Güncelleme Tarihi:
Bir anlamda çözümün ruhunu oluşturan ana maddelere ilişkin bölüm şöyle:
KIBRIS ORTAK VATANIMIZ
Kıbrıs'ın ortak vatanımız olduğunu teyit ederek ve 1960 yılında kurulan Cumhuriyet'in ortak oluşturucuları olduğumuzu hatırlıyoruz.
BİRBİRİMİZE HÜKMETMEYECEĞİZ
Geçmişte yaşanan trajik olayların hiçbir zaman tekrarlanmaması azmiyle tehdit ve güç kullanımı veya herhangi bir tarafın diğer bir tarafa hükmetmesi söz konusu olmayacaktır.
İLİŞKİMİZ SİYASİ EŞİTLİĞE DAYALI
Tarafların kendine özgü kimliğini ve bütünlüğünü, ilişkimizin bir ÇOĞUNLUK ve AZINLIK ilişkisi değil SİYASİ EŞİTLİĞE dayalı bir ilişki olduğunu kabul ediyoruz.
ORTAK GELECEK TAAHHÜDÜ
Ortaklığımızı bu zeminde yenilemeye karar veriyoruz ve bu yeni iki bölgeli ortaklığın birleşik ve bağımsız bir Kıbrıs'ta dostluk, barış, güvenlik ve refahı güvence altına alacak ortak bir gelecek konusunda kararlılık gösteriyoruz.
BM AMAÇLARINA BAĞLIYIZ
Uluslararası hukuk ve BM'nin ilke ve amaçlarına bağlıyız.
FARKLI KİMLİKLERE KARŞILIKLI SAYGI
Demokratik ilkeler, bireysel insan hakları ve temel özgürlüklerle birlikte taraflar bir diğer tarafın kültürel, dini, siyasi ve sosyal kimliğine ve diline saygı gösterecektir.
TÜRK-YUNAN DENGESİNE SAYGI
Doğu Akdeniz'de barışçıl bir ortamda Yunanistan ve Türkiye ile özel dostluk bağlarımızı devam ettirmeye, Yunanistan ve Türkiye arasındaki dengeye saygı göstermeye kararlıyız.
TÜRKİYE'Yİ AB'YE BEKLERİZ
Avrupa Birliği'ne katılmaya ve Türkiye'nin de katılacağı güne ümitle bakıyoruz.
OLUŞTURUCU YETKİMİZİ KULLANIYORUZ
Bizler, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler, asli oluşturucu yetkimizi kullanarak özgür, demokratik ve ayrı ayrı ifade edilen ortak irademizle işbu Kuruluş Anlaşması'nı kabul ederiz.
TÜRKİYE'YE EN FAZLA MÜSAADEYE MAZHAR ÜLKE
Anayasa, Kıbrıs'a dış politikasında Yunanistan ve Türkiye ile olan özel dostluk bağlarını sürdürme; Garanti Anlaşması, İttifak Anlaşması ve Kuruluş Anlaşması ile oluşturulan dengeye saygılı olma ve anlaşmaya varılacak uygun şartlarda, her iki ülkeye AB üyeliği yükümlülüklerine ve Kuruluş Anlaşması'na uyumlu olduğu derecede ‘‘en fazla müsaadeye mazhar ülke’’ muamelesi yapma yükümlülüğünü getiriyor.
Garantör beyanı
TÜRK ve Rum taraflarının taahhüdünü garantörlerin, yani Yunanistan, Türkiye ve İngiltere'nin bir beyanı izliyor. Üç garantör ülke, bu beyanlarıyla ‘‘Kuruluş Anlaşması'nın bu şekliyle ayrı ayrı, eşzamanlı referanduma sunulacağını kabul ediyorlar’’ ve şu yükümlülüğün altına giriyorlar:
‘‘Yunanistan, Türkiye ve İngiltere, Kuruluş Anlaşması'nın ayrı ve eşzamanlı referandumlarda onaylanması üzerine, Kıbrıs'ta kurulacak yeni düzen ile ilgili Kuruluş Anlaşması'na eklenmiş ve BM Anayasası'nın 102. maddesi uyarınca uluslararası anlaşma olarak kaydedilecek anlaşmayı Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti ile birlikte imzalamayı taahhüt ederler.’’
Bu bölümün altını Yunanistan, Türkiye ve İngiltere imzalıyorlar. BM Genel Sekreteri ise ‘‘şahit’’ olarak imza atıyor.
YORUM
Böylelikle garantör ülkeler de referanduma sunulacak olan Annan Planı'nı hukuki ve siyasi düzlemde sahiplenmiş oluyorlar.
