OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 03, 2005 00:00
Gündüzleri araba kullanırken farları açık tutmanın kazaları önlediği söyleniyor. Uygulama, kuzey ülkelerinden güney ülkelerine doğru yayıldı. Fakat çok sayıda insan da tersini düşünüyor ve açık farların, özellikle gözü aldığı, kazalara çağrı yaptığı görüşünde... Hatta açık farlara karşı savaş derneği kuruldu. Neden?Ülkemizde belediye otobüsleri gündüzleri açık far uygulaması içinde. Dünyada giderek yaygınlaşan bu uygulamaya karşı İngiltere’nin Galler Bölgesinde açık farlarla araba kullanmanın yarar sağlamaktan çok zarar verdiğini düşünen sürücüler "Gündüzleri Açık Farlar ile Araba Kullanmaya Karşı olan Sürücüler Derneği" (DaDRL) kurdu!Dernek, bu uygulamaya karşı savaş açmış durumda. İlk başta böyle bir amaçla dernek kurmanın çok "absürd" olduğu düşünülse bile, İngiltere’de DaDRL’ye üye olanların sayısı giderek artıyor. Şu anda üye sayısı 3.000. Üyelerin belli başlı şikayeti gündüzleri açık bırakılan farların diğer sürücülerin gözlerini kamaştırması. Motorlu ve motorsuz araç sürücüleriyle birlikte yayalar da bu uygulamadan şikayetçi, çünkü çok sayıda ışıktan gözleri kamaşan sürücülerin kendilerini seçemeyebileceklerini ve bu nedenle kazaya uğrama olasılığının arttığını düşünüyorlar. Çevreciler de bu koroya katılıyor. Bunların şikayeti, gündüzleri açık tutulan farların karbon emisyonunu artırması.Açık far uygulaması yasalaşıyorBu konu giderek ciddi bir boyut kazanıyor, çünkü gerek AB’ne üye ülkelerde gerekse ABD’de gündüz açık far (DRL) uygulaması
trafik kazalarını önleyeceÄŸi gerekçesiyle pek yakında yasal dayanaÄŸa kavuÅŸacak. Bu fikre karşı çıkanlar, uygulamanın kazaları önleyeceÄŸi yerde artırdığını ileri sürüyor. Bu durumda DRL uygulamasının kazalara karşı bir önlem mi, yoksa sürücüleri körleÅŸtiren ve kaza riskini artıran ciddi bir yanlışlık mı olduÄŸu konusu, bugün trafiÄŸin çözüm bekleyen en önemli sorunlarından biri.DRL uygulaması ilk önce 1972 yılında Finlandiya’da baÅŸladı. Bu tarihten sonra az sayıda ülkede bu uygulama yasal hale getirildi. Bunların başında Kanada, Danimarka, Macaristan, Ä°zlanda, Norveç ve Ä°sveç geliyordu. 1980’li ve 1990’lı yıllarda kuzeyde baÅŸlayan bu trend, yavaÅŸ yavaÅŸ güneye doÄŸru kaydı. KoÅŸullara göre farklı uygulamaÄ°talya ve Ä°srail gibi kuzey ülkelerine göre daha aydınlık olan güney ülkelerinde DRL uygulamasına özel hava koÅŸullarında baÅŸvurulması öngörülüyor. Kısa farların kullanılması bazı ülkelerde ÄžFransa, Avustralya- tavsiye ediliyor. Ä°spanya, Almanya, Japonya ve Ä°ngiltere’de hükümetler bu konuda henüz bir yasa çıkartmış deÄŸil. Ancak bu ülkelerde çok sayıda araba üreticisi DRL’leri standart olarak sunuyor.Benzer bir trend ABD’de göze çarpıyor. Amerikan Otoyol Trafik GüvenliÄŸi Dairesi (NHTSA) Kanadalı yetkililerle uyum içinde olmak ve tek bir ulusal yasa oluÅŸturmak için 1993 yılında DRL uygulamasını yasal hale getirdi. Öncelikle General Motors 1997 yılında ürettiÄŸi arabalara bu sistemi oturttu. Lexus, Mitsubishi, Volkswagen, Suzuki ve Subaru da kısa süre sonra GM’i izledi. DiÄŸer üreticiler de bu özelliÄŸi seçenek olarak sundular. DRL uygulaması bazı durumlarda sigorta priminde indirim yapılmasını saÄŸladığı için sürücüler arasında popüler hale geldi. DRL karşıtı giriÅŸimler1997 yılında ABD’de Bordonaro, GM’in ürettiÄŸi arabalara DRL’i standart bir uygulama olarak yerleÅŸtirmesi üzerine ilk DRL karşıtı örgütlenmeyi baÅŸlattı. Amerikan DaDRL’nin baÅŸkanı olan Bordonaro’ya göre, bu trend rahatsız edici olduÄŸu kadar da tehlikeli. Bordonaro, "Farların gözümü almasını önlemek için ön camların rengini koyulaÅŸtırmak zorunda kaldım. Ayrıca yan ayna ve ön aynayı kullanamaz hale geldim" diyor.Bordonaro