadar dirayetli, bu kadar erdemli miydiler? Bilemiyoruz ama şurası bir gerçek, ‘Eğilmez Sineması’ bize onların olduğuna ikna etti hep. Münir Özkul da performansıyla, duruşuyla, varlığıyla bu ikna süreçlerinin öncelikli tanıklarındandı (İlginç bir not: Kuşağın en verimli ve yetenekli yönetmenlerinden Reha Erdem’in ilk yönetmenlik uğraşı olan ‘A Ay’da da oynamıştı).
Öte yandan o ve dönemdaşlarının geride bıraktığı tüm eserler (tiyatro, sinema vs.) bize uzak bir zaman diliminden sesleniyor sanki ve o dilimde, yaşımız ne olursa olsun, hangi kuşağın temsilcisi olursak olalım hep çocukluğumuzu buluyor gibiyiz. Bu yüzden, takımdan her eksilenin ardından en çok tekrarladığımız ifade, “Çocukluğum öldü” oluyor. Lakin o takım ne kadar zengin, ne geniş bir kadroymuş ki, bizi her seferinde “Bir çocukluk kaç kez ölür” noktasına taşıyor.
1980’de yapılan bir organizasyonda ‘40. Sanat Yılı’ kutlanan Münir Özkul, 1996’da Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir gecede bir kez daha taçlandırılmış, 1998’de de Kültür Bakanlığı tarafından ‘Devlet Sanatçısı’ unvanına layık görülmüştü.
‘BAK BEYİM, SANA İKİ ÇİFT LAFIM VAR’
Özkul’un toplumsal belleğimizi bıraktığı en derin izlerden biri de ‘Bizim Aile’deki Yaşar Usta’nın “Bak beyim, sana iki çift lafım” var repliği gibi, Osmanlı döneminin Ermeni ustalarından Tomas Fasulyeciyan’dan devraldığı tiradıydı. “Zaten aktör dediğin nedir ki” diye başlayan bu tiradı Özkul, ilk olarak ‘rahmetli’ Haldun Taner’in ‘Sersem Kocanın Kurnaz karısı’ oyununda okumuştu.
Uzun süredir rahatsızdı Özkul... Hakkında, özellikle sosyal medya üzerinden çıkarılan “Öldü”, “Vefat etti” türü haberler, giderek kötüleşen ve onun mirasını reddeden ya da bihaber bir profilin de ifadesiydi.
Yakın dostu Kâmran Yüce, yaklaşık 60 yıl önce ‘Küçük Sahne Tiyatro Dergisi’nde onun üzerine bir yazı kaleme alırken “Münir güzeli bilir, her şeyin güzelini...” demiş. O güzel insan, güzel işler, güzel hatıralar bırakarak gitti... “Aktör dediğin onun gibi olurdu” cümlesi eşliğinde...
TÖREN YARIN
Pazar günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki törenin ardından cenaze Teşvikiye Camisi’nde kılınacak öğle namazı sonrasında defnedilecek.
KİM, NE DEDİ?
- CUMHURBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN: Canlandırdığı karakterler, oyunculuğu ve sanatçı kişiliğiyle, tüm vatandaşlarımızın sevgisini kazanan kıymetli sanatçımız, usta oyuncu Münir Özkul, gelecek nesiller tarafından da her zaman sevgi ve saygıyla yad edilecektir. Türk tiyatrosuna ve sinemasına değerli katkılarıyla milletimizin gönlünde taht kuran merhum Münir Özkul’a Allah’tan rahmet; sanat camiamıza, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
- BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Münir Özkul, rol aldığı yüzlerce tiyatro oyunu ve sinema filmiyle Türk sanat tarihinde derin izler bırakmış ve canlandırdığı karakterlerle milyonların gönlünde taht kurmuştur. Tecrübesi ve ustalığıyla Türk tiyatro ve sinemasına uzun yıllar emek vermiş, yaptığı iş ve oyunculukla genç sinemacılara örnek olmuştur. Özkul’a Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün sevenlerine başsağlığı diliyorum.
