Ağlama Duvarı kavgası İsrail-Filistin gerginliğini artırıyor
Güncelleme Tarihi:
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Filistin Yönetimi’nin yayımladığı ve Yahudilerle Ağlama Duvarı arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını iddia eden yazıyı kınadı ve makaleyi 'kepazelik' olarak tanımladı.
Filistin ve İsrail arasında yaşanan en son gerginlik, iki aydan beri adım atılamayan barış görüşmelerindeki atmosferi daha da olumsuz bir hale getirdi. Netanyahu’nun açıklamaları, Pazartesi günü Filistin Yönetimi’nin Enformasyon Bakanlığı internet sitesinde Arapça yayımlanan makaleyi hedef aldı.
Makale, Yahudilerin bir zamanlar antik tapınakların bulunduğuna inandıkları Haremüşşerif adı verilen düzlükten geriye kalan duvar olan Ağlama Duvarı’yla hiçbir tarihi bağlantısı olmadığını öne sürüyor. Enformasyon Bakanlığı yetkilisi El-Mutawakel Taha tarafından yazılan makalede, Siyonist işgalinin Ağlama Duvarı üzerinde hak iddia etmeye hakkı olmadığı belirtiliyor.
Mescid-i Aksa Camii gibi Müslümanlar içinde kutsal olan yerleri içinde bulunduran Haremüşşerif, İsrail-Arap çatışmasının en büyük çıkmazlarından birini oluşturuyor. Filistinli yetkililer, geçmişte de Yahudilerin Kudüs’te mirası bulunduğunu reddetmiş ve Haremüşşerif’in oluşturduğu platonun hiçbir antik tapınağı barındırmadığını savunmuştu.
İsrail’in, 1967 savaşında Kudüs’ün surları içinde kalan Eski Şehir dahil, şehrin doğu kısmını ele geçirmesinden bu yana, Doğu Kudüs’e 200 bine yakın Yahudi yerleşti. Doğu Kudüs, uluslararası topluluk tarafından hiçbir zaman İsrail toprağı olarak tanınmadı. Bugün, aynı zamanda 250 bin Filistinliye ev sahipliği yapan Doğu Kudüs, kurulacak Filistin Devleti'nin başkenti olarak kabul ediliyor.
ABD eski başkanı Bill Clinton, 2000 yılında öne sürdüğü barış anlaşmasında, Haremüşşerif'de Filistin, Ağlama Duvarı'nda ise İsrail egemenliği olmasını teklif etmişti. Bu alanlarda yapılacak her türlü kazı çalışması için de, ortak görüş birliğine varılarak hareket edilmesini önermişti.
İsrail'in eski başbakanı Ehud Olmert ise Eski Şehir'in içindeki ve etrafındaki kutsal alanların İsrail, Filistin, Suudi Arabistan, Ürdün ve ABD tarafından oluşturulacak uluslararası bir yönetimle idare edilmesini önermiş, ancak Filistin'den bir yanıt alamamıştı. Göreve geldiğinden beri işgal edilen topraklarda yerleşim inşaatlarını devam ettiren Netanyahu ise Doğu Kudüs'ün geleceği hakkında açık bir fikir beyan etmedi.
Planet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetPlanet