Güncelleme Tarihi:
Bakan Gül, Hakimevi'nde gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek, 2019 yılını değerlendirdi, soruları yanıtladı.
Hatay'ın İskenderun ilçesinde, 19 yaşındaki Berfin Özek'in yüzüne asit dökerek sağ gözünü kaybetmesine ve yüzünün bir bölümünün yanmasına neden olan sanığa verilen cezaya ilişkin sorular üzerine değerlendirmelerde bulunan Bakan Gül, olayın gerçekten herkesi derinden üzdüğünü, genç kızın o halinin herkesin içini yaraladığını belirtti.
Kanunların toplumun sorunlarını çözmek için çıkarılan temel metinler olduğunu anlatan Gül, "Cumhurbaşkanımızın hassasiyeti, bu konudaki o olayın ya da buna benzer olaylara karşı en insani, en vicdani bir tepkinin ortaya konması insanların ortak beklentisi. O anlamda Cumhurbaşkanımızın söylediği bunlara yönelik genel ifadeler, herkesin de duygusuna tercüman olan ifadeler." diye konuştu.
Yargının bir iş meydana geldikten sonra devreye girdiğini ifade eden Gül, "Bir iş meydana geldikten sonra cezayı vermek, o olayı başa sardırmıyor ki. Bizim ana derdimiz, o olayın hiç yaşanmaması için tedbirleri almak. Elbette suç olduğunda cezası olacak. Bir insan kadına niye el uzatır, niye kezzap atar. Bunların üzerine kafa yormak lazım." dedi.
Adalet Bakanı Gül, iki ayrı şehirde meydana gelen kadına şiddet vakasında, iki ayrı sanığın da dizi ismi söylediğini ve dizilerde gördüklerini uyguladıklarını söylediklerini aktardı.
Tüm kurumlara, dizileri yapanlara, yayıncılara, sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünü vurgulayan Gül, "Şiddete uğradıktan sonra hep beraber çalışalım gelin 3 katı, 5 katı daha cezayı artıralım. Ama bizim derdimiz o kadına kezzap dökülmeden nasıl engelleriz? Kezzap döküldükten sonra 20-50 yıl verelim ama öyle bir şey olmalı ki bu tür hadiseler yaşanmadan önlenmeli. Buna Aile Bakanlığı başta toplumun tüm kesimleriyle hep beraber bakmak lazım." değerlendirmesini yaptı.
FETÖ ile mücadele
FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin soruşturma, yargılama yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorular üzerine Bakan Gül, "Yargı siyasi veya değil diye ayrım yapmaz. Gereğini yapar, yapmaktadır. Hiçbir yargı mercii buna gözünü kapatamaz." diye konuştu.
Bir başka soru üzerine de Bakan Gül, FETÖ ile mücadelede asla rehavete düşmeden çalışma yapmak gerektiğini vurgulayarak, "Ucu nereye gidiyorsa, sonuna kadar gidecek bir mücadele ve yaklaşım perspektifini ortaya koymak lazım." ifadesini kullandı.
FETÖ ile iltisaklı hakimlerle ilgili çalışmaların sürdüğünü, dün de Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) gündeminde bu konunun olduğunu belirten Bakan Gül, "Bu hafta da çalışmalar devam edecek. 'Hepsini temizledik, kimse kalmadı' diye bir yaklaşıma sahip olamayız. Bu konuda HSK titizlikle çalışmasını sürdürüyor." dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yargı içinde FETÖ'nün ardından farklı tarikat ya da dini grupların yer aldığı şeklindeki iddialar bulunduğunun belirtilmesi üzerine, herkesin kendi dünya görüşünün olabileceğini belirtti.
