Af gibi ceza
Güncelleme Tarihi:
İstanbul'da, üç yolcunun ölümü ve biri çocuk 16 yolcunun yaralanmasıyla sonuçlanan Metro Turizm'e ait otobüs kazasına ilişkin yargılamada esas hakkındaki mütalaa açıklandı. Yağışlı havaya ve ıslak yola aldırmadan, hız sınırına aşarak seyrettiği için otobüsü deviren sürücüye 2-15 yıl arasında hapis cezası verilmesi istendi.
Sürücü Caner Taybakan'ın kullandığı Metro Turizm'e ait 22 AT 573 plakalı otobüs, 31 Ocak 2019 gecesi saat 23.40'ta D-20 Hasdal Karayolu'ndan İstanbul Havalimanı yönünde seyrederken, girmesi gereken sol şeridi kaçırdı. Sol şeride geçmeyi deneyen Taybakan, direksiyon hakimiyetini kaybetti. Sağa doğru devrilen otobüs 40 metre sürüklendikten sonra durdu.
Kazada 66 yaşındaki Mustafa Doğan, 58 yaşındaki eşi Gülşen Doğan ile 42 yaşındaki Pelin Yıldırım hayatını kaybetti, 16 kişi yaralandı.
Taybakan, ifadesinde, şirkette beş buçuk yıldır uzunyol şöförü olarak çalıştığını ve en fazla 70-80 kilometre hızla yol aldığını iddia etti. Alibeyköy'den itibaren yağmur yağdığını ve yolun kayganlaştığını belirten Taybakan, şöyle devam etti:
"Viraja girdiğimde bir araç önüme geçti. Ayağımı gaz pedalından çektim. Hakimiyeti kaybettim. Sola doğru direksiyonu çevirdim. Ancak araç sağdaki su kanalına girdi. Otobüsün camı kırıldı. Frenleyerek durabildim. Araç 2012 model olduğu için içinde kamera yoktur. Elektrik aksamında sorun olduğundan takograf çıkarılamadı."
Tutuklanan Taybakan'a İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Taybakan'ın ıslak zeminde seyrederken otoyola dikkatini vermediği, direksiyon hakimiyetine özen göstermediği, zemin şartlarına ve aracın özelliklerine itibar etmeden manevra yaptığı için aracın devrilmesine neden olduğu kaydedildi.
17 Aralık'taki duruşmada savcılık, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Taybakan'a, taksirle birden çok kişinin ölümü ve yaralanmasına yol açmak suçlamasından 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi.
Karar duruşması 14 Ocak 2020'ye bırakıldı.
Avukat Aslı Kazan, Metro Turizm’e ait otobüslerin karıştığı kazaların Türkiye için sıradan bir duruma dönüştüğünü savunarak, şunları söyledi:
“Şöför Caner Taybakan, hız limitinin çok üstündeydi. Geceydi, yolda aydınlatma yoktu, hava yağışlı ve zemin kaygandı. Taybakan kural ihaleli yaparken kaza ihtimalini öngörmüş ancak kurallara uygun davranmamıştır. Oysa hız limiti getirilmesindeki temel amaç trafik kazalarını ve ölümleri önlemektir. Bu eylemin bilinçli taksirle meydana geldiği konusunda hiç kuşku yoktur.”