Ağrı Anormallikleri

Güncelleme Tarihi:

Ağrı Anormallikleri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 1997 00:00

Haberin Devamı

Din adamlarını ve bilim dünyasını heyecanlandıran

CIA arşivlerindeki fotoğrafları yayınlıyoruz

Eski kararından vazgeçerek Ağrı fotoğraflarını sergileme kararı alan CIA'nın dosyasında yalnızca U-2'lerin çektiği görüntüler değil, ayrıca uydulardan çekilen fotoğraflar da yer alıyor. Yine de CIA'nın en son çekilen ayrıntılı fotoğrafları kamuoyunun bilgisine sunmayacağı, eski fotoğrafları ortaya çıkaracağı ileri sürülüyor.

Nuh'un gemisini arama çalışmaları yeni bir şey değil. Keşif gezileri arkeolojinin 19'ncu yüzyılda bilim olarak kabul edilmesinden bu yana sürüyor. Hala somut bir sonuca ulaşılamadı.

NUH'un gemisi bundan sekiz bin yıl önce meydana geldiği sanılan tufandan sonra, suların çekilmesi üzerine, Ağrı Dağı'na mı oturdu? Kendini bu işe adayan Amerikalı bir profesör, dini ve bilimsel çevrelerde en çok tartışılan konulardan biri olan bu soruya yanıt bulmaya çok yaklaştı. İnatçı profesör, başlattığı hukuk mücadelesiyle CIA'dan elindeki gizli belgeleri açıklama sözü aldı.

Richmond Üniversitesi'nden hukuk profesörü Porcher Taylor, Amerikan Haberalma Özgürlüğü Yasası'na dayanarak CIA'nın elindeki dosyanın açılmasını talep etti. Sonunda CIA ‘‘Ağrı Anormallikleri’’ adlı gizli bir dosyada topladığı bilgi ve fotoğrafları bir-iki hafta içinde açıklayacağını ilan etti. Nuh'un Gemisi'yle ilgili gizli bilgilere kavuşmayı bekleyen bilim dünyası şimdi büyük bir heyecan içinde.

CIA Ağrı Dağı'nı fotoğraflamaya 1949'da U-2 casus uçaklarıyla başladı ve bunları ‘‘Ağrı Anormallikleri’’ adlı gizli bir dosyada topladı. Daha sonra casus uydulardan çekilen fotoğraflar dosyaya eklendi ve gizlilik 40 yıl boyunca sürdü.

Laikler incelesin

Söz konusu dosyaya ulaşmak için yıllar boyu bıkmadan mücadele veren Prof. Taylor, U-2'lerin çektiği binlerce fotoğrafın laik bilim adamları tarafından incelenmesini istiyor. Prof. Taylor ‘‘Bilim adına böyle bir talepte bulundum. Çünkü bilgilerin kamuoyunda değerlendirilmesi gerekir. Eğer sadece kaya parçalarıysa mesele yok. Fakat beş bin yıldan beri süregelen bir tartışmaya nokta konmalı’’ diyor.

Buna rağmen Prof. Taylor, CIA belgelerindeki kalıntıların Nuh'un Gemisi olduğuna inanıyor. Profesör Taylor'un bu inancına deniz kalıntıları uzmanı olan ve Techmatics Inc. şirketi için çalışan Peter Hsu da katılıyor. Hsu'ya göre, CIA'nın Ağrı Dağı'ndaki anormallik diye adlandırdığı görüntüler çok büyük bir geminin taban iskeletine benziyor. Yani kalıntılar İncil'deki gemi tarifine çok uyuyor.

Ancak bu varsayıma karşı çıkanlar da var. ABD Savunma İstihbarat Dairesi uzmanları ‘‘Ağrı Dağı'ndaki normal olmayan görüntü, zirveye yakın bir yerdeki hareketli bir buzulun kenarında yer alıyor. Burada biriken buz ve kar topakları sık sık kenardan aşağıya düşerek söz konusu görüntüyü meydana getirmiş olabilir’’ diyorlar.

CIA niçin gizledi

Peki CIA, Nuh'un Gemisi hakkında ipucu sayılabilecek bu bulguları acaba niçin gizledi? Neden söz konusu fotoğfrafları içeren dosyaya ‘‘anormal görüntüler’’ adını verdi?

