OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 26, 2001 00:00
Uzun yaÅŸamak iyi hoÅŸ da, acaba Okinavalılar cinsel yaÅŸamlarını ne zamana kadar sürdürüyorlar? Uzun yıllar süren çalışmaların ürünü olan "Okinawa Programı"nda bu konuya da yer veriliyor. Ortaya çıkan sonuç ise ÅŸu: YaÅŸlıların östrojen ve testosteron oranları, Batı'daki yaşıtlarını kıskandıracak derecede yüksek. Dolayısıyla Okinavalılar'ın seks hayatı da, ömürleri gibi çok çok uzun.Batı dünyasında menopoz dönemine giren kadınlara hormon tedavisi öneriliyor. Menopozun yani doÄŸurganlığın sona erdiÄŸi dönemin getireceÄŸi bazı saÄŸlık sorunlarından korunmak için önlemler alınması gerekiyor. Aslında kadın, her yerde kadın ve menopoz her kadının yaÅŸamak zorunda olduÄŸu bir dönem. Ancak Okinava'da kadınlar menopoz dönemi baÅŸlayınca hormon tedavisi görmüyorlar. Çünkü onların böyle bir uygulamaya ihtiyaçları yok. Hormon tedavisi, menopoz dönemindeki kadınların kalp ve damar hastalıklarına karşı korunmalarını saÄŸlıyor. Ama Okinava'da bu hastalıklara yakalanma tehlikesi yok denecek kadar az olduÄŸu için hormon tedavisine gerek kalmıyor. Ayrıca hormon tedavisinin kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini artırdığı da bilindiÄŸi için Okinavalı kadınlar göz göre göre kendilerini tehlikeye atmıyorlar.YATAK ODALARI FAALMenopozun zararlı etkilerinden korunmak için östrojen yani diÅŸilik hormonu takviyesi gerekli. Okinavalı kadınlar beslenme yoluyla östrojen sorununu gideriyorlar. Östrojen içeren soya ve diÄŸer bazı bitkiler, menopoza giren kadınlar için yeterli oluyor. Okinavalı kadınlar ve erkekler, Batılı hemcinslerinden çok daha fazla seks hormonuna sahip. YaÅŸlıların östrojen ve testosteron oranları, Batı'daki yaşıtlarını kıskandıracak derecede yüksek.1990'lı yılların başında jerontologlar (yaÅŸlanmayı geciktirme biliminin uzmanları) vücut saatinin çalışmasını yavaÅŸlatmayı saÄŸlayacak bazı hormonların varlığını saptayınca çok heyecanlandılar. Galiba yaÅŸlanmayı geciktirmek sanıldığından daha kolay olacaktı. Okinava'da araÅŸtırmalarını sürdüren bilim adamları da aynı iz üzerinde araÅŸtırmalarını sürdürüyorlardı. KiÅŸiler yaÅŸlandıkça bu hormonların faaliyetlerini yavaÅŸlatmaya baÅŸladıkları saptanmıştı. Fakat iÅŸin ilginç yanı, Okinavalılar'da hormon faaliyetinin yavaÅŸlamasının çok daha geç ve ağır olmasıydı. Ä°ÅŸte bu yüzden Okinavalı yaÅŸlılar, yatak odalarında çok daha faaldiler. Yapılan çalışmalar Okinavalılar'ın seks hayatının da batılılarınkinden çok daha uzun sürdüğünü gösteriyor. YaÅŸlanmanın temel nedenlerinden biri de ‘‘serbest radikaller’’ adıyla bilinen bileÅŸimlerdir. EÄŸer serbest radikallerin üretimi azaltılabilirse, vücudun yaÅŸlanmasını önlemenizi saÄŸlayacak çok güçlü bir silaha kavuÅŸmuÅŸ olursunuz. Okinavalılar düşük kalorili besinler sayesinde serbest radikal üretimini en aza indirebiliyorlar. YaÅŸlılar, düşük