Güncelleme Tarihi:
Adana milletvekili Tayyibe Gülek'le görüşmeye gitmeden hakkında ne biliyorsam, dönerken de aşağı yukarı aynı şeyleri biliyordum. Gülek, iki saati aşan sohbetimizde çok da fazla konuşmadı. Oysa ona, hayatı, babası, teyzesi ve özel yaşamıyla ilgili yirmiye yakın soru sordum. Röportajın sonunda, bir süredir yoğun çalışmaları yüzünden elini pek süremediği piyanonun başında sohbet ederken, onu çok temkinli bulduğumu söylemeden edemedim. Temkinli değil, yalnızca yorgun olduğunu anlattı: ‘‘Çok yoğun bir kampanyadan çıktık. Milletvekili seçildiğimin bile yeni yeni, tebrikler geldikçe farkına varıyorum. Yemin edip, mazbatamı aldıktan sonra daha rahat olacağım herhalde.’’ Tayyibe Gülek'le, Ankara Bahçelievler Kasım Gülek Sokak'ta, annesi Nilüfer Gülek ve kardeşi Mustafa Rıfat'la birlikte oturduğu, müzeyi andıran evde konuştuk.
Kasım Gülek, 1996 yılında ölmeden bir süre önce Semra Özal'ın bir gafıyla gündeme gelmişti. Özal, hayatta olan Gülek için ‘‘rahmetli’’ deyiverince, arşivler tekrar açıldı, ‘‘Kasım Gülek kimdir’’ konulu yazılar yazıldı.
Kasım Gülek kimdir?
Gazete arşivleri, anı kitapları, geçmişin tanıkları Kasım Gülek'i anlatırken bir noktada birleşiyorlar: Çok renkli bir kişilik. Yakup Kadri onun için ‘‘egzantrik’’ tanımını yapıyor, Metin Toker biraz ‘‘gayrıciddi’’ bulduğunu söylüyor. Halk çok seviyor. Aydınlar ‘‘popülist’’ olmakla suçluyor. Kim ne derse desin Kasım Gülek, 1950-60 yıllarında CHP'nin uzun muhalefet döneminde partide değişim rüzgarları estiren bir politikacıydı. Hamamda düzenlediği basın toplantısıyla, tanıdık tanımadık herkesin elini sıkmasıyla ünlendi. Güleryüzlü politikacı imajını Türk siyasi hayatına soktu. Partide genel sekreterlik ve hükümette Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı görevlerini yürüttü. Tüm bunlar olurken Tayyibe Gülek henüz hayatta bile değildi.
11 YAŞINDA AMERİKA
Tayyibe Gülek, 1968 yılında Adana'da doğdu. Dünyaya geldiğinde Kasım Gülek 58 yaşındaydı ve ilk kez baba oluyordu. Tayyibe'nin ardından kardeşi Mustafa Rıfat geldi. Gülekler tam bir aile oldu.
Tayyibe Gülek, politika dünyasından bir çok önemli ismin girip çıktığı, memleket meselelerinin konuşulduğu bir ev ortamında büyüdü. Tek kelime ile ‘‘karizmatik’’ olarak tanımladığı babasından ışık aldı. Onun yabancı dillere olan merakı sayesinde henüz ilkokuldayken İngilizce ve Arapça ile tanıştı: ‘‘Babam eğitime, özellikle de dil eğitimine önem verirdi. Ölmeden önce, Çince öğrenmeye çalışıyordu.’’
İlkokulu Ankara'da bitirdikten sonra Amerika'da yaşayan teyzesinin yanına gitti. Bu teyze, roman okurlarının çok yakından tanıdığı ‘‘Adı Aylin’’ adlı biyografik romanın kahramanı Aylin Devrimel Radomisli'den başkası değildi. Hayatıyla bir çok kişiye ilham veren Aylin, 11 yaşından üniversiteyi bitirene kadar Tayyibe'nin kendine model olarak benimsediği kişiydi: ‘‘Müthiş bir insandı. O kadar çok ortak anımız var ki, içinden birini çekip çıkarmakta güçlük çekiyorum. Bende en çok yer eden özelliği haksızlıklara gösterdiği tepkiydi. Teyzem güçlü bir kişilikti, ama sert değildi. Yumuşacık, sıcacıktı.’’
