Güncelleme Tarihi:
Ürdün dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi:
SÜNNİLERE YÖNELİK HAK İHLALLERİ
“Bu ziyaretimiz bölgenin hassas olduğu, sıkıntıların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşti. Özellikle Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın önemi üzerinde hassasiyetle durduk. Irak’ın toprak bütünlüğü, birlik ve beraberliği, orada Sünnilere yönelik hak ihlalleri üzerinde de durduk. Tüm bunların yanında, Telafer’de özellikle son dönemdeki gelişmeler de bizim için önem arz ediyor. Telefar’in bölünmesi, Haşdi Şabi’nin oradan Suriye’ye girmesi, Ürdün’ü de ciddi manada rahatsız ediyor. ‘Böyle bir şeye tahammül etmemiz mümkün değil’ diyorlar. Deyrizor’un güneyinde Suriye geçiş bölgesi olarak Haşdi Şabi’nin düşündüğü bölgeyi, bunların askeri üssü olması sebebiyle de böyle bir şeye müsaade etmeyeceklerini açık net şekilde söylüyorlar. Ayrıca Körfez krizini de konuştuk. Bu meselenin, müzakere yoluyla çözülmesi gerektiği hususunda hemfikiriz.
PYD’NİN AKDENİZ’E AÇILMA PROJESİ
Terörle ortak mücadele, İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin ziyareti esnasında konuşuldu. Bizim için Suriye’de halihazırda bir Afrin konusu var. Afrin, aslında PYD’nin şu anda Akdeniz’e açılma projesidir. Biz bu konuda tavrımızın ne olduğunu her zaman açıkça söyledik. Türkiye olarak, Suriye’nin kuzeyinde Akdeniz’e açılacak bir terör koridoruna müsaade etmeyiz. Bedeli ne olursa olsun gereken müdahaleyi yaparız. Hatırlayın, Fırat Kalkanı Harekâtı bunun için yapılmıştır. Cerablus, Rai, o bölgede Bab’a indiğimiz zaman, 2 bin kilometrekarelik bir alan. Aslında orayı tamamen buradan ayırma projesidir. Fırat Kalkanı Harekâtı’yla bu başarılmıştır. Bu bitti mi? Bitmedi. Afrin konusunda da kararlılığımız aynıdır. Şu anda planladığımız gibi yürüyor. Bitti mi? O da bitmedi. Ne var şimdi? İdlib var. Kararlılığımız da planlarımız da belirlendiği şekilde yürüyor. Detayına, teferruatına girmeyeceğim. Bu olumlu gelişmelerle, olumsuz bazı hesaplar peşinde olanların oyunu da şu anda inşallah bozulmuş durumda.
RUSYA VE İRAN’LA ETRAFLICA GÖRÜŞTÜK
Afrin’de Türkiye’ye müzahir olan Kürtler var, PYD ile beraber olan Kürtler de var. Aslında Kürt ifadesini kullanırken üzülüyorum. Niye? Zira bizim Kürt kardeşlerimizle herhangi bir meselemiz yok. Nitekim ülkemde benim, bizimle beraber, bizlerle hemhal olan Kürt kardeşlerim var. Kürtleri tamamen PKK safında gibi görmeyi nasıl doğru bulmuyorsak, aynı şey Afrin’deki durum için de geçerli. Bizlerle beraber hareket edebilecek aşiretler var. Oralarda terörün baskın çıkma ihtimali olursa gözümüzü karartırız. Bunun böyle bilinmesi lazım. Afrin o bakımdan çok önemli bir bölge. Bir taraftan Hatay Türkiye sınırları, öbür taraftan İdlib’e geçiş. Bu bakımdan çok çok önemli. Bizim buralarda en ufak bir esnememiz söz konusu olamaz. Bunları birinci derecede Rusya ile görüştüğümüz gibi İran’la da etraflıca görüştük. Önümüzdeki süreçte de, Dışişleri Bakanımız, hakeza istihbarat ve benzeri kanallar aracılığıyla, karşılıklı gidiş gelişlerle bu konular üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğiz.
