Güncelleme Tarihi:
Resmi raporlara göre, dünyada 20 milyonu aşkın mülteci nüfusunun 3,5 milyonunu Afganlar oluşturuyor. Ülkesini terk ederek başka ülkelere sığınan Afgan nüfusunun yanında evlerinden ayrılarak ülke içinde güvenli bölgelere yerleşmek zorunda kalan sığınmacı sayısının da üç milyondan fazla olduğu ifade ediliyor.
Afgan mülteciler, rejim ve iklim koşullarının uygunluğu nedeniyle çoğunluğu Pakistan ve İran'a sığınıyor. Pakistan'da 2,5 milyondan fazla Afgan mülteciyi barınırken, İran'da bir milyonu aşkın Afgan mültecinin bulunduğu belirtiliyor. Sınır komşusu olmasına rağmen Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan Afgan göçmenleri kabul etmiyor.
Mülteciler, Pakistan ve İran'daki kamplarda zor şartlarda yaşamlarını sürdürüyor. Pakistan ve İran yönetimleri sığınmacıları ülkelerine dönmeleri yönünde teşvik ediyor fakat bulundukları ülkelerde kendini daha güvende hisseden mülteciler, bu ülkelerde zaman zaman baskı, şiddet ve aşağılamalara maruz kaldıklarını savunsalar da Afganistan'da tam güvenlik ortamı sağlanmadan ülkelerine dönmek istemiyor.
Ülkede son 30 yıldır işgaller ve durmak bilmeyen iç savaşların beraberinde getirdiği siyasi belirsizlik milyonlarca Afgan'ın mülteci konumuna düşmesi, mülteci sorunun her geçen yıl katlanarak artması ve krize dönüşmesine uluslararası kuruluşlar ve Kabil hükümetinin şimdiye kadar somut bir çözüm bulamadığını belirten uzmanlar, uluslararası koalisyonun Afganistan'dan çekilmesiyle mülteci sorununun Afganistan ve bölgedeki ülkeler için en başta gelen sorunlardan biri olacağı uyarısında bulunuyor.
Afganistan'ın mevcut koşullarının göz önüne alındığında barışın ve istikrar ortamının yakın zaman içinde sağlanmasını mümkün olmadığı görülüyor.
MÜLTECİ KAMPLARINDA HAYAT ZOR
Afganistan'da işgaller, savaşlar ve iç çatışmalar nedeniyle yerlerinden olmuş ve ülke dışına kaçmış veya ülke içindeki güvenli bölgelere sığınmış insanların sayıları tam olarak tespit edilemiyor. Afganistan'ın her bölgesinden güvenli yerlerdeki kamplara sığınmış insanlar ağır şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.
Ülkede içinde en fazla sığınmacı başkent Kabil'e geliyor. Kabil'in nüfusunun iç göç nedeniyle son yıllarda önemli oranda artığı altı milyonu aştığı ifade edilirken, kentin çevresinde irili ufaklı onlarca mülteci kampı bulunuyor.
Genellikle naylon çadırlar ve çamur kalıplarından yapılmış, kapı penceresi olmayan derme çatma evlerde barınan sığınmacılar, kışın şiddetli soğuklardan yazın sıcak ve sivrisineklerden olumsuz etkileniyor.
Yetkililer, bu yıl Afganistan'da son 15 yılın en soğuk kış mevsiminin yaşandığına işaret ederek, geceleri eksi 20'lere kadar düşen hava sıcaklığı nedeniyle sadece Kabil'deki kamplarda 40'tan fazla çocuğun öldüğünü belirtiyor.
Kabil hükümeti, uğraşmak zorunda olduğu çok sayıda büyük sorunu gibi, sığınmacıları soğuklardan korumak ve ağır kış koşullarına karşı korunmaya çalışan vatandaşlarını beslemek ve onlara sağlık hizmeti ulaştırmakta yetersiz kalıyor.
İÇME SUYUNU DİLENEREK KARŞILIYORLAR
Kabil'in kenar bölgelerinden birinde kurulan Pervan Kampında kalan Amcad İnayetullah, sekiz kişiden oluşan ailesinin bir odalı çadırda yaşadığını söylüyor. Kampta çalışabilecek erkek ve çocukların sadece el arabası taşımacılığı ya da hamallık yaparak geçimlerini sağladıklarını ifade eden İnayetullah, bir ailenin günlük gelirlerinin 100-150 Afgani (3,5-4,5 TL) olduğunu kaydediyor.
Kampta elektrik ve suyun olmadığına işaret eden İnayetullah, "Kullanma suyunu kent içindeki tulumbalardan taşıyarak, içme suyunu ise çevredeki iş yeri ve evlerden dilenerek karşılıyoruz, aydınlanmayı mum ya da gaz lambalarıyla sağlıyoruz" diyor.
Zorlu kış şartlarında en fazla ısınmaya ihtiyaç duyduklarını belirten İnayetullah, uluslararası yardım kuruluşlarınca sağlanan az miktarda odunu yakarak donmaktan korundukları, buna rağmen Pervan kampında bu kış dört çocuğun donarak ya da soğuktan kaynaklanan hastalılardan can verdiğini anlatıyor.
Bir başka kamp sakini 50 yaşındaki Cemal Ahsan ise, çocukluğundan beri mülteci kamplarında yaşam sürdürdüğünü ifade ediyor.
Kapta iş bulabilen erkeklerin niteliksiz ve ağır işlerde çalıştıklarını belirten Ahsan, "Günlük kazancımızla ancak çay ve şeker alabiliyoruz, yardım kuruluşlarının dağıttığı gıda maddeleriyle beslenebiliyoruz ki, bu yardımlarda çok yetersiz kalıyor, çoğu zaman çöplerden topladığımız gıdalarla doyabiliyoruz" diye konuşuyor.
Binlerce kişinin yaşam sürdürdüğü kampta kadın ve çocukların yoğunluğu göze çarpıyor. Kamp sakinleri, yetişkin erkeklerin iş bulmak için kentlere ya da ülke dışına gittiğini ifade ediyor. Eğitim ve sağlık imkanının bulunmadığı kampta kadınlar yüzü ve bedeni tamamen kapatan burka giyiyor, mecbur kalmadıkça kamp dışına çıkmıyor, yabancılar geldiğinde ise çadırlarında kalıyor. Sağlıksız beslenen, soğuklardan koruyacak kıyafetten yoksun çocukların tamamına yakının hasta olması dikkat çekiyor.
Kamp sakinleri, yarımlar konusunda Afgan hükümetini yavaş ve yetersiz olmakla suçlarken, yetkililer kamp şartlarının ağırlığından ve çocuk ölümlerinden üzüntü duyduklarını açıklamakla yetiniyor.