Güncelleme Tarihi:
Bebek'teki İpar Korusu'nun ağaçları arazinin sahibi tarafından kurutuldu mu, kurutulmadı mı? İki yıldır devam eden dava dün de sonuçlanmadı.
Bebek'teki İpar Korusu ağaçlarının kurtuluşu bir başka bahara kaldı.
Geçtiğimiz ay İstanbul Hürriyet'te Bebeklilerin tarihi İpar Korusu'nun 14 dönümlük bölümünü satın alan Atilla Uras ve yardımcısı İsmail Öngün hakkında açtıkları davayı duyurmuştuk.
Bebeklilerin iddiasına göre Uras, yardımcısı Öngün aracılığıyla koruma altındaki arazide hem hafriyat çalışması yapıyor hem de tarihi ağaçların köklerini açıkta bırakacak şekilde çevrelerini açıyor ve böylece kurumalarına neden oluyordu.
İki yıldır devam eden davanın dün bitmesi ve son kararın açıklanması bekleniyordu. Ama İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonuçlanmadığı gibi, yeni bir bilirkişi heyetinin belirlenmesine karar verildi!
Yeni bilirkişi heyetinin 12 Mayıs'ta koruda yeniden bir inceleme yapmasına, bir sonraki duruşmanın ise 25 Mayıs'ta yapılmasına karar verildi.
Ama niçin iki yıl sonra bir bilirkişi heyetine ihtiyaç duyulduğu anlaşılamadı. Çünkü, daha ilk celsede mahkemeye konuyla ilgili sayısız belge sunulmuştu: İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun koruyla ilgili kararları, Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün yazıları, İstanbul İl Çevre Müdürlüğü'nün tutanakları... Bütün bu belgelere rağmen bir bilirkişi raporu istenmesiyle, mahkeme neredeyse yeniden başa dönmüş oldu.
Dünkü duruşmada adaletin nasıl geciktirildiği bir başka örnekle daha ortaya çıktı: Mahkeme söz konusu arazinin Boğaziçi sit alanı içinde olup olmadığının belirlenmesini istedi!
Oysa İpar Korusu'nun bu alan içinde olduğu zaten biliniyor. Mahkemenin ilk celsesinde savcılık iki belge sunmuştu. Belgelerden 1974 tarihli birincisi, Koruma Yüksek Kurulu'nun bu koruyu doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul ettiğiyle ilgili karar, ikincisi de 1983'te aynı kurulun korunun Boğaziçi sit alanı içine alındığına ilişkin kararıydı.
AVUKAT BİLE GÖNDERMEDİLER
Boğaz'da kalan sayılı yeşil alanlardan olan İpar Korusu'nun kurtulabilmesi için bu önemli davaya Koruma Kurulu avukatı da katılmadı. Oysa tarihi ve doğal değerlerimizi korumakla görevli olan Kurul, ikinci derece sit alanı olarak belirlenen İpar Korusu'nda verdiği restorasyon iznini projeye aykırı uygulamalar olduğu gerekçesiyle durdurmuştu.