Afet bölgelerindeki hayvan kurtarma kaosu bitecek
Güncelleme Tarihi:
Hayvan Arama Kurtarma Derneği, afet durumlarında hayvanlara daha organize ve doğru müdahale edebilmek için eğitim programı oluşturdu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın desteğiyle hayata geçirilen proje İzmir'de 200 gönüllüyle hayvanları kurtarma ve ilkyardım eğitimleriyle başladı.
Son yıllarda ülkemizde yaşanan depremler ve yangınlar insanların yanı sıra hayvanlara da büyük zarar verdi. Özellikle İzmir ve Elazığ depremleri ve Muğla orman yangınlarında onlarca sivil toplum örgütü ve gönüllüler hayvanları kurtarmak için seferber oldu, sahra hastaneleri kuruldu. Ancak bu düzensiz durum pek çok hayvanın kaybolmasına, yardım etmek isterken onlara zarar vermeye sebep oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı yerel hayvan koruma görevlisi ve Hayvan Arama Kurtarma Derneği (HAK) Başkanı Sibel Altun bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla büyük bir eğitim seferberliği başlattı.
200 KİŞİ TAMAMLADI
Hürriyet’e konuşan Altun, “İzmir depreminde hayvanları korumak isteyen gönüllülerimizin iyi niyetli ancak eğitimsiz olduğunu fark ettik. İzmir’de AFAD, itfaiye ve veteriner hocalar bir araya gelerek bir eğitim modeli oluşturduk. Zaten Muğla yangınlarının ardından eğitimi olmayan gönüllülerin afet bölgelerine girmeleri yasaklanmıştı. Bu programda hayvan arama kurtarma, yerinde müdahale, ilkyardım ve afet bölgesinde nasıl davranılması gerektiğine dair hem teorik hem pratik anlamda veriliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı desteğiyle itfaiye, veterinerlik birimleri, orman bölge müdürlükleri ve AFAD’ın iş birliğiyle gerçekleşen eğitimlere büyük ilgi oldu. Şimdiye kadar 200 kişi eğitimleri tamamladı. Şimdi Nisan ayında imzalayacağımız protokolle amacımız bu eğitimleri tüm Türkiye’ye yaymak” diye konuştu.
MÜTHİŞ GÖNÜLLÜ POTANSİYELİ VAR
18-50 yaş arasında herkesin katılabileceği eğitimlere farklı yaşlardan ve mesleklerden çok sayıda gönüllünün katıldığını ifade eden Altun, “Türkiye’de müthiş bir gönüllü potansiyeli var. Örneğin bir orman yangını olduğunda gönüllüler hayvanları kurtarmak için ormana giriyor. Ancak belki de yaban hayvanlarını korkutarak onların kaçış noktalarını kapatıyor. Yaban hayvanları için ayrı, evcil hayvanlar için ayrı eğitimler veriyoruz. Kendi can güvenliğimizi koruyarak hayvanları nasıl kurtarabileceğimizi öğreniyoruz” dedi.
ÇOK DAHA AZ CAN KAYBI YAŞANACAK
Bu eğitimlerin aynı zamanda afet bölgelerindeki kaosun önüne geçeceğini belirten Altun, “Artık afetlerde bu eğitimleri almamış olanları alanlara almayacağız. Bu aynı zamanda kurtarılan hayvanların hepsinin kayıt altına alınmasını sağlayacak. Örneğin bir koyun kurtarıldıysa onu önce iyileştireceğiz, sahibi varsa sahibine gerekli ilaç, mama ve barınak desteği sağlanacak. Eğer sahibi gelmezse bizim takibimizde sahiplendirilecek sahip bulamazsak güvenli alanlara yerleştireceğiz. Bu sistem aynı zamanda hayvan suistimalinin de önüne geçecek. Maalesef Muğla yangınlarında çok sayıda küçük baş hayvanın kaybolduğunu gördük. İnsanlar gönüllüyüm deyip başkalarının koyunlarını, ineklerini alıp götürdü. ‘Hayvanlar için yardım topluyoruz’ deyip sosyal medyadan para toplayıp o yardımların hayvanlara ulaşmadığını gördük. Bu eğitimleri tüm Türkiye’de uygulayabilirsek afetlerde çok daha az can kaybı yaşayacağız" ifadelerini kullandı.