kalorili besinler, düzenli fiziksel hareketlilik sayesinde hayat çizgilerini uzattıkça uzatıyorlar. DR. BRADLEY J. WILLCOX: ‘100 yaşını aÅŸmış bu insanların seks hayatları konusunda incelemelere yeni baÅŸladık. Son ziyaretimde tanıştığım 100 yaşın üstünde bir adamın 90 yaşındaki karısı, kocasının 70 yaşında metresi olduÄŸunu söyledi.’Günde 18 çeÅŸit yiyecekOkinavalılar’ın uyguladıkları temel beslenme prensiplerini şöyle sıralayabiliriz:1- Bitkisel olmak koÅŸuluyla çok çeÅŸitli yiyecekle besleniyorlar. Yapılan beslenme araÅŸtırmalarında 100 yaşını geçmiÅŸ 55 Okinavalı'nın 206 deÄŸiÅŸik yiyecekle beslendiÄŸi ortaya çıktı. Düzenli olarak sofrada bulundurulan yiyecek çeÅŸidi 38. Her yaÅŸlı kiÅŸi, günde 18 çeÅŸit yiyecekle besleniyor. Bu yiyeceklerin büyük bir çoÄŸunluÄŸunu bitkilerle yapılan yiyecekler oluÅŸturuyor.2- Günde en az beÅŸ öğün sebze ve meyve yiyorlar. Günde en az yedi çeÅŸit sebze ve meyve tüketiyorlar.3- Her gün altı ya da daha fazla öğün tahıl ürünlerinden yapılmış yiyecekler yiyorlar. Pirinç, Okinava'da en çok tüketilen besin maddelerinden biri. Ancak uzmanlar beyaz pirinç yerine kahverengi pirincin tercih edilmesini öneriyorlar.4- Åžekeri mümkün olduÄŸu kadar az tüketiyorlar. Daha çok ÅŸeker kamışı kullanıyorlar. Okinavalı yaÅŸlılar karbohidrat ihtiyaçlarını genellikle tatlı patatesle gideriyorlar. 5- Besinlerin ancak yüzde 30'unu yaÄŸlar oluÅŸturuyor. 6- Tuz tüketimini en aza indirmiÅŸler. Okinawalı yaÅŸlılar da tuza meraklı oluyorlar. Ama tükettikleri miktar günde 4 çay kaşığını geçmiyor.95'lik delikanlı Yukin TomeOkinavalılar'ın beslenme yoluyla genç ve dinç kalabildiklerini kanıtlayan bir örnek de ÅŸu: Yukin Tome adındaki yaÅŸlı Okinavalı'nın fotoÄŸrafı, adada yayınlanan bir turizm dergisinin kapağında yer almıştı. Adam çiçek desenli bir gömlek giymiÅŸ, güneÅŸ gözlükleri ve panama ÅŸapkasıyla sanki biraz sonra mambo yapmaya baÅŸlayacakmış gibiydi. Bu adam tam 95 yaşındaydı.‘‘Okinava Programı’’nın yazarları, 95 yaşındaki Yukin Tome'u bürosunda ziyaret ettiler. YaÅŸlı delikanlı, eÄŸitici eserler yayınlayan bir ÅŸirkette danışmanlık yapıyordu. Her sabah evinden iÅŸ yerine kadar bir mil yürüyordu. Daha sonra da görevinin gereÄŸi çeÅŸitli kitabevlerine uÄŸramak zorundaydı. Yani gününün büyük bir bölümünü sokaklarda yürüyerek geçiriyordu. Yukin'in babası, 88 yaşında ölmüştü. Okinava ölçülerine göre adamcağız hayli genç ölmüş sayılırdı ve hayatının son yıllarını hiç de iyi geçirmemiÅŸti. Yukin, ‘‘Babam, domuz eti yemeye bayılırdı ve bu yüzden genç öldü. Annem etten hoÅŸlanmazdı ve 102 yaşına kadar da enerji dolu, faal bir kadın olarak yaÅŸadı. Annemin doÄŸru beslenme alışkanlıkları sayesinde genç kalabildiÄŸini anlamıştım. Otuz yıl önce ben de et yemekten vazgeçip sebze ve balıkla beslenmeye baÅŸladım. O gün bugündür hiç doktor yüzü görmedim,’’ diyor.YARIN: OKÄ°NAWA PROGRAMININ ANAHATLARIÂ
button