A.A
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2012 11:29
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hrant Dink cinayeti davasındaki kararla ilgili olarak, mahkemenin kısa kararını verdiğini, henüz gerekçeli kararın çıkmadığını, Cumhuriyet Savcısı'nın da temyiz için süre tutum dilekçesi verdiğini belirterek, “Bu süre tutum dilekçesinde yazdığı cümleler gazetelere yansıyanlar. Dolayısıyla önümüzde bir temyiz süreci var. Bu sürecin soğukkanlılıkla takibi ve süreç sonunda ortaya çıkan tabloyu hep beraber izlememiz gerekiyor” dedi.
Bazı ziyaret ve programlara katılmak üzere Malatya'ya gelen Adalet Bakanı Ergin, Malatya Valiliği'ni ziyareti sırasında basın mensuplarının Hrant Dink cinayeti davasındaki karar ile ilgili sorularını cevaplandırdı.
Hrant Dink davası ile ilgili olarak, mahkemenin kısa kararını verdiğini, henüz gerekçeli kararın çıkmadığını vurgulayan Ergin, “Cumhuriyet Savcısı da, temyiz için süre tutum dilekçesi vermiş. Bu süre tutum dilekçesinde yazmış olduğu cümleler gazetelere yansıyanlar. Dolayısıyla önümüzde bir temyiz süreci var. Ayrıca, bu davanın konusunu oluşturan cinayetle ilgili olarak kamu görevlileri ile ilgili ihmal ve görevi kötüye kullanma konusunda devam eden ayrı soruşturmalar da var. Dolayısıyla, bu sürecin soğukkanlılıkla takibi ve süreç sonunda ortaya çıkan tabloyu hep beraber izlememiz gerekiyor” dedi.
“Hakimler ve savcılar kararlarıyla, yazılı talepleriyle konuşurlar”
Bu ülkede, karanlıklar aydınlığa çıkıncaya kadar kendilerine rahat olmadığını ifade eden Ergin, bunları aydınlığa çıkartmak için yola çıktıklarını, önemli adımlar attıklarını, önemli mesafeler kat ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Hakimler ve savcılar kararlarıyla, yazılı talepleriyle konuşurlar. 'Savcılığın beyanı' diye geçen hususlar, yanılmıyorsam dilekçesindeki hususlar. Ama, yargı mensupları kararları ile ilgili konuşurlar. Onun ötesindeki değerlendirmeler sürece zarar verir. Hrant Dink'e sıkılan kurşunlar, Türkiye'nin kardeşliğine, huzuruna, barışına sıkılmış kurşunlardır.”
Türkiye'de yaşanan faili meçhul cinayetler ve yaşanmış bazı olayları hazırlatan Ergin, 1955-56 dönemindeki 6-7 Eylül olaylarına işaret etti.
Ergin, “Bu ülkede, Taksim Meydanında yapılmış olan provokasyonları hatırlayınız. Kahramanmaraş, Çorum, Sivas Madımak ve en son Danıştay saldırılarını hatırlayınız. Bütün bunların arkasında, Türkiye'nin kardeşliğini, barışını, huzurunu sabote etmek isteyenler ve yıllar yılı bir alışkanlık haline gelmiş olan demokrasimizi kesintiye uğratma çabası içinde olanların, değişik karanlık odakların, karanlık emellerine hizmet edecek eylemlerinden bir tanesidir” diye konuştu.
“İlk defa bu ülkede faili meçhullerin üzerine gidiliyor”
AK Parti'nin 2001 yılında, “aydınlığa açık, karanlığa kapalı” sloganıyla yola çıktığını anımsatan Ergin, AK Parti'nin var oluş misyonunun Türkiye'nin içinden geçmiş olduğu bu tür karanlık olayların aydınlığa çıkarmak ve bir daha bu karanlıklara dönmemek üzere demokrasinin kalıcı, sürdürülebilir şekilde yoluna devam etmesini sağlayacak altyapıyı inşa etmek olduğunu kaydetti.;
Geride kalan 9 yıla bakıldığında, karanlıktan aydınlığa çıkılması noktasında çok önemli adımlar atıldığını ifade eden Ergin, şöyle konuştu:
“Önemli mücadeleler verildi ve verilmeye devam ediyor. Bu ülkede, çetelerle, mafyalarla ve her 8-10 yılda bir ülkenin demokrasisini askıya almak için altyapı hazırlamaya çalışan darbe girişimi içinde bulunanlarla ülkemiz ciddi bir mücadele içinde. Bakınız, ilk defa bu ülkede faili meçhullerin üzerine gidiliyor. Adli soruşturmalar yapılıyor. Kazılar yapılıyor. Darbe yapanlar ilk defa mahkeme önüne çıkıyorlar. İlk defa bir iddianame tanzim edildi. Bu ülkeye demokrasiyi askıya almaktan, parlamentoyu kapatıp darbe yapmaktan dolayı, bunun failleri mahkeme önüne çıkacaklar. Duruşma günleri de belli oldu. Bunlar 'yapılamaz' deniyordu. Ama bugün bunlar yapıldı. Milletimiz müsterih olsun, bütün bu karanlık olayların üstüne gitmek için varlık nedenini buna adamış bir AK Parti olduğu dönemde her türlü karanlık olayın aydınlanması için elden gelen tüm gayretler devam edecektir.”