Güncelleme Tarihi:
Çiftçi Bülent Özüren, Kurşunlu Köyü’ne yaklaşık 1 kilometre mesafedeki Killitepe Mevkisi’nde, Zafer Madencilik Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından işletilecek feldspat madeni ve buraya ulaşak yol için ağaç kesilecek olması nedeniyle geçen geçen 26 Ekim’de açlık grevine başladı. 11’inci gün fenalaşıp Bayramiç Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ve tedavisi yapılıp taburcu edilen Özüren, 17 Kasım’da açlık grevini sonlandırdı. Madenin işletmeye açılmasını istemeyen Kurşunlu Köyü Muhtarı Muharrem Gürel (46), köyde yaşayan arkeolog Kağan Baraş (31) ve mimar Ayşe Nihan Kuzucu (33) ile köylüler de çadır kurarak eyleme destek verdi. Maden şirketinin Çanakkale Bölge Müdürü Utkan Eriş Pulcu’nun şikayeti üzerine soruşturma başlatan savcılık, Özüren, Gürel, Baraş ve Kuzucu hakkında, Türk Ceza Kanunu 117/1’inci maddesi kapsamında, ’iş ve çalışma hürriyetinin ihlali’ suçundan Bayramiç Sulh Ceza Mahkemesi’nde 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Davanın bugün görülün ilk duruşmasına tutuksuz sanıklar Bülent Özüren, Muharrem Gürel, Nihan Kuzucu, Kaan Baraş ve avukatları ile madan şirketinin avukatları katıldı. Çanakkale Çevre Platformu ile Kazdağlarını Koruma Derneği üyesi yaklaşık 100 kişi, adliyeye gelerek sanıklara destek verdi.
Dört sanık da, mahkemedeki ifadelerinde, geçen 23 Ekim’de, maden şirketinin Kurşunlu Köyü Killiktepe Mevkisi’nde maden ocağı açılması amacıyla Bayramiç Orman İşletme Müdürlüğü’nün belirlediği sahada damgalı ağaç kesimi ve yol açılması çalışması yaptığı sırada gelip, "kesimi durdurun" diye bağırıp, çalışmaları engelledikleri iddialarını kabul etmedi. Sanıklar ifadelerinde, muhataplarının maden şirketi değil Karaköy Orman İşletme Şefliği olduğunu söyledi. İfadelerin alınmasının ardından hakim, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
’BU İNSANLAR ZORLA SUÇA TEŞVİK EDİLİYOR’
Duruşma çıkışında bir açıklama yapan Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbantoğlu şunları söyledi:
"Devlet eliyle vahşileştirilmiş bir maden, uysal bir köy ve köylüler var. Maden, bu insanları yıldırmaya, zorla suç işlemeye adeta teşvik ediyor. Altın madenlerine açtığımız davalarda mahkeme 7’sinin işlemesini durdurmuştur. Çanakkale eski Valisi Güngör Azim Tuna ve yeni Vali Ahmet Çınar da altın madenlerine gayrisıhhı müessese izni vermemiştir. Ama nedense bu madende acele edilmiş, köylülerin yürütmeyi durdurma davası açmasına rağmen, maden çalışması devam etmiştir. Ya şimdi mahkeme altın madenlerinde olduğu gibi yürütmeyi durdurma kararı verirse kesilen üç binden fazla ağacın hesabını kim verecektir."
’BÖYLE BİR DAVADAN ONUR DUYARIZ’
Kurşunlu Köyü’ndeki madene karşı mücadele ile özdeşleşen Bülent Özüren ise yolsuzluk ve hırsızlık suçlarından değil, ormanlarına ve köylerine sahip çıkmak istedikleri için adliyede olduklarını belirterek şöyle konuştu:
"Böyle bir suçtan onur ve gurur duyarız. Köyümüzde son eve 60 metre uzaklıkta olan madene ruhsat verenleri kınıyoruz. Köyümüz birinci derecede SİT bölgesidir. Köyümüzdeki kahvenin önünde lahit kapağı üzerinde çay içilmektedir. Biz kimseye karşı şiddet kullanmadık, şiddet yöntemimiz değildir, hukuk kurallarına saygılı kalacağız. Bu zaman süresinde her türlü baskıya göğüs gereceğimize ve bir adım geri gitmeğeceğimize halkımızın önünde söz veriyoruz."