Çünkü istihbarat uzmanlarına göre, CIA bunları açıklasaydı kendini bir anda kendisi için hiçbir anlamı olmayan teolojik ve bilimsel bir tartışmanın göbeğinde bulacaktı. Ayrıca daha da önemlisi o sıralarda gerçekleştirdiği en büyük haberalma operasyonu tehlikeye girebilirdi. Yani U-2'lerin Sovyet üsleri üzerinde gerçekleştirdiği gizli uçuşlar deşifre olacaktı. CIA hiç şüphesiz bu uçuşların Sovyetler tarafından bilinmesini istemiyordu.

Teoloji ve bilim dünyası büyük heyecan içinde çünkü İncil'deki Nuh'un Gemisi ile ilgili bilgiler ve CIA'nın dosyasında olduğu ileri sürülen bilgi ve fotoğraflar birbirini çok büyük ölçüde tutuyor. İncil'de Nuh'un Gemisi'nin ölçüleri veriliyor. Buna göre geminin boyu 152, genişliği 25 ve yüksekliği

15.2 metre. Şimdiye kadar kamuoyuna sızan fotoğraflar Ağrı Dağı eteklerinde bu büyüklükte bir objenin varlığını gösteriyor.

Ayrıca bilim adamları Milattan Önce 5.600 yıllarında Karadeniz'de büyük bir sel felaketi yaşandığını belirtiyorlar. Önde gelen teologlar da aynı görüşte.

Ayrıca 1980'lerin başında bir grup arkeolog, Türkiye-Ermenistan sınırında yaptıkları araştırmada, içinde demir halkalar olan kaya parçaları buldular. Tarihçilere göre bu tür aletler antik gemilerde kullanılıyordu.

Fakat kalıntıların yaşını hesaplamak için yapılan karbon analizleri öngörülen tarihle uyuşmadı. Ayrıca geminin ahşap

kısmının izine bile rastlanmadı.

Koordinatlar biliniyor

Prof. Taylor, eğer U-2'lerin 1970'lerde çektiği fotoğraflar işe yararsa ‘‘National Geographic Derneği’’ ile Smithsonian Müzesi'nin Nuh'un Gemisi'nin bulunduğu varsayılan bölgede araştırma yapmak için ekipler hazırladığını bildirdi. CIA belgelerinde Nuh'un Gemisi'nin bulunduğu bölgenin tam koordinatları var. Koordinatlara göre kalıntı, Ağrı'nın zirvesine yakın bir yerde. Bu nedenle araştırmacılar şimdiye kadar hiç bakılmayan Ağrı'nın zirvesine yönelecekler.

Belgeler açıklandığında birçok kuruluş bilgisayar ve gelişmiş optik cihazlar kullanarak fotoğraflar üzerinde çalışmalar yapacak.

Avustralya'da hukuk kavgasına neden oldu

NUH’un Gemisi geçtiğimiz aylarda Avustralya'da ilginç bir davaya konu oldu. Sydney kentindeki davada Avustralyalı jeoloji profesörü Ian Plimmer ile Avustralyalı okutman Allen Roberts karşı karşıya geldi. 1949'da Ağrı'daki kazı bölgesini gezdiğini söyleyen Plimmer okutman Roberts'i kamuoyunu aldatmak ve yanlış yönlendirmekle suçladı. Ağrı Dağı'nın büyük bir çamur kütlesinden ibaret olduğunu ve Nuh'un Gemisi efsanesinin İskoçya'daki ‘‘Loch Ness canavarı’’ hikayesinden farksız olduğunu söyleyen Plimmer kazıdan sorumlu Türk arkeoloğun köktendinci Hıristiyanların parasını alabilmek için olayı abarttığını ileri sürdü. Plimmer, ‘‘Bölgedeki arkeolog, kendi araştırmalarına para bulabilmek için Hıristiyan dincilerin söylemlerine destek verdiğini bana itiraf etti ve özür diledi’’ şeklinde konuştu. Plimmer, bu davanın İncil'deki yaradılış teorisini değil, sadece ticari konuları içerdiğini söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!