ABD’NİN SEVKIYATI 1.000 TIR’I GEÇTİ
(PYD’ye 70 uçaksavar verildiği, namluların Türkiye’ye çevrildiği iddiası) ABD’nin Irak sınırından geçerek kuzey Suriye’ye silah sevkıyatı yaptığı biliniyor. Yapılan sevkıyat belki 1.000 TIR’ı geçti. Bunların içinde tam olarak neler var? Zırhlı araç, bol miktarda mühimmat vesaire var ama detay bilmiyoruz. ABD’liler bize, ‘Bütün bu zırhlı araçların hepsinin seri numaraları bizde mevcut. Biz Rakka operasyonu bittikten sonra bunları tekrar geri alacağız’ diyorlar. Ama ben G-20’de Trump’a (ABD Başkanı Donald Trump), o generallere, hepsine şunu söyledim: ‘Bakın, sizin bu söylediğinizi bize Kuzey Irak için de söylemişlerdi. Ama bakın, şu anda Kuzey Irak’taki PKK’dan, şuradan buradan bizim elimize geçen silahlarda biz ABD’yi görüyoruz, Rusya’yı görüyoruz. Yarın burada da aynı şey olacak. Bize bunları anlatmayın. Siz bu tür şeyleri bizlere parasıyla vermiyorsunuz ama bunlara bedava veriyorsunuz’ dedim. Maalesef şu anda tablo bu, bize düşen tabii ki bunları anlatmaya devam etmektir. Ama onların yaptıkları yanlışlıklar, bizim de artık belli yerlerde işimizi öğrenmeye başlamamıza vesile oldu. Neticede hakikaten bizi iş sahibi, bilgi sahibi yaptılar. Ürün noktasında da üretme kabiliyetine kavuşmamızı sağladılar.
İRAN’LA DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ
(Kandil ve Sincar’da İran’la ortak operasyon söz konusu mu?) Şu anda PJAK olayı İran’ı rahatsız ediyor. Her ne kadar İran’la uyum noktasında bazı sıkıntılar olsa da şu anda onlar da bir dayanışma içerisinde, ‘Teröre karşı mücadeleyi beraber verelim’ diyorlar. Bu Kandil’de de olur, Sincar’da da olur. Sincar’da derken Haşdi Şabi’yi ima ediyorlar. Görüşmeler sürüyor.
BU FAKİRE BU KADAR SALDIRIYORLARSA
(Almanya başta olmak üzere Batı’dan gelen tepkiler) Demek ki biz sırat-ı müstakim (dosdoğru yol) üzereyiz. Bu fakire bu kadar saldırıyorlarsa demek ki iyi şeyler yapıyoruz. Bizler iyi şeyler yaparak inşallah iyi neticeler alacağız. Almanya’da seçime kadar bu şekilde giderler. Seçimden sonra ya Türkiye ile yine güzel işler yapmanın yolunu ararlar ya da 2019’u beklemeye koyulurlar.
AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ DEVAM EDECEK Mİ?
Gümrük Birliği noktasında, şu anda Almanya diğer Avrupa ülkeleri olsun yeniden bu sürecin devamı için adım atmadıkları takdirde, bizim kaybedeceğimiz bir şey yok. Biz yolumuza aynı şekilde devam ederiz. Geri kabul (anlaşması) konusunda biz üzerimize düşeni yaptık ama AB taahhütlerini yerine getirmedi. Ne yazık ki AB üyesi ülkelerin bazıları Türkiye konusunda düzgün davranmıyor. Ama önemli değil. Önemli olan Türkiye’nin dimdik ayakta sağlam durmayı başarmasıdır.”
