Güncelleme Tarihi:
Giriş çıkışların yapıldığı tüm kapılardan diğer vatandaşlar ve adliye personeli de üst araması ve kimlik kontrolü sonrasında ancak adliye binasına alındı.
Tutuklamaları protesto eden çok sayıda kişi, adliye önünde slogan atarak bekliyor.
Binlerce kişi 'Metin Lokumcu onurumuzdur', 'Her yer Hopa, her yer direniş', 'Direne direne kazanacağız' şeklinde slogan atıyor. Pankartlar açan ve sanıkların fotoğraflarını taşıyan grup, tutuklu sanıkların serbest bırakılmasını istedi.
Adliye önünde bekleyen binlerce kişiye destek verenler arasında CHP'li ve BDP'li milletvekilleri de var. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, burada yaptığı kısa konuşmada, “Zalimin zulmüne direnmek eşkiyalıksa bu bizim taşıyacağımız en büyük onurdur. Bugün bu yargılama bitecek, çocuklarımızı alıp gideceğiz” dedi.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Türkiye'de özgürlük, adalet, kardeşliğin yok edilmeye çalışıldığını ileri sürerek, haksızlığı, halkın güç birliğinin giderebileceğini söyledi. “Özel yetkili mahkemelerin de Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi tarihin çöplüğüne atılacağını” ifade eden Kaplan, “Darbeler hukuku sürüyor. Siz adaletin simgesi değil, adaletsizliğin simgesi oldunuz. Bu halk bir gün bunun hesabını sorar” dedi.
CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın da yaptığı açıklamada, mahkemelerin eleştiri hakkını kullananları “eşkiya” olarak nitelemeyeceğine inanmak istediklerini belirterek, “adalete güveniyor, yargı bağımsızlığına inanıyoruz, bağımsız yargımızın demokrasinin en büyük teminatı olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.
ADLİYE ÖNÜNDEN GÖRÜNTÜLER / WEB TV
TUTUKLULULARA ALKIŞ
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklarla çok sayıda sanık avukatı katılıyor. Salonun yeterli olmaması nedeniyle duruşmaya izleyici olarak sadece sanık aileleri, milletvekilleri ve gözlemciler alındı.
Tutuklu sanıklar salona girerken izleyicilerce alkışlandı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, izleyicileri “duruşmada ciddi olmaları” konusunda uyardı.
GÖREVSİZLİK TALEBİNİN REDDİNE TEPKİ
Mahkeme heyeti savunma avukatlarının görevsizlik talepleri reddedildi.
Mahkemenin görevsizlik talebini reddetmesini değerlendiren CHP’li İsa Gök, “Dünyanın neresinde eylem yapan biri için 25 yıl ceza isteniyor? Bu demokrasinin insan haklarının bittiğinin göstergesidir. Heyet içeriye gitti geldi, dört dakikada görevsizlik itirazını reddetti. Bu önceden alınmış bir karardır. Ağır Ceza Mahkemesi kendisini yetkili buldu. Pankart açana, 3 slogan atana 25 yıl ceza nasıl dersiniz. Bunların hepsi öğrenci. O zaman kimse slogan atamayacak. Memurlara sesleniyorum aman sakın ‘maaşımız az’ demeyin. İşsizler ‘sendikalı olmak istiyoruz’ demesin. Cezası 25 yıl.
SANIKLARIN SAVUNMALARI
Duruşmada daha sonra sanıkların savunmalarına geçildi.
Sanık Mahir Mansuroğlu, “Metin Lokumcu'nun öldürülmesine tepki göstermek üzere olay günü toplandıklarını” ifade etti. Savcılık sorgusunda sadece 31 Mayıs'taki eyleme katılıp katılmadığının sorulduğunu belirten Mansuroğlu, “Ama, iddianameyi açtığımda terör örgütü üyeliği suçlamasıyla karşılaştık. Böyle bir suçlamanın gerekçesinin ne olduğunu da anlamadım” dedi.
Mansuroğlu, herhangi bir yasa dışı örgütün talimatıyla eyleme katılmadığını belirterek, “Emniyetin ve savcılığın suç ve suçlu yaratma gayreti olduğunu görüyorum” dedi.
Sanık Kadir Aydoğan da arbedenin arasında kaldığını belirterek, “İddianamede savunulduğu gibi polis memuru tanımam, hiç karşılaşmadım ve yaralamadım” dedi.
İddianamede “zarar verdiği savunulan” kamu araçlarının fotoğraflarının bulunduğuna işaret eden Aydoğan, “Ben, Kızılay Meydanı'na o gün hiç gitmedim. Orada bir çelişki var” ifadesini kullandı.
Üyesi bulunduğu Halkevleri'nin çeşitli eylem ve etkinliklerine katıldığını belirten Aydoğan, “İddianamede, Anayasa ve yasalarla güvence altına alınan demokratik haklarımı kullanarak katıldığım eylemler suç olarak gösteriliyor” dedi.
