Faruk BİLDİRİCİ-Hakan AKPINAR
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2003 02:05
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın pek bilinmeyen bir yönü ortaya çıktı. Ağar, Kürtçe ve Zazaca biliyor Güneydoğu gezilerinde konuşuyormuş. Ağar, ‘‘Taziye yerlerinde konuşacak kadar biliyorum. Yaşlı insanlarla diyalog kurabiliyorum’’ diyor. Ankara Temsilci Yardımcımız Faruk Bildirici ve DYP muhabiri Hakan Akpınar, Ağar ile politikadan özel yaşamına, çeşitli konuları konuştu.
Çiller DYP'si ile Ağar DYP'si arasındaki ne fark var?
En azından çalışma saatleri değişti, sabah 08.00'de başlayıp, geceyarısına kadar çalışıyoruz. Dinamik bir anlayışı yerleştirmeye çalışıyoruz. İç bütünleşmeyi sağlamaya çalışıyoruz. Partinin kapısı açık. Sabahtan akşama kadar Anadolu'nun her tarafından insan dolup dolup boşalıyor. Orada günlük ortalama 300 civarında telefon geliyor.
Tansu Hanım, ‘ağzı çorba kokanların partisi olmayacağız’ demişti.
Hiç kompleksim yok, onların partisi olmaktan büyük bir şeref duyuyoruz. Rejimle problemi olmayan herkesin partisiyiz biz. Bu geniş çatıda herkese yer var. Siyasetten büyük bir soğuma var, uzaklaşma var. Biz ne yapıp yapıp insanları siyasete kazandırmak istiyoruz. En geç bir sene sonra tüzük kongresi düşünüyoruz ve bu tüzüğümüzü son derece demokratik yapılanmayla güçlendireceğiz. Lider sultası olmayacak. Milletten korkan siyaset yapamayacak, millet kimi istiyorsa o öne çıkacak.
BİR ATEŞİN ETRAFINDA
MHP çizgisine yakın olarak algılanıyordunuz. DYP MHP'lileşecek mi?
Milli konulardaki hassasiyetimiz, bulunduğumuz görevlerdeki icraat anlayışımız böyle bir izlenim bırakmış olabilir. Ben ‘Herkes DYP’lileşecek' diyorum. Çünkü DYP, Türkiyenin ihtiyacı olan bir partidir. Orta sağ dediğimiz siyasi akımın temel felsefesi buradadır. Irka dayalı değil, bütünleştirici bir milliyetçilik anlayışımız var. Muhafazakarlık anlayışımızda taassup yok. Sosyal devlet anlayışında ezilenin, fakirin, yoksulun yanında olma anlayışı var. Bugün birçok sol partiden ileri muhtevada bir sosyal devlet anlayışı var. Bizim yeni dönemdeki en önemli sloganımız
‘Bir ateşin etrafında biz hepimiz.’ Bu düzenin haksızlıklarla dolu olduğunu görüyor ve biliyoruz. Bu düzenin değişmesi lazım. Ancak bu düzeni yıkarak değiştirirken, cumhuriyetle çatışarak değil, ona bağlı olarak yapacağız.
ANA ÇATI DYP
Düzenin değişmesi sol bir slogandı, artık siz mi kullanacaksınız?
Şimdi sağ-sol gibi katı ayrımlar yok. Biz orta sağdayız. Türkiye'nin değerlerine sonuna kadar sahibiz. Dünyadaki gelişmiş evrensel değerleri benimsemekte de bir güçlüğümüz yok.
ANAP'tan DYP'ye doğru akım bekliyor musunuz?
Mümkün. Merhum
Özal orta sağ felsefesinin yetiştirdiği bir bürokrattı.
Menderes iktidarlarının umum müdürü,
Demirel iktidarının müşteşarıydı. Etkilendiği siyasi felsefe aynı felsefe.
Ana çatı DYP'dir.
AKP’YE HOŞGÖRÜ
Ali Talip Özdemir ile genel başkan seçildikten sonra görüştünüz mü?
Kendisini kongreden sonra telefonla tebrik ettim. Daha sonra bir gezide karşılaştım, ayaküstü görüştük.
Tayyip Erdoğan ve hükümet icraatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Millet nasıl değerlendirecek asıl o önemli. Biz iyiniyetle, kalple, millete, devlete hizmet etmek isteyen herkese hoş bir gözle, hoşgörüyle bakıyoruz. Tabii bazı değerlendirmeleri yapmadan geçemeyeceğiz. Dış politika konusunda itirazımız olan noktalar var.
ÇOK BAŞLILIK
Nedir itirazlarınız?