Tayyibe Gülek liseyi New York Trinity Okulu'nda bitirdi. Çok başarılı bir öğrenciydi. 1987 yılında Harvard Üniversitesi Ekonomi Bölümü'ne girdi. Mezuniyetinde şeref listesinde yer aldı. Lisans üstü eğitimini London School of Economics'te 1991-92 yıllarında yaptı. 1996 yılında Belçika'da Avrupa Birliği kursuna katıldı.
Babası ‘‘devlete olan borcunu ancak devlette çalışarak ödeyebilirsin’’ dermiş hep. Bu yüzden 1994 yılında başbakanlıkta danışman olarak göreve başladı. 1999 yılına kadar aralıksız sürdürdüğü görevi sırasında, Bakü- Ceyhan boru hattı, ekonomi koordinasyonu, Avrupa Birliği koordinasyonu, Güneydoğu Anadolu kalkınma projesi ve devlette toplam kalite yönetiminin uygulanması konularında çalıştı.
Bu arada mezun olduğu Harvard Üniversitesi ile de bağlarını koparmadı. 6 yıldan bu yana Türkiye'den Harvard'a başvuran öğrencilerin mülakatlarını yapıyor.
Gülek, otuz yaşını bitirir bitirmez milletvekili olmasının önceden planlanmış bir şey olmadığını söylüyor: ‘‘İnsan karşısına nelerin çıkacağını pek bilmiyor. Net bir planım yoktu. Ülkeme faydam olsun istedim. 11 Ocak'ta Başbakanlıktaki görevimden istifa ettim, milletvekilliği için başvurdum.’’ Politikaya girmesi konusunda bir teklif almadığını söylüyor. Bu konu gündeme geldiğinde yalnızca aile içinde değerlendirilmiş o kadar.
Hayatın karşısına çıkardığı sürprizlerden biri de, gazeteci Murat Birsel'le yaptığı evlilik oldu. 1996 yılında başlayan bu evlilik bir süre sonra bitti.
BABAN GİBİ OL, DİYORLAR
Tayyibe Gülek, Adana'da geçirdiği iki aylık kampanya döneminin yorgunluğu henüz üzerindeyken, seçmenlerine teşekkür etmek üzere Adana'da bugünlerde. İki ayda insanların politikaya olan yaklaşımlarını gözlemlemiş: ‘‘O kadar soğumuşlar ki politikadan... Şimdi oy istiyorsunuz, ne olur seçimden sonra da gelin diyorlar. Çok ilginç, kendisi için bir şeyler isteyen çok az insan oldu. Gidin, memleket için çalışın diyorlar hep.’’ Orada Adanalılar'ın Kasım Gülek'e olan sempatisini de görmüş Tayyibe Gülek: ‘‘Şu evde kalmıştı, şu dama çıkmıştı, şu ağaca başını çarpmıştı diye anlatıyorlar. Babamın anıları hala çok sıcak orada. Sen de baban gibi ol diyorlar.’’
Ailesinde cesur, sıradışı, yeri geldiğinde protokol kurallarını hiçe sayan kişilerin bulunduğu Tayyibe Gülek, onu temkinli bulduğumu söylediğimde, röportajın tek espirisini yaptı ve kadın gazetecilerin sayısının arttığını kendisinin de babası gibi hamamda basın toplantısı düzenleyebileceğini söyledi.
TBMM 21. dönem milletvekillerinden Tayyibe Gülek'i hep beraber izlemeye devam edeceğiz. Gerekirse hamama da gireceğiz. Milletvekilliği ona da bize de hayırlı olsun.