‘Adalet Bakanlığı bürokrasisi çalışabilir’mutabakatı sağladılar
Güncelleme Tarihi:
Okan KONURALP / İSTANBUL- ATİNA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2011 00:00
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kritik köşk zirvesinden Adalet Bakanlığı bürokrasisinin sorunun çözümü için çalışmaya başlaması yönünde ön mutabakat çıktı.
Görüşme sonrasında Atina gezisini izleyen bir grup basın mensubuna bilgi veren Kılıçdaroğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı ‘Yemin etmeme kararınıza saygı duyuyorum. Ancak ortaya çıkan manzaradan da memnun olduğumu söyleyemem’ diyerek konuyla ilgili iç değerlendirmesini benimle paylaştı” dedi. Kılıçdaroğlu görüşmeyle ilgili özetle şunları söyledi:
Sorunu kabul ediyor
“Kendisi de hukuksal sorunun varlığını kabul ediyor. Ortaya çıkan görüntüden de memnun değil kendisi. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanını iyimser gördüm. Ancak iyi niyet her zaman sorunun çözümüne yetmiyor. Cumhurbaşkanı da ‘Asıl Adalet Bakanlığı bürokrasisinin çalışması, bu konuda bir yasa taslağı hazırlığına vakit geçirmeksizin başlaması gerektiği’ değerlendirmeme destek verdi. Yasalar arasındaki uyumu en iyi onlar bilir, dolayısıyla en iyi yasa taslağını öncelikle onlar hazırlar. Cumhurbaşkanın bu konudaki desteği, uzun tutukluluk süresinin yarattığı rahatsızlığı dile getirmesi önemli. Sorunun çözümü için katkı vereceğini, benim düşüncelerimi değerlendireceklerini söylemesi önemli.
Gül’ün altını çizdikleri
Sayın Cumhurbaşkanı uzlaşma kültürünün öneminden, uzlaşma yoluyla en önemli sorunların da çözülebileceğinden bahsetti. Kendisinin altını çizdiği konulardan biri de parlamentonun önemi ve Meclisin mutlaka çalıştırılması gerektiği oldu. Özellikle de bu dönemde parlamentoda bulunulması, Meclisin mutlaka çalıştırılması gerektiğine vurgu yaptı, daha fazla uzlaşı ve diyaloğa ihtiyaç olduğunu savundu. Hükümet kurma görevi verdiği sırada Sayın Başbakanla bizim ve BDP’nin durumunu görüştüğü, karşılıklı değerlendirmeler yaptığı, bizimle görüşme kararının da Sayın Başbakanla yaptığı görüşmede ele alınmış olabileceği izlenimi edindim. Ancak Başbakan’ın söylemek istediklerini Sayın Cumhurbaşkanı aracılığıyla bize ilettiği bir izlenim ise edinmedim.
Sayın Cumhurbaşkanı devlet kurumlarının uyumlu çalışmasını sağlamakla sorumlu; bu bağlamda anamuhalefet partisi olarak CHP de bu uyumlu çalışmaları gereken devlet kurumlarının bir parçası. Dolayısıyla kendisinin bu sorunla ilgilenmeye başlaması, çözüm yolunda önemli bir sürecin başlangıcına neden olabilir. Ancak her şeye rağmen de görüşmeye ‘Daha iyimser olabiliriz’ mantığıyla bakmıyorum. Arkadaşların özel izinle dışarı çıkıp yeniden cezaevine girmesi gibi bir yol asla çözüm olarak kabul edilemez. Arkadaşlarımız hemen çıkar ya da çıkışlarıyla ilgili süreç başlar o zaman yemin ederiz.
