Cansu ÇAMLIBEL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2010 00:00
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da kapsamlı bir yıl sonu değerlendirmesi yaptı. Üç saati aşan toplantıda Davutoğlu, geçen hafta Ankara’yı geren ABD Temsilciler Meclisi’ndeki soykırım tasarısı eksenindeki tartışmaları yorumlarken “Ermenilerin acısını anlıyorum ama onlar da bizim acımızı anlasınlar” dedi.
Davutoğlu’nun öne çıkan açıklamaları şöyle:
Biz de Balkanlar’ı açalım o zaman
- Biz 1000 yıl bu topraklarda beraber yaşadığımız insanlar tarafından soykırımla suçlanacak ülke değiliz. Böyle bir suçun bu milletin üzerine atılmasını doğru görmüyorum. Bize Almanlar gibi gizli bir suçluluk duygusunu yerleştirmek istiyorlar. Ama Almanlar bunu hak etmişti. Oysa bu tamamen Türkiye’ye ait bir vebal değil. Ermenilerin acısını anlıyorum ama onlar da bizim acımızı anlasınlar. Bir imparatorluğun tasfiye olduğu bir dönemden bahsediyoruz, herkes ıstırap yaşıyor o dönemde. Kongre’deki tasarının tazminat davalarına temel olması hedefleniyor. Biz Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlarını zaten ödedik, kişisel hesaplara girilecekse o zaman biz de Balkanlar’da, Irak’ta, Kıbrıs’ta envanter çıkartalım. Ha oralardaki kişisel kayıplar da bize verilecekse o zaman biz de açalım bu mevzuları.
İran diplomasisi bizi sahneye çıkardı
- İran diplomasisi Türkiye’nin küresel sahneye çıkmasını sağladı. Nükleer konusunda dört kategori ülke var: 1) Nükleer silah sahibi olan ancak NPT’ye (nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşması) taraf olan ülkeler 2) Nükleer silah sahibi olmayan ancak NPT’ye taraf olmayanlar 3) Nükleer enerjisi olan ancak nükleer silahı olmayan ülkeler 4) Bizim gibi ne silahı ne enerjisi olmayan ülkeler. İranlılara dedim ki “Üçüncü kategoride kalmak istiyorsanız tamam ama ikinci kategoriye geçmek istiyorsanız ABD’den önce karşınızda bizi bulursunuz. Batı’ya ise “İran’ın üçüncü kategoride olmasını engellemek istiyorsanız karşınızda bizi bulursunuz” dedim. İran şu anda üçüncü kategoride ama yeterli denetim olmazsa ikiye kayabilir.
Yeni Osmanlıcılık psikolojik operasyon
- Yeni Osmanlıcılık retoriğini çıkartanlar psikolojik bir operasyon yapıyor. Osmanlı ile sorun yaşayan halklar ile Türkiye’nin arasını açmak istiyorlar. Çünkü biz Türkiye karşıtlığı ile bilinen uluslar ile ilişkilerimizde kalıpları sarsıyoruz. Bundan korkanlar dönüp Araplara, Sırplara “Bakın Türkler geri dönüyor” diyor. Hiç kimse benim ağzımdan yeni Osmanlıcılık diye bir şey duydu mu? Biz bu oyunlara gelmeyiz.
ABD ile ilişkilerde çizgi dışına çıkmadık
- ABD dediğimiz oradaki STK’lar da değil, Kongre’deki lobiler de değil. Bizim muhatabımız ABD yönetimidir. Son bir yılda üst düzey 30 görüşme yaptık, şu anda çok iyi ilişki yürütüyoruz. Bazı görüşmelerde inanın biz onlardan daha sitemkardık, hiçbir zaman ilişkilerde çizgi dışına çıkmadık. Biz İran diplomasisinde müttefikliğin gereğini yaptık. Wikileaks’ın patlamasından sonra Hillary Clinton ile yaptığım görüşmede “Keşke İran’la ilgili ne konuştuk onlar da yayınlansa” dedim. ABD ile ilişkilerimizin doğası değişiyor. Sadece askeri temelli bir ilişki istemiyoruz artık. Ekonomide, enerjide dikkate alınmak istiyoruz. Alışkanlık olmadığı için bu duruma alışmak zaman alıyor. Ama bana göre sağlıklı bir dönem ilişkilerde.
İsrail mehterden beter
- Bizim barışma irademiz var ama bu karşıda da olduğu anlamına gelmiyor. Yangın için uçak göndermeye iki dakikada karar verildi. İsrail’de benzer bir karar verilecek olsaydı koalisyon toplanır, hatta Knesset’te karar alınırdı. Unutmayın uluslararası sularda Türk vatandaşları öldürüldü. Hiçbir dostluk bunun üzerini örtemez. “Dostuz bu iş yanlışlıkla oldu” diyorsan döner özür dilersin, tazmin edersin. “Kasten vurdum karşılığında bir şey yapmam” dersen bunu unutmam. Yangın sonrası süreç mehterden de beter. Bir ileri iki geri. Biz durduğumuz yerde duruyoruz.