Ağaçlara ağıt... Bir daha bu ormanları göremeyeceğim

Güncelleme Tarihi:

Ağaçlara ağıt... Bir daha bu ormanları göremeyeceğim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2021 07:00

Marmaris'te birden fazla noktadaki yangınları durdurmak için orman ve itfaiye ekipleriyle birlikte bölge halkı da tüm gücüyle çalışıyor. Alevlerin yaklaştığı köy ve mahallelerdeki vatandaşlar bir yandan canlarını kurtarmaya çalışırken bir yandan yanan ağaçlara ağıt yakıyor: "Ben bir daha bu ormanı göremeyeceğim. Bir ağaç kaç yılda böyle olur..."

Haberin Devamı

Yangınların sürdüğü bölgede söndürme çalışmaları yapılsa dahi 7-8 saat sonra aynı alan tekrar alevlenerek ilerleme gösteriyor. Soğutma çalışması yapılamadığı için alevlerle mücadele çok güç. Vatandaşların en büyük korkusu da işte bu ilerlemeler. Vatandaşlar evlerinin etrafını, çatılarını, bahçelerini ve ağaçlarını sürekli ıslatarak yangına karşı önlem alıyor. Bölge halkı bahçelerine ve kapı önlerine dizdikleri onlarca kova su ile nöbet tutuyor.

NE BULURSAK DOLDURDUK

Marmaris’te marinanın hemen yakınındaki bölgede yaşayan Semiha Şen ve ailesi de endişeli bir şekilde alevlerin kendilerine yaklaşmasını izliyor. Şen, 2 gündür ne kadar boş kova, şişe ve bidon varsa suyla doldurduklarını söyleyerek yaşadıkları korkuyu şöyle anlatıyor: “Sağımız, solumuz, her tarafımız alevlerle çevrildi. Yangın başlar başlamaz suları doldurmaya başladık. Eşyalarımızı topladık. Evin önünde bekliyoruz. Çocuklarımız sürekli ‘Anne yangın evimize gelirse nasıl kaçacağız. Bence şu yoldan kaçalım. Buradan geçelim” gibi cümleler kuruyor. Hepsi kendine ufak bir çanta yaptı. Elimize ne geçerse suyla doldurduk. Bir yandan da çevredeki yangınlara koşuyoruz. Bu durum çok çaresiz. Alevlerin sürekli geldiğini görmek çok acı. Daha fazla araçla müdahale edilmesi gerekiyor. Su tankerleri yetişemiyor. Ben bir daha bu ormanları göremeyeceğim. Bir ağaç kaç yılda böyle olur? Benim ömrüm yetmez. Çocuklarım da burada durur mu bilmiyorum. Geleceğimiz yandı.”

CENNETİMİZDİ ŞİMDİ CEHENNEMİMİZ OLDU

Yangını endişe ile izleyenlerden biri de Gönül Özkaya. Orman yolunda bulunan evlerinin önünde torunlarına ait şişme havuzu doldurmuş, endişeyle bekliyor: “Biz burada kuyu suyu kullanıyoruz. Alevler yaklaşınca elektriklerimiz kesilmeye başladı. O zaman suyumuzu da kullanamıyoruz. Ama su gelince her yeri ıslatıyoruz. Kovalarımızı doldurduk. Torunumun havuzunu da doldurup beklemeye başladık. Burası bizim cennetimizdi. Havası, suyu, ormanı ayrı güzeldi. Şimdi bizim cehennemimiz oldu. Önemli evrakları ve küçük eşyalarımızı da iki poşete koyduk. Baktık olmuyor hemen gideceğiz. Ne yapalım. Umarım alevler artık biter. Çok üzülüyoruz.” 

Ağaçlara ağıt... Bir daha bu ormanları göremeyeceğim



DAHA ÇOK ARAÇ LAZIM

Marmaris’te ekiplerle birlikte yangınla mücadele eden bölge sakinleri daha fazla su tankeri ve arazöz gerektiğini söylüyor: “Küçük alevler başladığında hemen müdahale etmeye koşuyoruz. Ancak çok alakasız yerlerde alevlenmeler oluyor. Bunları söndüremeyince tüm orman kül oluyor. Ancak bunun için daha fazla su tankeri ve arazöze ihtiyaç var. Havadan yapılan çalışmalar da yetersiz.”

ARKADAŞLARIMIZIN ARACI YANDI

Hisarönü’ndeki çalışmaları takip eden Hürriyet gazetesi muhabiri Emre Eser ve foto muhabiri Selçuk Şamiloğlu, alevlerin ortasında kaldı. Eser, dehşet dolu anlarını anlattı.

- Hisarönü’ndeki ilk tahliye sırasında yangın kısmen söndürülmüştü. Hatta biz olay yerine gittiğimizde oradaki itfaiyeciler ‘Geç kaldınız’ dedi. Biz yangın bölgesindeyken yamacın üstünden alevler gelmeye başladı. Tüm arabaların yandığını gördüm.

- Daha sonra foto muhabiri arkadaşım Selçuk beni aradı. “Emre en önde bizim araba var, yanmamış. Alabiliyorsan al” dedi. Yangın bölgesine koştum. Arabaya bindim ve kaçtım. 100 metre gittikten sonra köylüler beni durdurdu. Arabaya bir anda su dökmeye başladılar, beni apar topar dışarı çıkarttılar. Meğer arabanın sağ tekerliği ve kaputu alev alev yanıyormuş... 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!