Güncelleme Tarihi:
Yangınların sürdüğü bölgede söndürme çalışmaları yapılsa dahi 7-8 saat sonra aynı alan tekrar alevlenerek ilerleme gösteriyor. Soğutma çalışması yapılamadığı için alevlerle mücadele çok güç. Vatandaşların en büyük korkusu da işte bu ilerlemeler. Vatandaşlar evlerinin etrafını, çatılarını, bahçelerini ve ağaçlarını sürekli ıslatarak yangına karşı önlem alıyor. Bölge halkı bahçelerine ve kapı önlerine dizdikleri onlarca kova su ile nöbet tutuyor.
NE BULURSAK DOLDURDUK
Marmaris’te marinanın hemen yakınındaki bölgede yaşayan Semiha Şen ve ailesi de endişeli bir şekilde alevlerin kendilerine yaklaşmasını izliyor. Şen, 2 gündür ne kadar boş kova, şişe ve bidon varsa suyla doldurduklarını söyleyerek yaşadıkları korkuyu şöyle anlatıyor: “Sağımız, solumuz, her tarafımız alevlerle çevrildi. Yangın başlar başlamaz suları doldurmaya başladık. Eşyalarımızı topladık. Evin önünde bekliyoruz. Çocuklarımız sürekli ‘Anne yangın evimize gelirse nasıl kaçacağız. Bence şu yoldan kaçalım. Buradan geçelim” gibi cümleler kuruyor. Hepsi kendine ufak bir çanta yaptı. Elimize ne geçerse suyla doldurduk. Bir yandan da çevredeki yangınlara koşuyoruz. Bu durum çok çaresiz. Alevlerin sürekli geldiğini görmek çok acı. Daha fazla araçla müdahale edilmesi gerekiyor. Su tankerleri yetişemiyor. Ben bir daha bu ormanları göremeyeceğim. Bir ağaç kaç yılda böyle olur? Benim ömrüm yetmez. Çocuklarım da burada durur mu bilmiyorum. Geleceğimiz yandı.”
CENNETİMİZDİ ŞİMDİ CEHENNEMİMİZ OLDU
Yangını endişe ile izleyenlerden biri de Gönül Özkaya. Orman yolunda bulunan evlerinin önünde torunlarına ait şişme havuzu doldurmuş, endişeyle bekliyor: “Biz burada kuyu suyu kullanıyoruz. Alevler yaklaşınca elektriklerimiz kesilmeye başladı. O zaman suyumuzu da kullanamıyoruz. Ama su gelince her yeri ıslatıyoruz. Kovalarımızı doldurduk. Torunumun havuzunu da doldurup beklemeye başladık. Burası bizim cennetimizdi. Havası, suyu, ormanı ayrı güzeldi. Şimdi bizim cehennemimiz oldu. Önemli evrakları ve küçük eşyalarımızı da iki poşete koyduk. Baktık olmuyor hemen gideceğiz. Ne yapalım. Umarım alevler artık biter. Çok üzülüyoruz.”