Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2000 00:00
Kendine özgü şivesi ile dikkatleri çeken Gaziantep'te, dualar, beddualar ve özlü sözler, ilk kez duyanlar tarafından ilginç bulunuyor. Ömer Asım Aksoy'un, 1945 yılında 'Türk Dil Kurumu Genel Merkez Kurulu Üyesi ve Filoloji Kolbaşısı, Gaziantep Milletvekili' olarak görev yaptığı dönemde yazdığı üç ciltlik 'Gaziantep Ağzı' adlı eser, yörenin kendine özgü dil özelliklerinin yanı sıra, deyimlerini de gelecek kuşaklara taşıyor.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nce 'aynen tab' usulü ile bastırılan Gaziantep Ağzı'nda yer alan yöreye özgü dualar, beddualar ve özlü sözlerden bazıları şöyle:
Dualar
· Allah hayırlı evlat, hayırlı devlet vere.
Allah kimseyi yaz günü ayransız, kış günü yorgansız, bayram günü oğlansız koymasın.Allah başını yastığa düşürmeye.Ciğer acısı görmeyesin.Dipte yatıp, kapı bekletmeye.Kızım Allah sana ocağı küllü, körüğü kirli yer nasip etsin.Toprak diye avuçladığın altın olsun.
Beddualar
Adın başkasına kona.Ak sakalın kızıl kanda yuna.Anan baban başında çırpına.Bedenine kurt düşe.Allah seni yeşertmeye.Ulum ulum ulasın.Ayağın şarka çevrile.Sakalın teneşirde sabunlana.Bedenine kurşun değe.Biri tuta, bini parçalaya.Canından, ciğerinden bulasın.Delik delik olasın da sarat süzek olasın.Dilenemez dilenci olasın.Ekmek atlı, sen yaya olasın.Dilin selavata dönmeye.Dört adamın çiğninde gidesin.Ecdatının kabri, eşek ahırı ola.Evinde baykuşlar banlaya.Güvendiğin dal eline gele.Han evin haraba ola, yurdun yuvan dağıla.İçin dışına çıka.Kapına kara kilit vurula.Kanın kuruya.Köküne sumak suyu sıkıla.Kör ola, dizin dizin yürüyesin.Ocağın tütmeye.Oylum oylum oyulasıca da samsak gibi soyulasıca.Tohumun dünyaya yayılmaya.Yağlı kurşunlara gidesin.Yiğit iken yıkılasın, dal iken devrilesin.Yüreğinin başına kurşun değe.Can evinden vurulasın.Yüzüne yüz evin karası sürüle. Yüzün yüzüle.
Özlü Sözler
Gaziantep'te kullanılan özlü sözlerden bazıları ise şöyle:Acından karnı kurlar, başında nergis parlar.Ana ata sofrasında büyümemiş.Adam sandık eşeği, altına açtık döşeği.Ne yer ne yedirir, tükürür mundar eder.Verme malını veresiye, akar gider karasuya.Helva şirin, nefis kafir.Aptal ata binince bey oldum sanar; çelem aşa girerse yağ oldum sanar.Ağzımı yaktığına göre aş olsa, başımı yardığına göre taş olsa.Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.Arpayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden.Avradı boşıyan topuğuna bakmaz.Avrat malı kapı mandalı.Arsız adama söz neylesin, kokmuş ete tuz neylesin.Anası samsak, babası soğan.Ben isterim binecek, hoş geldin bindirecek.Ben umarım bacımdan, bacım ölür acından.Bizim it, size balta getirdi mi? Dağ dayısı, tavşan ammisi.Boğazını çüt demiri ile mi deldiler? Cehenneme atsalar, odun yaş diye bağırır.Çapıtına çuluna, aşıklık ne halına? Çuha giymedikse kenarını gördük.Dalda budakta, gözde çapakta.Ekmek Bedir'in, su Hıdır'ın, yiyin için kudurun.Gitti ağalar paşalar, itlere kaldı köyler.Ekmek boğazda kalırsa su, su boğazda kalırsa kefen.Hamalı hamıslı, bizim it sizden namıslı.İt doydu da Haydar mı kaldı? Kara fakıya yazdırdık, daha beter azdırdık.Köse, ne sayılmaz sakalın var? Kilci eşeği gibi yüzünü sallandırmak.Kulaksıza küpe, burunsuza hızma.Ne deve yürüsün, ne çan seslensin.Oğlan gider it getirir, kız gider yiğit getirir.Ne ölü görmüş ağlamış, ne düğün görmüş oynamış.Tazı bizim ama, çulu bizim değil.Vurduğu çok amma öldürdüğü yok.Zibillikte yatar, padişahı dişinde görür.