Ancak kendi düşünce ya da dünya görüşünü daha önce olduğu gibi farklı şeylere dönüştürmeye asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Bakan Gül, "Bir yanlış oluşuma, yargı üzerinde anayasa ve hukuk dışındaki bir hiyerarşik oluşuma, ne olursa olsun müsaade etmeyiz. Bunlara izin verilemez, bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün siyasi ayağı ile ilgili mücadele konusu ile avukat Yücel Bulut hakkında baro tarafından başlatılan disiplin soruşturmasının sorulması üzerine Gül, baronun soruşturmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Bulut'un değerli bir hukukçu ve milletvekili olduğunu aktaran Gül, "Yargı bu konuda hassasiyet gösterirken, tüm kurumların da elbette aynı hassasiyeti göstermesi lazım. İnsanların lekelenmesi asla kabul edilir bir durum değil." diye konuştu.
Gül, FETÖ ile mücadelenin siyasi ayağına ilişkin ise "FETÖ üyeliği anlamında bir suç teşkil eden eylemleri olan kim varsa, kimsenin bu konuda bağışıklığı yoktur. Herkes, nerede, hangi kurumda olursa olsun, hangi ayağı olursa olsun elbette yargı ve ilgili tüm kurumlar bunu tespit edip bu mücadeleyi vermektedir." ifadelerini kullandı.
Geçmişte partisinden de yargı önüne çıkmış kimseler bulunduğunu, partisinin üyeleriyle ilgili titiz bir şekilde gerekli ayrımı yaptığını, bu kişilerin tasfiye edildiğini bildiren Gül, "Yargı, suçluya, fiile bakar ve onu cezalandırır. Asla ayrım yapmaz. Yargı bu suça kim bulaşmışsa, kim suçluysa nerede olduğuna bakmaz, mücadelesini yapar. Bizim beklentimiz de budur. Kimsenin bu anlamda bir bağışıklığı yoktur." diye konuştu.
MHP'nin sunduğu şartlı ceza indirime ilişkin çalışma olup olmadığına yönelik soru üzerine Gül, hem AK Parti grubunun, hem yönetiminin, teknik konular üzerinde de bakanlığının bu konu üzerinde çalıştığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu konu üzerinde tüm yönleriyle, iyi halliliğe varıncaya kadar masaya yatırılması gereken bir konu. Partinin yetkili kurullarına da yaptığımız teknik çalışmaları sunduk. Ama kanun nasıl şekillenir, çerçevesi nasıl belirlenir bu Meclisin, özellikle AK Parti grubunun vereceği kararla ortaya çıkacaktır."
Ceza indirimine ilişkin çalışmalarda sona gelindiğine yönelik açıklamalar ve söz konusu çalışmanın içinde erken yaşta evliliklere yönelik bir düzenlemenin olup olmadığının sorulması üzerine Gül, "Bu konuda teklife dönmüş bir gelişme olduğu konusunda bilgimiz yok. Konu Meclisin taktirinde. Biz ilgili kurumlarla çalıştık ama siyaseten verilmesi gereken bir karar var. Cumhurbaşkanımız da toplumsal hassasiyet ve beklentilere dikkat edilerek karar verileceği yönünde bir çerçeve de çizdi." yanıtını verdi.
Sözcü Gazetesi davası ve 2 medya mensubuna saldırıda bulunanların kısa sürede serbest bırakılmasına yönelik soru üzerine Gül, gazetecilere yapılan saldırının tasvip edilemeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Yürütmenin bir parçası olarak biz kuvvetler ayrımının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Yargıya yön verme, tavsiyede bulunma ya da yargı yerine geçip karar verme imkanımız yok. Yürüyen davalarla ilgili prensip olarak yorumdan kaçınıyorum. Yargısal süreçler kendi mecrasında yürüyor. Tahliye oldu sanki beraat etti, serbest kaldı... İki yılın altında tutuklama yasağı var kanunda. O suça girdi diye hakim serbest bırakıyor icabında. Böyle bir şeyle niye serbest kaldı? Varsa eksiklik kanunda düzeltilir ama genel ilke olarak söylemek lazım, kararı veren bir hakim. Kararda da bir yanlışlık varsa bir üst merci karar veriyor. Yürüyen davalarla ilgili yönlendirici telkinde bulunmama adına bu ilkemi paylaşmak istiyorum."
