Güncelleme Tarihi:
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Adil Öksüz'ün kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım ile Zafer Çay, Rüştü Karakaya ve Alper Karabulut, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) bağlantısıyla katıldı.
EMEKLİ TUĞGENERALİN BEYANI ALINDI
Duruşmada, 15. Füze Üs Komutanlığında o dönem kurmay albay olarak görev yapan emekli Tuğgeneral Hasan Basri Meşe'nin bilgisayarındaki askeri bilgilerin kopyalanarak FETÖ'ye ulaştırıldığı iddialarıyla ilgili açılan davanın, sanıkları aynı olduğu için bu dava dosyasıyla birleştirildiği belirtildi.
Birleşen dosyada müşteki konumunda bulunan Hasan Basri Meşe ile FETÖ soruşturmalarında ve davalarında kimi isnatlarla suçlanan bazı tanıkların da beyanlarına başvuruldu.
Müşteki Hasan Basri Meşe, şikayetçi olmadığını belirterek, "Görev yaptığım dönem şahsi bilgisayarım bozulmuştu. Tamiri için Durmuş Ali Saymaz isimli birisine verdim. 2-3 gün onda kaldı. İçinde birkaç ailevi fotoğrafım vardı. Devlete ait hiçbir şey hiçbir bilgi yoktu. Bilgisayarımın alınıp başka bir yere götürüldüğünden haberim yok." dedi.
Hasan Basri Meşe'nin bilgisayarındaki bilgilerin kopyalanarak örgüte verilmesi iddialarına ilişkin dinlenilen tanıklardan S.K, sanıklardan Rüştü Karakaya'yı tanıdığını anlatarak, "Alper' kod adlı Zafer Ertan müdürümüz flash bellek getirmişti. Bilgisayarı bana verip, 'Bunun imajını al' dedi. İmajını alıp Zafer Ertan'a tekrar teslim ettim. Rüştü Karakaya, Zafer Ertan'ın üstüdür. İçeriğine bakmadım." diye konuştu.
Dinlenilen diğer tanıklardan B.K, bilgisayardan imaj almadığını, kimseye bir şey vermediğini ve Rüştü Karakaya'yı tanımadığını söylerken, diğer tanık E.A. da dinlenilen tanık ve sanıkları tanımadığını, bilgisayardaki şahsi bilgilerin verilmesiyle ilgili bilgi sahibi olmadığını aktardı.
Adil Öksüz'ü, Üsküdar'dan arabayla alıp tespiti yapılamayan bir yere götüren kişilerden biri olduğu iddiasıyla yargılanan sanıklardan Zafer Çay, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan açılan ve bu dava dosyasıyla birleştirilen davayla ilgili savunma yaparak, "Vatanıma milletime ihanet edecek bir insan değilim. Öğretim hayatım boyunca devlet okullarında ve yurtlarında kaldım. Sınıf öğretmenliği yaptım. Vatanıma, milletime ihanet eden hiçbir örgüte üye olmadım. Hiçbir suça karışmadım ama bir gecede teröristlikle suçlandım." dedi.
Tutukla sanıklardan Rüştü Karakaya ise hakkında açılan 6 ayrı dava dosyasının bu dava dosyasıyla birleştirildiğini anlatarak, "Bu iddianamelerin hepsi iftira mahiyetindedir. Çelişkili bilgiler vardır ve somut delillere dayanmamaktadır. Yapmadığım bir şeyi ispatlamak zorunda bırakılıyorum. Beraat ve tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Mart'a erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, Adil Öksüz'ün kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım, örgütün Hava Kuvvetleri yapılanmasında yer aldığı tespit edilen Alper Karabulut ve Zafer Çay ile örgüt üyeliğinden aranan firari Cihat Yıldız ve Hava Kuvvetleri'nde Marmara Bölgesi'ndeki tüm astsubay ve uzman çavuş rütbesindeki örgüt üyesi askerlerden sorumlu Rüştü Karakaya'nın, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
İddianamede, Adil Öksüz'ün terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen ile görüşmek için 11 Temmuz 2016'da Amerika'ya gittiği ve tekrar dönerek darbe girişimini hayata geçirdiği belirtilerek, bulunduğu yerden havalimanına, sonraki süreçte de kaçmasına yardımcı olan sanık Alper Karabulut'un kullandığı araçla 11 Temmuz 2016'da saat 04.25'te geldiğinin tespit edildiği kaydediliyor.
İddianamede, diğer sanıkların da Öksüz'ün kaçışına yardım ettiği ifade ediliyor.