ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2011 00:00
İrticayla Mücadele Eylem Planı ve Balyoz davaları kapsamında tutuklu olan Albay Dursun Çiçek’in, İnternet Andıcı soruşturmasında önceki gün savcıya kendi isteğiyle giderek eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve bazı subayların isimlerini verdiği iddiasını, avukatlığını yapan kızı İrem Çiçek yalanladı.
Başbuğ’un adının bile geçmediğini belirten Avukat Çiçek’in yazılı açıklaması şöyle:
Müvekkilimi savcı çağırdı
Müvekkilim Dursun Çiçek
Beşiktaş Adliyesi’ne kendi isteğiyle ifade vermeye gitmemiştir. Savcı Cihan Kansız tarafından 8 Haziran tarihinde alınan ifadede müvekkilim ifadenin eksik kalan ve düzeltilmesi gereken bölümleri olduğunu dile getirmiştir. Ancak Savcı Cihan Kansız’ın vaktinin kısıtlı olduğunu öğrenince, ek dilekçe, müvekkilimin tutuklu bulunduğu Hasdal Cezaevi’nden 9 Haziran’da Beşiktaş Savcılığı’na gönderilmiştir. Savcı Kansız, müvekkilimin herhangi bir ifade talebi olmadan kendisini faks talimatıyla ifadeye çağırmıştır. İddia edildiğinin aksine müvekkilimin Beşiktaş Adliyesi’ne giderek ek ifade vermek gibi bir talebi olmamıştır.
Üstlerini işaret etti, yalan
Müvekkilimin ifadesinde emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ dahil 12 kişinin ismini vererek üstlerini işaret ettiği iddiaları da basında yer almıştır. Müvekkilim 10 sayfalık ifadesinde İlker Başbuğ dahil hiçbir komutanın ismini zikretmemiştir. İlker Başbuğ’un soruşturma sırasında ismi hiç geçmemiştir.
Bazı basın organlarının kamuoyunu yanıltacak şekilde verdiği haberlerin nedeni, İnternet Andıcı soruşturmasının İrticayla Mücadele davasıyla birleştirilmek istenmesidir. Islak imza davası, iki yıldır devam etmektedir ve dava delillerin değerlendirilmesi aşaması gelmiştir. Mahkemenin talep ettiği tüm bilgiler, müvekkilim lehine gelmektedir. Son gizli tanığın dinlendiği davada yargılama sonuca bağlanacak iken yargılamayı uzatmak amaçlı bir başka dosya birleştirilmeye çalışılmaktadır.
İrticayla Mücadele Planı sahte
İlker Başbuğ’un isminin basında bu şekilde geçirilmesinin nedeni ise ‘İrticayla Mücadele Planı gerçek emirle yazıldı ancak Dursun Çiçek bunu açıklamıyor’ şeklindeki yanlış ve sapkın algıyı kuvvetlendirmeye yönelik bir girişimdir. İrticayla Mücadele planı sahtedir, müvekkilim böyle bir çalışma yapmamış ve emir almamıştır.
(Dursun Çiçek’in hükümet aleyhine kara propaganda yapmak amacıyla Genelkurmay tarafından kurulduğu öne sürülen internet siteleri konusu) Cari İşler Şube Müdürü iken şubede 16 personel çalışıyordu. Bunlardan 8’ sivil memur, 8’i proje subayı idi. Şubenin sorumluluğundaki 8-10 sitenin haberlerini şube müdürü koymaz. Şube müdürü haberi seçer ya da onay verir. 10 yıldır açık olan ve 70-80 bin haberin yer aldığı sitelerde 30-40
haber iş yoğunluğu sebebiyle gözümüzden kaçmış olabilir. Bu siteler kamuya açık sitelerdir ve bu sitelerde denetim zafiyeti ile açık kaynaklardan alınan 30 haber gözden kaçmış olsa bile bu durumda özel yetkili mahkemeler bunu soruşturamaz. İnternet siteleri emir komuta zinciri içerisinde kurulduğundan sitelerdeki yayınlarda kusuru olanlar idari soruşturma geçirirler.
‘Andıç’ iddianamesi mahkemede
Hükümet aleyhinde kara propaganda yapmak amacıyla Genelkurmay tarafından kurulduğu iddia edilen internet siteleriyle ilgili yürütülen “internet andıcı” soruşturması tamamlandı ve iddianame İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Albay Dursun Çiçek’in avukatı Celal Ülgen, müvekkilinin internet andıcı iddianamesinde şüpheli olarak yer almadığını söyledi. Murat KAZANCI/İSTANBUL
Ne demişti
Komutan onayı olmadan olmaz
DENİZCİ Kurmay Albay Dursun Çiçek, 8 Haziran 2011’de verdiği, önceki gün de tekrarladığı iddia edilen ifadesinde, meslektaşlarının ifadelerinin çelişkili olduğunu öne sürdü, şöyle dedi: “Madem bu internet içerikleri sakıncalıydı ve benim sorumluluk dönemimde kurulmuştu, niçin diğer görevliler kendi sorumluluk dönemlerinde bu haberleri kaldırmamışlar. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı’ndaki sistem dahilinde onay alınmadan bu haberlerin sitede yayınlanması mümkün değildir. Yani bu haberlerin yayınlanması hiyerarşik yapı içerisindeki benim üstümdeki komutanların bilgisi ve onayı ile gerçekleşmiştir. Bu komutanların bu sitelere girip kontrol ve müdahale yetkisi vardır. Aynı yetkiyi ben de proje subayı ve site yöneticisi olan sivil memur üzerinde kullanabilmekteyim.”