Niyet mektubu
ANNAN Planı, Kıbrıs'taki iki toplumun liderlerinin altına imza atacakları tek sayfalık bir referandum taahhütnamesi ile başlıyor.
Bu metnin altında imza için ‘‘Kıbrıs Rum tarafı’’ adına ve ‘‘Kıbrıs Türk tarafı adına’’ olmak üzere açık bölüm bulunuyor.
Taahhütname, ‘‘Bizler, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin demokratik olarak seçilmiş liderleri, BM Genel Sekreteri'nin himayelerinde yürütülen ve her bir tarafın bir diğerinin SİYASİ EŞİTİ olarak sadece kendisini temsil ettiği ve başkasını temsil etmediği görüşmeleri müteakip Kuruluş Anlaşması'nı ekleri ile birlikte onay için ayrı ve eşzamanlı olarak referandumlara sunmaya karar verdik’’ diye başlıyor.
Yine bu bölümde, ‘‘Bizler, Avrupa Komisyonu'nun uluslararası bağışçılar konferansı düzenleme yönündeki istekliliğini ve uluslararası topluluğun tam desteğinin sağlanması yönündeki talebini memnuniyetle karşılarız’’ ifadesine yer veriliyor.
YORUM 1
Bağışçılar konferansı, çözümden sonra yerlerinden olacak kişiler için yeni konut yapımı ve ayrıca kısmen tazminatlar konusunda ortaya çıkacak yüksek miktardaki finansman ihtiyacını karşılamak üzere ABD, AB ülkeleri, Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının da davet edileceği toplantıyı anlatıyor. Bosna'ya barışın getirilmesinden sonra ülkedeki imar faaliyeti için benzer bir bağışçılar konferansı toplanmış, katılan her ülke ve kuruluş belli bir yardım taahhüdünde bulunmuştu.
YORUM 2
Giriş bölümündeki ‘‘her bir tarafın bir diğerinin siyasi eşiti olarak sadece kendisini temsil ettiği’’ ifadesi, özellikle Kıbrıs Türk tarafının ısrarla üzerinde durduğu ‘‘siyasi eşitlik’’ ilkesini karşılamayı amaçlıyor.
Tam üyelik olmazsa kriz çıkar
TÜRKİYE'nin tam üyeliği yalnızca girişteki bir ana hedef olarak gösterilmekle yetinilmiyor. Planın asker çekme, Rumların kuzeye geçişi gibi başlıkları dikkatli okunduğunda, düzenlemelerin Türkiye'nin tam üyeliği ile bazen açık, bazen dolaylı şekilde ilişkilendirildiği görülüyor. Örneğin, Türkiye'nin adadaki bütün askerlerini geri çekmesi yükümlülüğü ancak AB'ye tam üye olduğu zamana bırakılıyor. Rumların kuzeye geçişlerine getirilen 15 yıllık geçiş dönemi de yine dolaylı olarak bu hedefi gözeten bir takvim olarak görülebilir. Denilebilir ki, Annan Planı çerçevesinde adada çözüm süreci ancak Türkiye AB'ye tam üye olduğu gün tamamlanacaktır. Özetle, ‘‘Türkiye'nin tam üyelik sürecinin ilerlemesi’’ ile ‘‘Annan Planı'nın uygulamada sonuçlanması’’ iç içe geçmiş bulunuyor. Bunun muhtemel bir sonucu, Türkiye'ye AB karşısında önemli bir pazarlık kartı vermesidir. Türkiye'nin tam üyelik sürecinde engellerle karşılaşması, Kıbrıs'ta çözümün yerleşmesini de sekteye uğratacaktır. Türkiye'nin tam üyeliği ile ilgili patlak verecek bir felaket senaryosu, çözüm sürecinin askıya alınması sonucunu doğurabilir.
Taksim yasak
Anlaşmanın girişinde, şu madde de dikkat çekiyor:
‘‘Anlaşma ile kurulan düzene yapılacak tek taraflı herhangi bir değişiklik, Kıbrıs'ın özellikle bir bütün veya kısmi olarak başka diğer bir ülke ile birleşmesi veya herhangi bir şekilde taksimi veya ayrılması, yasaklanır. İşbu anlaşmadaki hiçbir husus, bu yasakla çelişir biçimde yorumlanamaz.’’
YORUM
Bu madde, Kıbrıs'ın Türkiye ile Yunanistan arasında taksim edilmesini ya da taraflardan birinin yoluna kendi başına devam etmek üzere kopması seçeneklerini yasaklıyor. Ayrıca, bu yönde hareket edildiği izlenimini verecek adımlardan da uzak durma yükümlülüğünü getiriyor.
