Afişini yaptığı sinemaların patronu oldu

Güncelleme Tarihi:

Afişini yaptığı sinemaların patronu oldu
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 19, 2002 00:00

Sinema salonu patronlarından Ä°rfan Demirkol'un hayatı YeÅŸilçam filmlerini aratmıyor. Eskiden sinema ilanları yapardı, ÅŸimdi Ankara'daki Büyülü Fener ve Kavaklıdere sinemalarının tek sahibi, Ata On Tower'ın ortağı. GeçtiÄŸimiz günlerde ise içinde 13 sinema salonu olan dev bir kültür kompleksinin temelini attı.Sinema iÅŸletmecisi olmayı hiç düşünmemiÅŸti. Ama ilanlarını yaptığı Kızılırmak sinemasından parasını alamayınca iÅŸ baÅŸa düşmüş, iÅŸletmecinin ‘‘Gel iÅŸe gir, alacağını tahsil et’’ önerisini kabul etmiÅŸti. Sadece alacaklarını tahsil etmekle kalmayıp, sinemanın yeni patronu olduÄŸunda yıl 1985'di.Ä°rfan Demirkol, 1954 Bartın doÄŸumlu. Ankara Ãœniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın-Yayın Yüksekokulu Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu. ‘‘80'lerde üniversite gençliÄŸi ne yapıyorsa onu yapmış‘‘ bu yüzden de hapse girmiÅŸti. Ä°ki yıllık Mamak Askeri Cezaevi macerası ilk deneyi deÄŸildi. Daha önce de, açtığı bir fotoÄŸraf sergisinde bülten dağıttığı için 6,5 ay hapis yatmışlığı vardı.Devrimci Demirkol, Mamak Cezaevi'nden çıktıktan sonra muhabirlik, fotoÄŸrafçılık yapmış, belgesel filmler çekmiÅŸti. KurduÄŸu Denk Ajans'la reklam dünyasına attığı adım ise onu zorunlu sinema iÅŸletmeciliÄŸine sürüklemiÅŸti.Demirkol, Kızılırmak Sineması'ndan alacağını aldı ama zorunluluktan girdiÄŸi iÅŸletmecilikten ayrılmadı. Zabıtanın mezbelelik haline geldiÄŸi için kapatmaya kalktığı sinemayı baÅŸtan aÅŸağı yeniledi.GÃœMÜŞLÃœ PERDEYÄ° GETÄ°RDÄ°O yıllarda aranan her malzemeyi bulmak kolay deÄŸildi. Ama o bir sinema seyircisi olarak neleri istiyorsa, salonunda onların olmasını arzuluyordu. SoluÄŸu Türkiye'nin ünlü mobilya merkezi Siteler'de aldı. Ismarlama koltuklar yaptırdı. Koltuk aralarını, basamak düzenini deÄŸiÅŸtirdi. Projeksiyon makinalarını yeniledi. Dolby sistemini, gümüşlü perdeyi Ankara'ya ilk getiren oldu. 1980 öncesi Ankaralı entelektüellerin mekanı ÇaÄŸdaÅŸ Sahne'ye benzer bir yerdi kafasındaki. Özel film haftaları, konferanslar, kültür-sanat geceleri gerçekleÅŸtirmek istiyordu. GerçekleÅŸtirdi de. Ama baÅŸlangıçta 700 kiÅŸilik salonda sadece dört-beÅŸ kiÅŸi izliyordu bu etkinlikleri.Film almakta zorlanınca arÅŸivlere, büyükelçiliklere baÅŸvurdu, eski filmler gösterdi bir süre. Sovyet, Fransız ya da Türk yönetmenleri haftaları doÄŸdu bu uÄŸraÅŸtan. Ä°zleyici sayısı da yeniliklerle birlikte gün geçtikçe arttı.Ancak Kızılırmak'ın artan cazibesi rakiplerin iÅŸtahını kabartmıştı. Mal sahibine verilen açık çek Demirkol'un Kızılırmak sinemasını terketmesine neden oldu. Aynı bölgede girdiÄŸi baÅŸka bir deney de aynı rekabet nedeniyle baÅŸarısızlıkla sonuçlandı.YENÄ°DEN DOÄžDUDemirkol mücadeleyi kaybetmiÅŸti ama sinemacılıktan vazgeçmeye, sektörü terketmeye niyeti yoktu. 1989'de Ä°stanbul'da BeyoÄŸlu Sineması'na ortak oldu ve Beyazperde dergisini yayımlamaya baÅŸladı. Yeniden Ankara'ya dönüp Kavaklıdere Sineması'nı aldığında yıl 1991'di. Kızılırmak'takine benzer bir yenileme süreci orada da yaÅŸandı. Ankara'nın sinema olarak inÅŸa edilen ilk sineması Büyülü Fener de Ä°rfan Demirkol'un imzasını taşıyordu. Ancak gene rekabet ve zorluklar vardı. Bu yüzden Sheraton açık hava sineması projesini hayata geçiremedi.Tek zorluk rakipler deÄŸildi elbette. Dönemin adalet bakanı Åževket Kazan ‘‘Betty Blue’’ ve ‘‘Temel İçgüdü’’ filmlerindeki erotik sahnelerin Türk Milleti'nin örf ve ananelerine aykırı olduÄŸunu söyleyince bu kez de polis dayanmıştı sinemanın kapısına. Filmler mahkeme kararıyla yeniden gösterime girince de tam bir seyirci patlaması yaÅŸanmış, sinemacıların yüzü gülmüştü.Dönem deÄŸiÅŸmiÅŸ, tek, büyük salonlu sinemalar yerlerini giderek yüksek standartlı cep sinemalarına terketmeye baÅŸlamışt. Demirkol da bu geliÅŸime ayak uydurdu. Ankara'ın en yeni sineması Ata On Tower'ın ortakları arasında yer aldı.Ä°rfan Demirkol'un sinemacılık macerası MeÅŸrutiyet Caddesi'nde temelini attığı ve 2004 yılında tamamlanması beklenen 3 milyon dolarlık kompleksle sürüyor.SÄ°NEMACI GÖZÃœNDENBütün dünyada yılda 1500 civarında film çevriliyor. Türkiye'de ise yılda 150-170 arası film gösterime giriyor. Türkiye'de yılda 23-24 milyon seyirci var. Yaklaşık nüfusun üçte biri. Avrupa ülkelerinde ise bu rakam nüfusun üç-dört katı.Sinema seyircisinin yüzde 60'ı Ä°stanbul'da. Ancak nüfusa oranlandığında Ankara öne geçiyor. Ä°stanbul'da yetiÅŸkinler, Ankara'da ise gençler daha çok sinemaya gidiyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!