Cavit YILDIRIM/KAVAKLIDERE (Muğla), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2010 12:05
MUĞLA’nın Kavaklıdere İlçesi’nde, okulda yapılan hepatit B aşısının ardından hayatını kaybeden 11 yaşındaki Derya Gül’ün kesin ölüm nedenine ilişkin Adli Tıp raporu aileye ancak 2.5 yıl sonra ulaştı.
Olaydan sonra Sağlık Bakanlığı’nın “Derya’nın ölümünün aşıyla ilgisi bulunmadığı” yönündeki açıklamasına karşın, 7 profesörün imzası yer alan Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu raporunda, ölüm nedeninin kesin olarak tespit edilemediği vurgulandı. Duruma isyan eden acılı baba Dursun Gül, olayı çarpıtmaya ve örtbas etmeye çalıştığını savunduğu Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi, manevi tazminat davası açacağını söyledi.
Muğla’nın Kavaklıdere İlçesi’ndeki Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun 4’üncü sınıfında okuyan Derya Gül'e, 27 Aralık 2007 tarihinde okulda hepatit B aşısı vuruldu. Aşıdan kısa süre sonra mide bulantısı ve kusma şikayetiyle hastaneye kaldırılan küçük Derya, 3 gün süren yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti. Ortaya atılan iddialar ve kamuoyunda oluşan tepki üzerine Sağlık Bakanlığı bir açıklama yaparak, ‘küçük Derya’nın ölümünün okulda vurulduğu hepatit B aşısıyla ilgisi bulunmadığını’ öne sürdü. İzmir Adli Tıp Kurumu da yapılan otopsi sonucu Derya Gül’ün kesin ölüm nedeninin tespit edilemediğini bildirdi.
Bunun üzerine Derya’dan alınan doku örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurul Başkanlığı’na gönderildi. Olayı soruşturan Yatağan Cumhuriyet Savcılığı da İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan otopsi sonucunun bildirilmesini istedi. Ancak, beklenen yanıt 19 ay sonra gelebildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan Haziran 2009’da yollanan cevapta, “Kurumumuzda, yıllık 140 bin dosyaya bakılmakta. Personel yetersizliğimiz nedeniyle, Derya Gül'ün dosyasına bakılamamıştır” ifadeleri yer aldı, dosyanın Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’na yollandığı bildirildi.
Henüz kızlarının ölümünün şokunu üzerinden atamayan ve Adli Tıptan 19 ay sonra gelen yanıtla sarsılan aile, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’nun Yatağan Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği raporla büsbütün yıkıldı. 7 profesör ve 1 uzman doktorun hazırladığı 13 Kasım 2009 tarihli, ancak 2 ay önce tebliğ edilen raporda, “Çocuğun ölümüne neden olan septik şokun yapılan aşıdan mı, yoksa kendisinde mevcut başka bir enfeksiyondan mı ileri geldiğinin ayrımının yapılamadığı oy birliği ile mütalaa olunur” denildi.
İhtisas kurulu raporu karşısında sinirlerine hakim olamayan acılı baba Dursun Gül, “Kızımın vefatının hemen ardından, daha yavrumu toprağa vermeden Sağlık Bakanlığı yetkilileri çıkıp ‘bu ölümün nedeni aşı değildir’ diye açıklama yaptılar. Bu gücü ve cesareti nereden adlılar da böyle bir açıklama yaptılar. Aradan 2.5 sene geçti. Şimdi 7 profesör bu durumu açıklayamıyor. ‘Derya aşıdan ölmemiştir’ diyemiyor. Onlar bunu nasıl söyledi. Bu olayın örtbas edilmesine izin vermeyeceğim, sonuna kadar takipçisi olacağım. Olayı çarpıtmaya ve örtbas etmeye çalışan Sağlık Bakanlığı aleyhine 50 bin TL maddi, 300 bin TL manevi tazminat davası açıyoruz. Eğer sonuç alamazsak olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar götüreceğiz” diye konuştu.