HOPA OLAYLARI
12 Haziran seçimleri öncesinde Doğu Karadeniz turuna çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yapacağı Artvin mitingi öncesinde Hidroelektrik Santralleri’ni (HES) protesto eden gruba polisin müdahalesi ile olaylar başladı. Pankart açıp slogan atan protestocu gruba polis tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti ve ilçe bir anda savaş alanına döndü.
Göstericilerden ve polislerden yaralananlarla, biber gazından etkilenen çok sayıda kişi ambulanslarda ve hastaneye kaldırıldı. Olaylar sırasında kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Yakınları ve arkadaşları, Lokumcu’nun biber gazıyla polisler tarafından tekmelendiğini, bu nedenle kalp krizi geçirdiğini iddia etti. Hopa Cumhuriyet Meydanı’ndaki mitingin ardından Başbakan Erdoğan, Trabzon’a gitmek üzere, helikopterin bulunduğu liman sahasına seçim otobüsüyle hareket etti. Konvoydaki otobüste bulunan Başbakanlık Koruma Müdürlüğü’ne mensup Servet Erkan bir anda dengesini kaybederek düştü ve arkadan gelen güvenlik aracının altında kaldı. Ortalık bir anda karışırken, güvenlik güçleri havaya ateş açtı.
ERZURUM BERAATLA SONUÇLANDI
Olaylar sonrasında Hopa’da gözaltına alınarak Erzurum’a getirilen 31 kişiden 12’si tutuklandı. Erzurum H Tipi Cezaevinde tutulan 12 kişi hakkında, 'terör örgütü üyesi olmak ve propagandası yapmak', 'kamu malına zarar vermek', 'görevli memura mukavemet', 'toplantı ve gösteri yasasına aykırılık' suçlarından Erzurum Özel Yetkili Mahkemede açılan davada, 'terör' suçlaması bulunmadığı için yetkisizlik kararı verilerek dosya Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Rasim Karakullukçu, 11 Ağustos günü hazırladığı iddianameyle 12 tutukludan 7’si hakkında 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan dava açtı. Özel Yetkili 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4.5’ar yıl hapis cezası istemiyle bu suçtan tutuksuz yargılanan Ali Aksu, Erhan Köse, Görgü Demirpençe, İbrahim Aksu, İdris Akbıyuk, Önder Öner, Şafak Ustabaş hakim karşısına çıktı.
Davanın ikinci duruşmasında dosya içerisinde bulunan görüntü CD’lerinde sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına dikkati çeken Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram, sanıkların terör örgütü propagandası yapmak suçundan ayrı ayrı beraatlarını uygun gördüğünü açıkladı. Cumhuriyet Savcısı Bayram’ın mütalaa üzerine Mustafa Kahya başkanlığındaki Özel Yetkili mahkeme, 7 sanığın da beraatını uygun gördü. Böylece Erzurum Özel Yetkili 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde Hopa olayları ile ilgili olarak dosya kalmadı.
PROTESTO TERÖR KAPSAMINA GİRDİ
Ankara'daki Hopa protestosu için ise Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianame 12 Ekim 2011 tarihinde kabul edildi. İddianamede, sanıkların, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütünün propagandasını yapmak, görevli memuru kasten yaralama, kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnme ve 6136 sayılı yasaya muhalefet” suçlarından 12 yıl 6 aydan 42 yıl 6 aya kadar değişen oranlarda hapis cezası istemiyle dava açıldı.
BİNALARA ZARAR VERDİLER
İddianamede, AK Parti’nin 31 Mayıs 2011'de Artvin'in Hopa ilçesinde düzenlediği mitingde, AK Parti seçim otobüsüne bazı kişilerin saldırması sonucunda bir polis memurunun ağır yaralandığı, olaylara müdahale sırasında Metin Lokumcu'nun da kalp krizi neticesinde vefat ettiği bilgisine yer verildi. Ankara'da bu olayı protesto etmek için, Sakarya Caddesi'nden AK Parti İl Başkanlığına yürümek isteyen gruba, çeşitli marjinal gruplar ile terör örgütleri adına faaliyette bulunan oluşumların içerisinde yer alan kişilerin de katıldığı savunulan iddianamede, grubun 'kanunsuz olarak' yürüyüşe geçmesinin ardından, bazı kişilerin, yüzlerini kapatarak, slogan attığı, herhangi bir basın açıklaması yapmadan, tedbir alan güvenlik güçlerine ve araçlarına taş ve sopalarla saldırdığı belirtildi. Tüm ikaz ve uyarılara rağmen, grubun güvenlik güçlerine taş ve sopalarla saldırmaya devam etmesi üzerine, kolluk görevlilerinin gaz kullanarak olaya müdahale ettiği, ardından gruptan bazı kişilerin çeşitli yerlere doğru kaçtığı kaydedilen iddianamede, bir süre sonra Ziya Gökalp Caddesi, Kızılay kavşağı ve YKM önünde toplanmaya başlayan şahıslardan yüzleri kapalı, taş ve sopaları bulunan yaklaşık 200 kişinin cadde ve kavşağı trafiğe kapatarak, buralardaki resmi polis araçlarına ve çevredeki binalara zarar verdiği, bazı polis memurlarını yaraladığı ifade edilmişti.