Güncelleme Tarihi:
Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in 102. yaş günü dolayısıyla Adalet Bakanlığı CTE Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer İstanbul Eğitim Merkezinde panel düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Ord. Prof. Dr. Dönmezer'in hayatının anlatıldığı barkovizyon gösterimi yapıldı.
Bakan Gül, açılışta yaptığı konuşmada, Türk Ceza Hukukunun duayen ismi Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in 102. yaş gününde, hatırasını yad etme amacı taşıyan bu panelin düzenlenmesinde fikir ve emek sahibi olanlara teşekkür etti.
Dönmezer'in eserleriyle kök salmış ulu bir çınar olduğunu, ardında çok önemli bir miras bıraktığını dile getiren Gül, " 'Devlet çağırıyorsa git, devlet istiyorsa ver' anlayışı, Dönmezer hocanın bir hayat felsefesi olmuştur." dedi.
Ceza hukukçusunun en büyük ve en önemli vasfının hakikate hürmet olduğunu vurgulayan Bakan Gül, "Zaten ceza muhakemesi de maddi hakikatin ardındaki çileli yürüyüşün adıdır. Ancak 'hakikate hürmet' ile kast ettiğim şey, ceza muhakemesinin sübut kurallarından, şüpheyi yenecek bir doğruluk arayışından daha fazlasıdır. Hakikati sadece kurallarda, kuru kelimelerde, kanun metinlerinin lafzında aramak, hukukçu için beyhude yorulmaktır. Mevzuatı hakikat bilmek lafzın dehlizlerinde kaybolmaktır. Hukukun hakikati, toplumun hakikatinden farklı bir şey değildir. Toplumun hakikati ise kültür ve tarih üzerinde yükselir. Örf ve adetlerden, inanç ve değerlerden beslenir. Hukuk ve özellikle mevzu hukuk bu hakikatle uyum ve ahenk içinde olduğu ölçüde kuvvet ve meşruiyet kazanır. Bu hakikatle bağı koptuğunda, kendisinden beklenen sosyal barışı sağlama işlevini yerine getiremez. Aynı şekilde, normu yorumlama ve uygulama görevi bulunan hukukçunun da içinde yaşadığı toplumla köprülerini atma lüksü yoktur. Hakim, savcı, avukat, uzman, akademisyen... Hangi rolü üstlenirse üstlensin, hukukçu, yaşadığı toplumun tarihini, kültürünü, inancını ve değerlerini özümsemiş olmalıdır. Tarih, kültür, sanat, felsefe, ayağı bu kadim coğrafyaya basan bir entelektüel ancak bu coğrafyaya katkıda bulunur. Oryantalist bir bakış açısıyla, bir kompleksle kendi değerlerine, kendi coğrafyasına, kendi toprağına yabancılaşan bir entelektüel bir aydından asla bahsetmek mümkün değildir. Topluma ve toplumsal değerlere yabancılaşma, aynı zamanda hukukun özüne ve amacına, yani adalet duygusunun bizatihi kendisine karşı da bir yabancılaşmayı beraberinde getirir" dedi.
Bu nedenle Türkiye'deki hukuk eğitiminin geliştirilmesi ve hukuk mesleklerine gireceklerin titizlikle seçilmesinin çok önemli ve anlamlı olduğuna inandıklarını dile getiren Gül, "Bu çerçevede özellikle hukuk fakültelerine ve hukuk mesleklerine girişin daha da nitelikli olması, müfredatın daha da kaliteli olması bizim temel uğraş alanlarımızdan biridir. " dedi.
"Güven veren ve erişilebilir bir adalet"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyuna açıkladığı "Yargı Reformu Strateji Belgesi"nde de bu anlamda çok önemli hedefler bulunduğunu aktaran Abdulhamit Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu hedeflerde mevzu hukuku toplumun hakikati ile buluşturmak, hukuk sistemimizi toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek şekilde adil, etkili ve hızlı çalıştırmak için adımlar atıyoruz. 'Güven veren ve erişilebilir bir adalet’' vizyonuyla hazırladığımız Yargı Reformu Strateji Belgemiz, önümüzdeki 5 yılın yol haritasını ortaya koymaktadır. Belgede yer verdiğimiz dokuz temel amaçtan birini de 'ceza adaleti sisteminin etkinliğinin arttırılması'dır. Suç ve suçlulukla mücadelede ceza adaleti sisteminin hızlı, etkin ve adil işleyişi büyük önem kazanmaktadır. Bir tek suçun bile cezasız kalmayacağı, bir tek masumun bile haksız yere suçlanmayacağı bir sistemin tüm unsurlarıyla gerçek anlamıyla hayata geçmesi hususunda çok önemli adımları, gerek mevzuat, gerek uygulama çerçevesinde atmak, hepimizin ortak bir yükümlülüğüdür. Bu çerçevede kanunlaşan 1. Yargı Paketi ile hem devamında gelecek tüm süreçlerle birlikte ceza hukuku anlamında adil ve tüm toplumun beklentilerini karşıladığı bir sistemi uygulamayı hep birlikte hayata geçirmeyi hedefliyoruz."
Suç-yaptırım dengesi
Gül, suç ve yaptırım dengesini, toplumun adalet duygusunu tatmin edecek şekilde yeniden gözden geçirmeye kararlı olduklarını aktararak, "Geçmiş düzenlemelerle standartlarını yükselttiğimiz ve bireyselleştirdiğimiz infaz sistemimiz, hükümlünün ıslahını, yeniden sosyalleşerek toplum hayatına uyum sağlamasını amaçlamaktadır. Yargı Reformu Stratejisi'ndeki yeniliklerle birlikte infaz usullerini geliştirmeyi, bu arada güncel teknolojileri de sisteme entegre etmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda şiddet içermeyen bazı suçlardan hükümlü olan yaşlı, hamile ve çocukların cezalarını, elektronik izleme merkezi aracılığıyla evde çekmesi alternatifi üzerinde duruyoruz. Hükümlü ve tutukluların yakınları ile görüntülü görüşmesi, elektronik dilekçe gibi yeni uygulama modelleri de çalışma gündemimizde yer almaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Kurum personelinin sayısal artışı yanında, hizmet içi eğitimlerle niteliklerini de artırmaya devam etiklerini belirten Bakan Gül, "İnfaz personeli eğitim sistemimizi Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile 6 Eylül 2019 tarihinde EPTA'ya, yani Avrupa Cezaevi Eğitim Akademileri Ağı'na üye yaptık. 5 ayrı ilimizde bulunan bu eğitim merkezlerimizin niteliğini arttırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
Panelin açılışında Eğitim Merkezi Başkanı Bedir Fidan ile Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in kızı Avukat Zuhal Dönmezer Çakıroğlu da birer konuşma yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından başkanlığını Çakıroğlu'nun yaptığı "Ceza Reformlarına Dönmezer Etkisi" başlıklı oturuma geçildi. Oturuma Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Prof. Dr. Feridun Yenisey, Prof. Dr. Timur Demirbaş konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılışına Adalet Bakan Yardımcıları Uğurhan Kuş ile Zekeriya Birkan, Anayasa Mahkemesi Üyeleri Yıldız Seferinoğlu ile Selahattin Menteş, eski İçişleri Bakanı Ülkü Güney de katıldı.
Anma paneli, "Yargı Reformu Kanununa Göre Yeni Dünya Türleri Şeri Muhakeme ve Basit Yargı Usulü", "Yargılama ve Özgürlükler İlişkisi" başlıklı oturumlarla devam edecek. Panel, Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş'un kapanış konuşmasıyla sona erecek.