Anayasa Mahkemesi'nin Wikipedia kararı
Süresiz nafaka ve Anayasa Mahkemesinin Wikipedia kararına ilişkin sorulara karşılık Gül, şunları söyledi:
"Nafakayla ilgili ciddi mağduriyetlerin yaşandığı bizlere de iletilen bir konu. Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Eğer hali vakti yerindeyse kadın da ödüyor. Kadın, erkek diye de bakmamak lazım. Kim ödüyorsa ömür boyu nafaka sürdürülebilir bir konu değil. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı, öneriler de getirildi. Birçok alternatif olabilir. Ülkelere baktığımızda belli süre olanlar var. Hakimin takdirine bırakılan yerler de var. Hakim tarafların durumuna göre kendi karar verebiliyor. Bunların hangisi mümkün, ne şekilde olabilir, bu Meclisin takdirinde olacak bir konu. Ama bunu çözerken aldığı 300-400 lirayla hayatını sürdüren kadının nafakasının elinden alınması da ayrıca yeni bir mağduriyet yaratabilir. Dolayısıyla bu adımı atarken yeni mağduriyetler oluşmasına izin verilmemesi gerekir. Biz felsefe olarak bir boşanma davası ne kadar uzun sürüyorsa ihtilaflar ve şiddet de o oranda artıyor. Boşanmak istiyorlar ama ihtilaflar yüzünden boşanamıyorlar. İki taraf da boşanmak istiyor ama hakim başka anlaşmazlıklar nedeniyle boşamıyor. Fiilen kopmak istiyorsa taraflar bunu kolaylaştırıcı bir yolu seçmek, belki üzerinde kafa yormak lazım. Ama tüm bunları yaparken aile kurumunu da zedelemeden, kadın ya da erkeğin onurunu da işin başında tutarak... Aile Bakanlığının da değerlendirmesiyle buna bakılacaktır. Kanuni gerektiren bir konu olduğu için Meclisin karar vermesi gerekiyor."
Anayasa Mahkemesinin Wikipedia kararının gerekçesinin henüz yayınlanmadığını aktaran Gül, "Elbette Anayasa Mahkemesinin kararı bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesinin kararı elbette hem idare, hem mahkeme tüm ilgilileri bağlayan bir süreçtir. O uygulanacak bir konudur." dedi.
Arınç'ın açıklaması
Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın, Ekrem Yeter kararının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcısına yönelik açıklamasına ilişkin Gül, yürüyen davayla ilgili yorum yapmasının söz konusu olmadığını, mahkemenin deliller doğrultusunda karar vermesinin herkesin beklentisi olduğunu söyledi.
Gül, Ankara Cumhuriyet Başsavcısının Ekrem Yeter dosyasına ilişkin açıklamalarının da kendi yürüttüğü soruşturmaya ilişkin olduğunu aktardı.
Yargının FETÖ kararlarına yönelik tartışmaların hatırlatılması ve yargının FETÖ'den tam olarak arındırılıp arındırılmadığının sorulması üzerine Gül, FETÖ ile mücadelenin tüm kurumların ortak çabasıyla mümkün olduğunu, mücadelenin partiler üstü olduğunu vurguladı.
Bakanlık olarak yargısal yetkilerinin olmadığını hatırlatan Gül, yargısal faaliyetlerin faturasının AK Parti ya da Hükümete çıkarılmasının çok büyük bir haksızlık olacağını dile getirdi. Gül, "Binlerce dosyanın içinden birkaç dosyayı çıkarıp, bu anlamda yargıya bir haksızlık yapmak da doğru değil. Yargı hepimizin yargısı. Yargının zedelenmesi herkese zarar verir." dedi.