Dış politikanın çok hassas bir dönemden geçtiği süreçte, çok başlı bir görüntü sergiliyorlar. Kendilerinin ayrı görüşmeleri var, Başbakan'ın ayrı. Dışişleri Bakanı ayrı görüşüyor, konuşuyor. Bu görüşmelerde diplomatik adaba riayet edildiği edilmediği konusunda tereddütlerimiz var. Yetkisi olmayan bazı danışmanlarla yapılan fevkalade önemli görüşmeler var. Bunların resmi kayıt altında yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Devletin gizli belgeleri danışmanların tetkikine tabi tutuluyor mu, tutulmuyor mu? Bunlara açıklık getirmeleri lazım. Masa üstünde bırakılan notlar, gizlilik dereceli notlar, sonradan gazetelerin yazılarına konu oluyorsa burada dikkat çekici birşeyler var. Sonra devlet geleneğinde olmayan işler oluyor. Parti genel merkezinde bakanlar kurulu toplanmaz.
Bir de Türkiye'nin Kuzey Irak'ta sürekli güç bulundurması gerektiğini savunuyoruz. Ne için? Kuvvetli bir diplomasi yürütebilmek için orada güç bulundurmak gerekir. Savaş olsa da olmasa da...
Millet ve birtakım odaklar arasında 300 kilometre var Susurluk olayı ve Emniyet Genel Müdürlüğü dönemindeki faaliyetleriniz siyasette bir kambur olarak karşınıza çıkmıyor mu?
Millet bunun ne anlama geldiğini iki seçimde ortaya koyduğu tavırlarla göstermiştir. Türkiye'de de DYP kongresinde büyük bir oy farkıyla bunu gösterdi. Millet genel seçimde de tekrar gösterecek neyin ne olduğunu. Bizim görevle yaptığımız herşey hukuk sınırları içinde yapılmıştır. Bunların hukuki anlamda bize getireceği hiçbir problem yoktur.
Yargı mekanizması işlemedi ama...
Bunların hepsi büyütülmüş işler. Nitekim Sayın
Yılmaz, Sayın
Ecevit hükümetlerinde tahkikatları yapılan bütün konularda, müfettiş raporları
‘yargılanmaya gerek yok’ biçiminde oldu. Memuriyetteki bir takım iddialarla ilgili yapılan araştırmalarda büyütülecek hiçbir mesele yok.
Yargıdan bir aklanma kararı almış olsaydınız daha iyi olmaz mıydı?
Biz bu talepte bulunuyoruz devamlı. Geçen dönemde Meclis'e dilekçe verdik, yine veriyoruz. Hiçbir problemimiz yok. Çünkü bu meselelerin gideceği yer sonuçta Danıştay'dır. Yargılamaya gerek var mı, yok mu diye, oradan da bir karar çıkacak. Baktığınız vakit bunlar sadece ve sadece siyasi bir takım maksatlarla o günün şartlarında ortaya çıkarılmak istenen işlerdir. Bugünün Türkiyesi'nde bir anlamı kalmamıştır. Türkiye'deki bir takım odaklarla, siyasi odaklarla millet arasında 300 kilometre fark var.
Bond filmine gideceğimBOŞ zamanım olursa kitap okurum, yürüyüş yaparım. Futbol maçlarına gidiyorum. Liseden arkadaşlarımla
yemek yerim. En sevdiğim şey karayoluyla Türkiye içinde seyahat etmektir. Şimdilerde sinemaya gitmeye vakit bulamıyorum. Eskiden ayda 2 sefer gidiyordum. Şimdi bir Bond filmi varmış ona gitmeyi düşünüyorum. Klasik müziği seviyorum. Özellikle eski parçaları seviyorum. Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar'dan...
Kürtlerin devleti TC’dirŞİMDİ bir devlet kurulur mu filan gibi komplekslere gerek yok. Kuzey Irak'ta ne varsa biz onun himayekarı olmalıyız. Tarihi bir sorumluluğumuz var orada. Bizim orada sınırlarımızda olan akrabalarımız var. Türkmenler, Kürtler, bunlar kardeşimiz bizim. Şimdi bir devlet kurulur mu korkusu yok. Kürtlerin bir devleti var, o da Türkiye Cumhuriyeti devleti. Hepimizin devleti.
Frenlerim boşalmazSİNİRLENDİĞİMİ kimse göremez. Kendi başıma geçiririm sinirimi. Yalnız kalmayı tercih ederim. Bazen fren boşalırsa insanları kırabilirsiniz, ama hiç boşalmadı frenlerim. Kontrollüyüm o konuda. Kimseyle kavga etmedim. Siyasette eleştiri olacaktır. Bundan rahatsız olmamak lazım.