Adana'daki anma programında DTP katılmadı

Güncelleme Tarihi:

Adanadaki anma programında DTP katılmadı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2007 14:31

ULU Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 69'uncu yıldönümünde Adana'da da törenlerle anıldı. Atatürk Anıtı'ndaki törende DTP'den katılan olmadı, bu partinin çelengi de bırakılmadı. Çukurova Üniversitesi'ndeki (ÇÜ) anma töreninde konuşan Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Necmi Yaşar, “Atatürkçülük sözde değil, özde olmalı” dedi.

Adana'daki Atatürk'ü anma töreni Atatürk Parkı'ndaki Atatürk Anıtı önünde başladı. Vali İlhan Atış, Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Aytaç Durak, 6'ıncı Kolordu Komutanı Korgeneral Muzaffer Şen, askeri ve mülki erkan ile çok sayıda kişinin katıldığı törende, anıta sırayla çelenk bırakıldı. Çelenklerin bırakılması ardından saat 09.05'te sirenler çaldı, Ulu Önder için 5 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. İstiklâl Marşı'nın okunmasıyla göndere çekilen Türk Bayrağı'nın yarıya indirilmesiyle buradaki tören son buldu.

Bomba imha uzmanlarının arama yaptığı, polisin geniş önlem aldığı törende, özel harekat timleri ve keskin nişancılar da çevrede ‘kuş uçurtmadı.' Anıta TBMM'de temsil edilmeyen Anavatan, DP, BBP, İP, SHP de çelenk bırakırken, Meclis'te grubu bulunan DTP'den katılan olmadı, bu partinin çelenginin de olmaması dikkat çekti.

Anıttaki tören ardından ÇÜ'de anma programı yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı'nın okunması ardından Atatürk'ün fotoğraflarından oluşan slayt gösterisi yapıldı. 6'ncı Kolordu Komutanlığı’nda görevli Yarbay Hüdai Tırpancı, Kurtuluş Savaşı'nın Atatürk’ün verdiği kararların sayesinde kazanıldığını anlattı. Daha sonra konuşan ÇÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Necmi Yaşar, 10 Kasımlar'da televizyonlarda Atatürk'ü anlatan programların gösterilmediğinden yakınarak, şunları söyledi:

“10 Kasımlar ‘yas günü' olmaktan çıkarılmamalıydı. Sabah televizyonları izlediğimde birkaç tanesinin dışında Atatürk'ü anlatan herhangi bir program yoktu. Lüzumsuz, dedikodu haberleri vardı. Radyoda şarkılar ve türküler çalıyordu. Buna çok üzüldüm. Son günlerde kavramların peşine düşülüyor ve kargaşa yaşanıyor. Gerçeklerin bir gözüken, bir kaybolan gölgesi ile uğraşıyoruz. Demokrasinin gereklerini yerine getireceğimize ona kılıf geçirmeye, tanımını yapmaya çalışıyoruz. Herkes kendine göre tanımını yaptığından demokrasinin ne olduğu bir yana, ne olmadığını bile anlamakta yanılıyoruz. Milliyetçilik konusunda da beterini yapıyoruz. Bir kavram kargaşası yaşıyoruz. Kavramlara bilerek veya bilmeyerek içerik yüklüyoruz. Cumhuriyeti tanımak için Monarşiyi tanımak gerekir. Cumhuriyet, Monarşiye tepkidir. Farkında olunmadan Cumhuriyetle, demokrasi özdeşleştirilmektedir. Birer Cumhuriyet olmasına rağmen demokrasiyle yönetilmeyen pek çok ülke var. Cumhuriyet eşittir demokrasi tanımı yanlıştır. Cumhuriyet demokratik olabileceği gibi antidemokratik de olabilir. Dağdaki terörist bile demokratik olduğunu söylüyor. Demokratik olduğunu söylemekle insan öyle olunmuyor. Bunun için de Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü sözde değil özde yaşamak gerekir. Atatürkçülük sözde değil, özde olmalıdır.”

ÇÜ’deki tören ÇÜ Korosu'nun kısa dinletisi ve Devlet Tiyatrosu oyuncuları ile üniversite öğrencilerinin Atatürk'ün ‘Gençliğe Hitabı' ve ‘Gençliğin Ata’ya Cevabı'nın okunması ile sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!