YALNIZLIĞA ADIM ATAR
(Kuzey Irak’ın ayrılık referandumu) Ben MİT Müsteşarımı gönderdim. Hem Bağdat’a hem Erbil’e gitti, görüşmeler yaptı. Mevlüt (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu) bey çarşamba günü (bugün) gidiyor Bağdat’a, ardından Erbil’e geçecek. Biz orada öyle bir konuda referandumu doğru bulmuyoruz. Öyle bir referandum Irak’ı bölmek demektir. Kaldı ki orada zaten tanınmış olan bir yerel yönetim var. Referandum yerine, yerel yönetim olarak o bölgeyi başarılı şekilde yönetmeye odaklanmaları daha isabetli olur. Nitekim o tür bir referandumu, dünyada birçok gelişmiş ülke doğru bulmuyor. Dolayısıyla o tür bir adım atılması, yalnızlığa adım atmak demektir. Kaldı ki onların aldığı referandum kararının Irak merkezi yönetimi tarafından da onaylanması lazım. Merkezi yönetimin, federal parlamentonun onaylamadığı o tür bir referandum avara kasnak gibidir, başka bir şey değil.
(Barzani pazarlık mı yapıyor?) Eğer dediğiniz gibiyse pazarlığın kiminle yapıldığı da önemli. Bunu Talabani ile yaptılarsa o da ayrı bir sıkıntı. Şimdi Talabani ile ilgili de böyle bir şey ise o da bu işi bitirmez. Merkezi yönetimin kabul etmediği bir adım sadece ciddi sıkıntılara yol açar. Dolayısıyla ‘Yaptım oldu’ denilebilecek bir şey değil bu.
70 BİN KIYAFET DİKİLİYOR
(TERÖR sanıklarına) Tek tip kıyafet konusunda, arkadaşlar çalışmaları hızlandırıyor. 70 bin civarında bir kıyafet hazırlanacak. Cezaevleri falan da yapılıyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapiste hücre farklı, orada yanılmıyorsam 5-6 metrekare hücre içinde kalıyorlar. Dolayısıyla değişik yerlerde, yeni cezaevlerinin yapımı da sürüyor.
(Kıyafetler yargılama sürecinde mi giyilecek?) Evet, yargılama sürecinde.
PEŞREV ÇEKİYORUZ
AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla çalışmaları sorulan Erdoğan, bütün belde kongrelerini tamamladıklarını belirterek şunları söyledi: “Atamalarımızı yaptık. İlçelerde bazı yenilemeler, alıp vermeler bunların üzerinde çalışıyoruz. 2019 seçimlerinde göreceğiz. Şu anda ne söylenirse boş. An itibariyle peşrev çekiyoruz. Hazırlık safhasındayız. Arkadaşlarıma hep söylüyorum: Yalan yanlışa, suiistimallere, yolsuzluklara, şunlara bunlara karışmış kişiler asla olmayacak. Bunları bulup ayıklayacaksınız. Parti içinde heyecan var. Denizli’ye gittim bu heyecanı gördüm. Antalya’da, gittiğim yerlerde bu heyecanı gördüm.
ERKEN SEÇİM İSRAF OLUR
(Erken seçim mi olacak?) İşimize bakalım. Erken seçim yaparsak, bu israf olur. Erken seçim israf olur. İşimize bakmamız lazım.”
ATATÜRK'ÜN KOLTUĞUNU BEN GÖRDÜM
“BİZ iyi yoldayız, iyi gidiyoruz, her geçen gün daha iyi olacağız. Bunun için sağlam durmak lazım. Kılıçdaroğlu gibi durmamak lazım; onlar zaten Türkiye’nin aleyhine çalışıyor, onların kimlerle ortak hareket ettiği belli. (Bir gazetecinin, ‘Atatürk’ün partisi CHP’nin başında, Atatürk’ün koltuğunda oturuyor’ sözleri üzerine) Doğru bir tanımlama değil. Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’dan aldığı koltukta oturuyor. Onun Atatürk’ün koltuğu ile ne alakası var? O Atatürk’ün oturduğu koltukları görmemiştir bile. Ama ben gördüm. Çankaya’da gördüm.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR