Güncelleme Tarihi:
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, komisyonun 28 Şubat postmodern darbesine odaklandığı ve 27 Nisan e-muhtırasını görmezden geldiği iddialarını yanıtladı. Baş, “Merak etmesinler, o konuda da önemli adımlar atacağız. O işin mağduru ve muhatabı biziz, niye gözden kaçıralım” dedi.
MUHALEFETİN İTİRAZLARI
TBMM’de, “12 Eylül Darbesi”, “28 Şubat postmodern darbesi ve 27 Nisan e-muhtırası” ile “1980 öncesi darbeler” konusunda 3 ayrı alt komisyon kuruldu. Komisyonun, çalışmaları 28 Şubat üzerine yoğunlaştı. Aynı dönemde Ankara Savcılığı’nın da bu konuda soruşturma başlatması, muhalefet tarafından eleştiri konusu oldu. Muhalefet, “Başbakan Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe Sarayı’ndaki görüşmesinin” gözden kaçırıldığını iddia etti. Baş, iddialara şu yanıtı verdi:
RUTİN GÖRÜŞMEYDİ AMA
“27 Nisan e-muhtırasını araştırmaya zaman kalmadığı iddiaları doğru değil. Belli bir takvimle hareket ediyoruz. Onunla ilgili de üzerimize düşeni yapacağız. Zaman sorunumuz var. Hep söylüyorum, Dolmabahçe görüşmesi dönemin başbakanı ile dönemin genelkurmay başkanı arasındaki rutin bir görüşmedir. Ondan önce de görüşmüşlerdir.
NEDEN GÖZDEN KAÇIRALIM?
27 Nisan bildirisinin muhatabı bizim hükümetimizdir, mağduru da biziz. Neden gözden kaçıralım. Şimdi bu görüşmede, rutin konular dışında farklı bir yaklaşım olduğunu iddia eden varsa, bilgisini ve belgesini bize göndermesi gerekir. Dedikodulara odaklanmayı doğru bulmuyoruz. Muhalefetin bu konudaki iddiaları ortaya koyması gerekir. Bu görüşmenin olağan değil, olağandışı olduğunu iddia edenlerin buna ilişkin bilgileri bize ulaştırması gerekir. Buna rağmen, bu konuyu görmezden gelmedik, gelmeyeceğiz. Merak etmesinler, bu konuda önemli adımlar atacağız. Toplumun kafasında netleşmesi gerekenleri netleştireceğiz.”
SİYASİ DİNLEMELER SON OLACAK
Nimet Baş, alt komisyonların 9 Kasım’a kadar dinleme çalışmaları tamamlayarak raporlarını üst komisyona ulaştıracağını dile getirdi. Baş, aralarında eski başbakanlardan Tansu Çiller’in de bulunduğu siyasileri dinleme sürecinin başladığını belirterek, darbelerin ekonomik boyutuna ilişkin dinlemeler yaptıktan sonra komisyonun rapor aşamasına geçeceğini ifade etti.
27 Nisan ve Dolmabahçe
GENELKURMAY Başkanlığı’nın cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23.20’de yaptığı, “laiklik uyarısı” kamuoyunda “muhtıra” olarak adlandırıldı. Bildiriye Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek tarafından aynı sertlikte yanıt verildi. Bildiri, daha sonra 29 Ağustos 2011’de Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesinden kaldırıldı. Bu bildirinin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 4 Mayıs 2007’de Dolmabahçe’de bir araya gelmesi çeşitli iddiaları gündeme getirdi. Büyükanıt’a ait özel dosyaların o görüşmede gündeme geldiği iddiaları ise mahkemelik oldu.
AKP darbesi
KOMİSYONUN kurulma aşamasında, TBMM kürsüsünde iddiaları bir kez daha gündeme getiren MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, şunları söylemişti: “Darbelerin sorgulandığı, milli iradeye müdahalenin yargılandığı bir süreçte ne hikmetse AKP Hükümeti, 27 Nisan e-muhtırasını hiç konu etmemektedir. Çünkü, bu onun darbesidir. AKP’yi iktidara getirenler, AKP’yi iktidarda tutmak isteyenlerin bir operasyonudur. Bunun için AKP iktidarı, 28 Şubat’ı, 12 Eylül’ü sorgulamayı çok önemli demokrasi zaferi olarak görürken, 27 Nisan e-muhtırasından hiç söz etmiyor. Bu, iki yüzlü politikadır, yaklaşımdır. MHP olarak, milletin iradesine ipotek koyan, seçimlere hile karıştıran bu muhtıranın bütün detaylarıyla sorgulanmasını istiyoruz. Bu muhtıradan sonra 4 Mayıs 2007 Dolmabahçe Sarayı’nda, Sayın Başbakan ile bu muhtırayı veren Genelkurmay Başkanı’nın o gizli, o mezara gidecek sırları millete açıklamasını istiyoruz. Demokrasi hile götürmez. Bu, Türk demokrasisine düşmüş kara lekedir.”