- KEMAL KILIÇDAROĞLU: Türk sineması çok büyük bir sanatçıyı, Mahmut Hocasını kaybetti. Münir Özkul’a Allah’tan rahmet, sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum.
- MÜJDAT GEZEN: 55 yıl önce onun tiyatrosunda tiyatroya başlamıştım. Ben son 42 yıldır geleneksel Türk tiyatro hocalığı yapıyorsam Münir abi sayesindedir. Kendisini çok sevdim, onunla çok oyun oynadık, birlikte güzel şeyler yaptık. Benim ilk büyük ustam diyebilirim.
- TÜRKAN ŞORAY: Yeri kolay kolay doldurulamayacak dev bir aktördü. Çok duygusal, hassas, zarif bir insandı. O, sinemada oynadığı rollerle kalbinin güzelliğini, iyiliğini yansıttı hep insanlara. Ve çok sevildi.
- FATMA GİRİK: 60 senelik sinema hayatımda Münir Özkul’la çok oynayamadım. Onunla az da olsa beraber olmanın mutluluğunu yaşadım.
- HÜLYA KOÇYİĞİT: Türk Sineması’nın dev sanatçısı, güçlü, büyük aktörü, iyi yürekli insanı, canım abim sevgili Münir Özkul.
- FİLİZ AKIN: Onunla beraber bir dönem kapandı sanki. Bir efsane, ustaların ustası Mahmut Hocamız yok artık.
- ALİ POYRAZOĞLU: Türk sinemasının başı sağolsun. O çok usta, çok yaptığından emin, bilerek seçerek işini icra eden bir adamdı. Zor bir adam olduğu söylenirdi ama kaymak gibi bal gibi bir adamdı. Çok güzel işler yaptı.
- SÜLEYMAN TURAN: Çok üzgünüm. Benim çok hoş zamanlarım oldu Münir abi ile. Müthiş bir oyuncu, olağanüstü iyi bir insandı. O bizim sinemamızın kilometre taşlarından biridir. Hayatını sanata adamış çok değerli bir abimizdi.
- AYŞEN GRUDA: Münir Özkul sadece Türkiye’de değil dünya çapında büyük bir oyuncuydu. Türkiye’nin başı sağolsun. O çocuklarına vicdanı öğreten bir babaydı. Asla yeri doldurulmaz.
- ZİHNİ GÖKTAY: Türk sinemasına başsağlığı diliyorum. Biz filmlerde rol aldık sonra dizilerde karşılaştık. Ondan öğrenecek çok şeyimiz vardı.
- RASİM ÖZTEKİN: Başımız sağ olsun, Türk tiyatrosu, Türk sineması ustaların ustasını kaybetti. Bıraktığı eserler, yapımlar yıllarca hep bizim karşımızda olacak, içimizde olacak.
- ATİLLA DORSAY: 60’lı yılların sonunda onu Yeşilçam keşfetti. Bizi kâh güldürdü kâh ağlattı. İkisini birden yapabilen oyuncu azdı.
- HALE SOYGAZİ: En son ’Oh Olsun’ filminde benim babamı oynamıştı. Gerçek hayatta da çok değerli ve kıymetli bir dostluğumuz vardı.
- ITIR ESEN: Çok üzgünüm. Gerçekten çok acı. Hem babamdı hem de hayatımda çok önemli temel taşlarından biriydi. Hatıralarım kayboldu.
- EDİZ HUN: Bütün camianın sevgilisiydi. Zarif, kibar, güleryüzlü bir insandı. Bizimle nasıl konuşuyorsa kamera karşısında da öyleydi. Üzüntüm çok büyük. Mekânı cennet olsun.
- SELDA ALKOR: Bizim sinema tarihimizdi.
- KULÜPLERDEN BAŞSAĞLIĞI: Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği Vakfı, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, Münir Özkul için başsağlığı mesajı yayımladı: “Münir Özkul bazen kahkahaların, bazen hüzünlerin başrolündeydi. Mahmut Hoca’ydı, Yaşar Usta’ydı, Rıza Baba’ydı, Baba Yaşar’dı. Münir Özkul eminiz ki Türk halkının kalbinde her zaman yaşayacak.”