İhanet etmiş oluruz
Bizim tarihi bir görevimiz var; bu ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü mücadelesi veriyoruz. Bu iki önemli öğeyi geliştirmeye çalışıyoruz. Bu mücadeleyi vermezsek, geçmişte demokrasi ve hukukun geliştirilmesi, kökleştirilmesi mücadelesi vermiş kişilere ihanet etmiş oluruz. Bu bağlamda biz ‘Mahkemenin aldığı karara saygı duyacağız’ dedik, ‘Kabul edip boynumuzu uzatacağız’ demedik. Yok öyle bir şey, aksi taktirde eleştiri mekanizmasını yok etmiş oluruz.”
Sorunu kabul ediyor
“Kendisi de hukuksal sorunun varlığını kabul ediyor. Ortaya çıkan görüntüden de memnun değil kendisi. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanını iyimser gördüm. Ancak iyi niyet her zaman sorunun çözümüne yetmiyor. Cumhurbaşkanı da ‘Asıl Adalet Bakanlığı bürokrasisinin çalışması, bu konuda bir yasa taslağı hazırlığına vakit geçirmeksizin başlaması gerektiği’ değerlendirmeme destek verdi. Yasalar arasındaki uyumu en iyi onlar bilir, dolayısıyla en iyi yasa taslağını öncelikle onlar hazırlar. Cumhurbaşkanın bu konudaki desteği, uzun tutukluluk süresinin yarattığı rahatsızlığı dile getirmesi önemli. Sorunun çözümü için katkı vereceğini, benim düşüncelerimi değerlendireceklerini söylemesi önemli.
Gül’ün altını çizdikleri
Sayın Cumhurbaşkanı uzlaşma kültürünün öneminden, uzlaşma yoluyla en önemli sorunların da çözülebileceğinden bahsetti. Kendisinin altını çizdiği konulardan biri de parlamentonun önemi ve Meclisin mutlaka çalıştırılması gerektiği oldu. Özellikle de bu dönemde parlamentoda bulunulması, Meclisin mutlaka çalıştırılması gerektiğine vurgu yaptı, daha fazla uzlaşı ve diyaloğa ihtiyaç olduğunu savundu. Hükümet kurma görevi verdiği sırada Sayın Başbakanla bizim ve BDP’nin durumunu görüştüğü, karşılıklı değerlendirmeler yaptığı, bizimle görüşme kararının da Sayın Başbakanla yaptığı görüşmede ele alınmış olabileceği izlenimi edindim. Ancak Başbakan’ın söylemek istediklerini Sayın Cumhurbaşkanı aracılığıyla bize ilettiği bir izlenim ise edinmedim.
Sayın Cumhurbaşkanı devlet kurumlarının uyumlu çalışmasını sağlamakla sorumlu; bu bağlamda anamuhalefet partisi olarak CHP de bu uyumlu çalışmaları gereken devlet kurumlarının bir parçası. Dolayısıyla kendisinin bu sorunla ilgilenmeye başlaması, çözüm yolunda önemli bir sürecin başlangıcına neden olabilir. Ancak her şeye rağmen de görüşmeye ‘Daha iyimser olabiliriz’ mantığıyla bakmıyorum. Arkadaşların özel izinle dışarı çıkıp yeniden cezaevine girmesi gibi bir yol asla çözüm olarak kabul edilemez. Arkadaşlarımız hemen çıkar ya da çıkışlarıyla ilgili süreç başlar o zaman yemin ederiz.
İhanet etmiş oluruz
Bizim tarihi bir görevimiz var; bu ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü mücadelesi veriyoruz. Bu iki önemli öğeyi geliştirmeye çalışıyoruz. Bu mücadeleyi vermezsek, geçmişte demokrasi ve hukukun geliştirilmesi, kökleştirilmesi mücadelesi vermiş kişilere ihanet etmiş oluruz. Bu bağlamda biz ‘Mahkemenin aldığı karara saygı duyacağız’ dedik, ‘Kabul edip boynumuzu uzatacağız’ demedik. Yok öyle bir şey, aksi taktirde eleştiri mekanizmasını yok etmiş oluruz.”