Güncelleme Tarihi:
Hanefî, Şâfiî ve Hanbelîlere göre tıpkı cünüp gibi âdetli veya lohusa kadın da Kur’an okuyamaz. Çünkü Hz. Peygamber “Âdetli kadın ve cünüp olan kimse Kur’an’dan hiçbir şey okuyamaz.” (Tirmizî, Tahâret, 98; İbn Mâce, Tahâret, 105) buyurmuştur. Hz. Ali de “Resûlullah’ı Kur’an okumaktan cünüplük hâli dışında hiçbir şey alıkoymazdı.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 92; Nesâî, Tahâret, 175; İbn Mâce, Tahâret, 105; İbn Huzeyme, Sahîh, I, 104; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, Tahâret, 98) demiştir. Farklı bir lafızla gelen rivâyete göre ise, Hz. Ali’nin “Resûlullah cünüp olmadıkça bize Kur’an okurdu.” (Tirmizî, Tahâret, 111) dediği rivayet edilmiştir.
Bu genel yaklaşımın yanında söz konusu üç mezhep içinde bazı ayrıntılı içtihatlar da bulunmaktadır. Hanefî ve Şâfiîler, dua ve zikir kastıyla dua anlamı içeren ayetlerin okunabileceğini; Şâfiîler dili oynatmadan ve telaffuz etmeden Mushaf’ın yüzüne bakarak kalben veya zihnen süzülebileceğini; Hanbelîler ise Kur’an okuma kastı olmadan besmele, hamdele vb. zikirleri okuyabileceklerini söylemişlerdir (Serahsî, el-Mebsût, III, 152; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 199-200; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 120-121, 172).
Mâlikî mezhebinde ise farklı iki görüş bulunmaktadır (İbnü’l-Cellâb, et-Tefrî’, I, 206; Karâfî, ez-Zehîra, I, 379). Sonraki bazı Mâlikîler, bu iki görüşten âdet halindeki kadının eğitim öğretim amacıyla Mushaf’a dokunabileceği ve Kur’an-ı Kerim’i okuyabileceği içtihadını tercih etmişlerdir (Desûkî, Hâşiye, I, 174; Ezherî, Cevâhir, I, 32).
Günümüzde Kur’an eğitim ve öğretiminin aksamadan devam edebilmesi için Mâlikî mezhebinin bu görüşüyle amel edilebilir. Bununla birlikte Kur’an eğitim ve öğretiminin çok değişik yol ve yöntemleri olduğu için bu dönemlerindeki kadınların, okuyan kimselere kulak vererek ya da telefon, tablet, bilgisayar gibi cihazlardan dinleyerek kulak eğitimi almaları ve âyetleri kelime kelime bölerek tashîh-i hurûfa ağırlık vermeleri de uygulanabilecek bir başka yöntemdir. Bu yöntem, ihtilaftan kaçınmak açısından daha ihtiyatlı olabilir.