A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2007 10:08
TÜRK-İŞ, açlık sınırının 626, yoksulluk sınırının 2040 YTL olduğunu bildirdi.
TÜRK-İŞ tarafından yirmi yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının sonuçlarına göre, mayıs itibariyle, dört kişilik bir ailenin “mutfak” için yapması gereken harcama tutarı (açlık sınırı) 626.37 YTL olarak hesaplandı. Gıda yanı sıra diğer zorunlu harcamaların karşılanabilmesi için eve girmesi gereken toplam tutar ise (yoksulluk sınırı) 2040.28 YTL düzeyinde gerçekleşti.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi, insan onurunun gerektirdiği yaşama düzeyini sağlaması için yapılması gereken harcama tutarı geçen aya göre biraz geriledi. Mevsim şartları nedeniyle özellikle sebze fiyatlarında meydana gelen ucuzlama sonucu, gıda harcaması geçen aya göre yaklaşık 5 YTL azaldı, toplam harcama itibariyle bu tutar yaklaşık 16 YTL olarak hesaplandı.
TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalara göre, mutfak enflasyonu aylık yüzde 0.77 oranında gerilerken, son 12 ay itibariyle artış yüzde 12.19 ve yıllık ortalama artış yüzde 11.64 oranında gerçekleşti. Gıda fiyatlarında, 12 aylık ortalamalara göre, görülen artış eğilimi TÜİK (Türkiye istatistik Kurumu) tarafından hesaplanan gıda endeksi ile paralel biçimde gerçekleşti.
Fiyat artışlarındaki değişime uzun dönem itibariyle bakıldığında, TÜİK tarafından hesaplanan tüketici genel endeksi ile gıda endeksi aynı düzeyde yer aldı. TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi'ne göre; nisan ayı itibariyle genel endeks 139.33 ve gıda endeksi 139.09’a yükselirken, aynı dönem itibariyle TÜRK-İŞ gıda endeksi 145.6 olarak hesaplandı.
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0.77 oranında geriledi. Geçen iki yılın aynı ayında da gıda harcamasında gerileme sözkonusu olmuştu.
2007 yılının ilk beş ayı itibariyle gıda harcaması tutarındaki artış yüzde 1.81 oldu. Böylece gıda fiyatlarının genel enflasyon üzerindeki etkisinin, özellikle gelecek aylarda olumlu olacağı beklentisi ortaya çıktı.
GIDADA ENFLASYON 12.19
Gıda harcaması tutarında son 12 ay itibariyle artış oranı yüzde 12.19 oldu. Geçen yıl bu oran yüzde 5.84 düzeyinde bulunuyordu. Yıllık ortalama artış ise yüzde 11.64 oranında gerçekleşti.
Süt, yoğurt, peynir grubunda; süt ve yoğurt fiyatı -çok düşük de olsa- biraz gerilerken, peynir fiyatlarında ise artış dikkati çekti. Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduğu grupta; etin fiyatı bazı marketlerde biraz ucuzlamakla beraber genelde fazla değişmezken, tavuk fiyatı bu ay yüzde 16 oranında arttı. Yılbaşında 3.27 YTL olan tavuk kilogram fiyatı bu ay 5.15 YTL olarak tespit edildi.
Balık döneminin sona ermesi nedeniyle sınırlı sayıda balık hesaplamalara alınırken, bunların fiyatı fazla değişmedi. Sakatat fiyatında ise ciğerde geçen ay görülen düşüş bu ay yerini yükselmeye bıraktı. Yumurta fiyatı ise düştü.
Bakliyat ürünlerinin (kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya vb.) fiyatlarında bu ay yine herhangi bir değişiklik görülmedi. Meyve-sebze grubunda bu ay genelde ortalama sebze fiyatında gerileme, ortalama meyve fiyatında ise artış dikkati çekti. Geçen ay fiyatı artan patates ve kuru soğan fiyatı bu ay düştü. Hesaplamada -her zaman olduğu gibi- pazarda yoğun olarak bulunan ve satılan ürünler temel alındı.
Ekmek, makarna, pirinç, un gibi ürünlerin bulunduğu grupta; sadece irmik fiyatında gerileme görülürken, diğer ürünlerin fiyatı aynı kaldı.
Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı, zeytinyağı, ayçiçek yağı fiyatı değişmedi, margarin ise ucuzladı. Şeker, reçel, pekmez, tuz fiyatı da aynı kaldı, balın fiyatı biraz arttı. Siyah zeytin fiyatı aynı kalırken, yeşil zeytin ucuzladı. Yağlı tohum ürünlerinden (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb) fındığın fiyatı; baharatlardan (kimyon, nane, karabiber, vb) karabiberin fiyatı bu ay arttı, diğerleri değişmedi. Bazı marketlerde çay fiyatlarında ayarlama tespit edilirken, ıhlamur ve salça fiyatı ise aynı kaldı.
BESLENMEDEN KISILIYORTÜRK-İŞ'in açıklamasında, dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde olmadığını vurgulandı. Ailelerin, düşük düzeydeki geliriyle beslenme ve beslenme dışı harcamaları karşılayabilmek için çeşitli malların fiyatlarını da dikkate alarak tüketim malları arasında tercihte bulunmak zorunda kaldığı anlatılan açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Çoğu zaman fiyatı yüksek olan gıda maddeleri yerine fiyatı düşük olan gıda maddelerini seçmektedir. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmektedir. Sonuçta, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız ve dengesiz beslenme yapmasına yol açmaktadır."