TÜRKİYE'NİN AB'YE TAM ÜYELİĞİNE DESTEK
Annan Planı, birinci maddesinde, Kıbrıs'ta kurulacak yeni düzenin ana ilkelerini sıralarken, ‘‘Türkiye'nin AB tam üyeliğini’’ de bir hedef olarak gösteriyor, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni bu hedefi destekleme taahhüdünün altına sokuyor. Bu taahhüt, planda şöyle ifade ediliyor:
‘‘Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye ile olan özel dostluk bağlarını sürdürür, Garanti ve İttifak Anlaşmaları ile işbu anlaşmanın oluşturduğu dengeye saygı göstererek ve bir Avrupa Birliği üyesi ülke olarak Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne katılımını destekler.’’
YORUM
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, Annan Planı'nın kurgusundaki en önemli eksenlerden birini oluşturuyor.
Daha birinci maddeden de görüleceği gibi, Kıbrıs ve bu çerçevede Kıbrıs Rum tarafı, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini destekleme konusunda uluslararası bir yükümlülük altına sokuluyor.
Böylelikle, Kıbrıslı Rumlardan, 1 Mayıs tarihinde AB'ye tam üye olarak girmelerinden sonra Türkiye'nin tam üyeliğini engellemeyecekleri konusunda önemli bir taahhüt alınmış oluyor. Engelleme yoluna gitmeleri, uluslararası bir anlaşmanın ihlalini oluşturur ve Annan Planı'nın uygulamasını tehlikeye atabilir.
TÜRKÇE, AB'NİN 21. RESMİ DİLİ
Annan Planı'nın kabul edilmesi, AB bağlamında siyasi ve felsefi planda başka önemli sonuçlar da doğuracak. Kıbrıs Federal Cumhuriyeti'nin tam üye olarak Avrupa kulübüne katılmasıyla birlikte, AB tarihinde ilk kez bir Türk ve Müslüman topluluk birliğin eşit üyesi olacak.
Bunun yaratacağı ilk sonuçlardan biri, Türkçe'nin AB'nin 21. resmi dili haline gelecek olması. Mevcut durumda AB'nin İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, İtalyanca, Yunanca, Fince, İsveççe ile Danimarka ve Hollanda dilleri olmak üzere tam 11 resmi dili var. Yeni katılan ülkelerle birlikte bu sayı 20'ye çıkıyor. Kıbrıs'ın 1 Mayıs'ta bütün olarak AB'ye katılması halinde Türkçe de AB'nin dil ailesine katılan en son dil olacak. Bunun sonucu, AB'deki her önemli belge aynı zamanda Türkçe'ye de çevrilecek, AB Komisyonu'nda Kıbrıslı Türk bürokratlar ve Türkçe çevirmenler istihdam edilecek.
Bir anlamda, bundan yıllar sonra gerçekleşebilecek olan Türkiye'nin tam üyeliği öncesindeki AB'nin Türkiye ile ilgili hazırlık süreci de aslında fiilen başlamış olacak.
KIBRISLI TÜRKLER TRUVA ATI MI
KIBRIS Federal Cumhuriyeti'nin Başkanlık Konseyi'ndeki Türk üyeler de AB'nin karar toplantılarına katılarak Türkiye ile ilgili konularda AB'yi içten etkileme imkánına sahip olacaklar, etkili bir lobi yapabilecekler. Bir anlamda, Kıbrıslı Türkler, Türkiye'den önce Türkiye'nin ‘‘öncü kolu’’ olarak AB'nin içine demir atmış olacaklar.
Plandaki dönüşümlü başkanlık ilkesinin bugünkü haliyle kabul edilmesi durumunda, AB zirvelerine Kıbrıs Cumhurbaşkanı olarak 20 ay bir Rum, 10 ay da bir Türk katılacak. Kıbrıslı Türk katıldığında, Türkiye ile ilgili kritik kararlarda diğer AB liderleriyle birlikte eşit söz sahibi olacak. Kıbrıs'ı Rum lider temsil ettiğinde de Başkanlık Konseyi'nin ortak eğilimini temsil etmek zorunda olduğundan, Türk üyelerle uyumlu bir çizgi izlemek durumunda olacak.
Ancak, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ye katılmasının bütün bunları aşan felsefi, tarihi ve kültürel boyutlarda çok ayrı bir sonucu var: Tarihte ilk kez Türk ve Müslüman kimliği, bir tuğra olarak resmen Avrupa Birliği'nin üzerine vurulmuş olacak.