Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2007 13:16
Afganistan'da her yıl onlarca çocuğun, organ ve uyuşturucu ticaretinde kullanılmak veya “canlı bomba” olarak yetiştirilmek üzere yurt dışına kaçırıldığı bildirildi.
KKTC'de düzenlenen 51. Milli Pediatri Kongresi'nde Afganistan'ı temsil eden Kabil'deki
Atatürk Çocuk Hastanesinin Başhekimi Doç. Dr. Muhammed Bahadır Mayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afganistan'da çocukların farklı amaçlarla başka ülkelere kaçırıldığını öne sürdü.
Savaş ortamındaki Afganistan'da savunmasız küçük bedenlerin, kötü emellere alet edildiğini ifade eden Mayar, anne karnında savaşı soluyarak büyümeye çalışan bebeklerin, doğduktan sonra da organ ve uyuşturucu tacirlerinin eline düşebildiğini söyledi.
Mayar, Afganistan'da her yıl onlarca çocuğun, organ mafyası tarafından kaçırıldığını iddia ederek, “Her yıl en az 20-30 çocuk kaçırılıyor. Bunlar kesin olarak bilinen rakamlar. Kesin bir rakam verebilmek mümkün değil. Kaybolan çocuk sayısı, resmi kayıtlardan çok daha fazla” dedi.
Kaçırılan çocukların, gözleri ve böbreklerinin başka insanlara transfer edildiğini belirten Mayar, “Çocuklar, organ ticaretinin yanı sıra uyuşturucu ticaretinde de aracı olarak kullanılıyor” diye konuştu. Mayar, çocukların bir kısmının da fidye için kaçırıldığını anlatarak, şunları kaydetti:
“Çocukların bir kısmı da bu tür olayların sık sık yaşanması nedeniyle ailelerin endişe içinde olmasını fırsat bilen kişilerce kaçırılıyor.
Aileler, korku ve endişe içinde yaşıyorlar. Çocuğunu okula gönderen anne-babalar, okul çıkışını korku içinde bekliyorlar. Korku ve endişe her ailede var.”
Afganistan devletinin, çocukların kaçırılmasını önlemek mücadele ettiğini belirten Mayar, ancak hala etkili bir kontrolün söz konusu
olmadığını söyledi.
“CANLI BOMBA OLARAK KULLANILIYORLAR”Mayar, çocukların, organ-uyuşturucu kaçakçılığı ve fidyenin yanı sıra “canlı bomba” olarak kullanılmak üzere de kaçırıldıklarını söyledi.
İran ve Pakistan gibi ülkelere kaçırılan çocuklara, bu ülkelerde canlı bomba olmaları için eğitim verildiğini ifade eden Mayar, “Bu ülkelere kaçırılan çocukların, 'Tanrı için savaşıyorsunuz' denilerek beyinlerinin yıkandığı ve eğitimlerle canlı bomba olarak yetiştirildikleri bilgisini aldık” dedi.
“
ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİK DESTEĞE İHTİYACI VAR”Mayar, anne-babaların çocuklarının güvenliğinden emin olamadıkları için kaygı içinde olduklarını, çocukların da akşam eve geldiklerinde babalarını görüp göremeyeceklerinin endişesini yaşadıklarını söyledi.
Her gün tekrarlanan bu kaygılarının öncelikle çocuklar olmak üzere tüm aile fertlerinin psikolojik dengesini bozduğunu belirten Mayar, “Çocuklar, sağlıksız bir ruh gelişimi içinde büyüyor. Bu, çok sağlıksız. Endişeli olan anne-babanın da ruh hali çocukların ruh dengesini olumsuz etkiliyor” diye konuştu. Mayar, bu kaygı ve endişelerin göçlere neden olduğunu ifade etti.
“YENİ DOĞAN BEBEKLERİN YÜZDE 50'Sİ ÖLÜYOR”
Afganistan'da yeni doğan bebeklerin yarısının da ilk bir ay içinde yaşamını yitirdiğini vurgulayan Mayar, Kabil dışındaki tüm bölgelerde doğumların hemen hemen tamamının evde olduğunu söyledi.
Mayar, sadece Kabil'deki bazı merkezlerde “hastanede doğum” şansının bulunduğuna işaret ederek, “Bu durum, özellikle yüksek riskli doğumlarda çok yüksek ölüm oranını beraberinde getiriyor ve çocukların yüzde 50'sinden fazlası daha bir ay içinde yaşamını yitiriyor” dedi.
Tüm çocuk ölümlerinin yaklaşık yüzde 30-50'sinin ağır düzeydeki beslenme bozukluğu ve enfeksiyon hastalıklarından kaynaklandığını belirten Mayar, bunların gelişmiş ülkelerde önlenebilir hastalıklar olduğuna dikkati çekti.
Mayar, özellikle kırsal kesimlerde güvenli su bulunamadığı için sıkıntı yaşandığını, ülkede başta enfeksiyon hastalıkları olmak üzere pek çok hastalığın görülme sıklığının arttığını söyledi.
Afganistan'da aşılama oranının da yüzde 50 olduğunu anlatan Mayar, özellikle çatışmaların olduğu, aktif savaşın yaşandığı bölgelerde aşılama çalışmalarının yapılamadığını bildirdi.
Doç. Dr. Mayar, koşulların her geçen gün biraz daha iyileştiğini ancak buna rağmen Afganistan'da bir insanın ortalama yaşam süresinin Avrupa ülkelerinin çok gerisinde olduğunu söyledi.
Afganistan'da bir insanın ortalama yaşam süresinin 44,5 yıl olduğuna işaret eden Mayar, “Bu oran, Türkiye için erkeklerde 69, kadınlarda 74, İsviçre'de 80, ABD'de 78” dedi.