bu görüşlerinde yalnız deÄŸil. South Dakota Ãœniversitesi’nden psikolog Frank Schieber’in yürüttüğü bir araÅŸtırmaya göre farların içindeki lambaların parlaklığı güvenli bir ÅŸekilde 1500 kandela’dan (ışığın parlaklık yoÄŸunluÄŸu ölçüsü) 3000 kandela’ya çıkartılabilir. Ä°ngiltere’de kısa farların limiti yalnızca 800 kandela. Japon hükümeti ise 2003 yılında kısa farların, göz kamaÅŸmasına yol açmaması ve yolu kullanan diÄŸer araçların da görülmesi için 200 kandela dolaylarında tutulmasına karar verdi.Güvenlik konusundaki ikilemGüvenlik her zaman tartışmalı bir konudur. NHTSA’dan Joseph Tessmer’in yürüttüğü bir araÅŸtırmaya ve Avrupa Komisyonu’nun finanse ettiÄŸi bir rapora göre DRL’ler gündüzleri çok sayıda araba ve kiÅŸinin karıştığı kazaları yüzde 5 ile yüzde 23 arasında azaltıyor. Bu son derece inandırıcı bir sonuç olmasına karşın DaDRL üyeleri bu sonuçtan etkilenmemiÅŸ gibi duruyorlar.Ä°ngiliz Sürücüleri Federasyonu’ndan araÅŸtırmacı Stephen Prower, Tessmer’i istatistiksel verileri bozmakla suçluyor Tessmer’in istatistiksel testi kazalarda yüzde 5-23 arası düşüş kaydetmekle birlikte, Prower farklı bir test uyguladığı zaman bunun tam tersi bir sonuç ile karşılaÅŸtı. Bu teste göre DRL’ler kazaları yüzde 8 oranında artırıyordu.Farklı görüşlerPrower, kendi testinin daha doÄŸru olduÄŸunu iddia ederek, Tessmer’in çalışmasının anlamsız olduÄŸunu ileri sürdü. Ancak kendi kullandığı arabada bile DRL bulunmayan Tessmer, kendini şöyle savundu: "Ben bu fikrin ne savunucusuyum ne de karşısındayım. Verilere baktım ve veriler gündüzleri açık far ile araba sürmenin yararlı olduÄŸunu gösteriyordu. EÄŸer test açık farla yolculuÄŸun tehlikeli olduÄŸunu gösterseydi hiç çekinmeden bu sonucu yayımlardım." DRL’ler bulguların gösterdiÄŸi gibi çok sayıda aracın karıştığı kazaları önlüyorsa bile, yolları kullanan herkesin bu uygulamadan yarar saÄŸlamayacağı açıktır. Ä°ngiliz UlaÅŸtırma Bakanlığı’nın bu konudaki kararnamesi şöyle: Ä°ngiliz bakanlığı"Tüm motorlu araçlarda mecburi DRL kullanımı, yayalar ve bisikletliler gibi yolları kullanan diÄŸer kiÅŸilerin görülebilirliÄŸini etkileyebilir. Motorlu araç sürücüleri halihazırda kısa farlarını yakarak kendilerini daha görünür kılıyor. Böylece tüm araçlar bu ÅŸekilde aydınlatılırsa bu avantaj azalır veya tamamen ortadan kalkar" Bütün bu karşıt görüşlere karşın bilim adamları DRL’lerin kazaları önlediÄŸi yönünde düşünme eÄŸilimindeler. "Kanıtlar DRL kullanımının olumlu sonuç verdiÄŸini gösteriyor" diye konuÅŸan Leeds Ãœniversitesi’nden Ulaşım GüvenliliÄŸi profesörü Oliver Carsten, "Bu etki küçük ama anlamlı" diye konuÅŸuyor. AB UlaÅŸtırma ve Turizm Komisyonu BaÅŸkanı Jacques Barrot da bu fikre katılıyor. DaDRL’ye yazdığı bir mektupta Barrot, son yapılan araÅŸtırmaların DRL’leri desteklediÄŸini bildirdi.LED’li çözümDRL uygulamasının yasa ile veya yasasız, standart bir uygulama olarak yürürlüğe gireceÄŸini fark eden Ä°ngiltere’deki DaDRL merkezi yeni bir giriÅŸime hazırlanıyor. Åžimdi konunun "eÄŸer" ile baÅŸlamadığını, ancak "nasıl" ile baÅŸlaması gerektiÄŸini ileri süren üyeler, DRL’lerin nasıl kullanılması gerektiÄŸinin daha önemli olduÄŸunu düşünüyorlar. DerneÄŸin üyelerinden Roy Milnes, Ä°ngiltere’deki otomobillerin hepsinin gündüzleri kısa farlarını yakarak yol alması durumunda, her yıl atmosfere ilave olarak 1.8 milyon ton karbon dioksit salınacağını hesapladı. EÄŸer Çin veya Hindistan gibi ülkeler de aynı uygulamayı benimser ise, atmosferdeki karbon dioksit emisyonu tehlikeli sınırlara ulaÅŸabilir.Yeni önerilerMilnes, bu soruna çözüm olarak bir alternatif sunuyor. Öneri şöyle: Pek çok farda bulunan 55 watt’lık lambalar yerine Äžveya 13 watt’lık özel DRL’ler yerine- 2 watt’lık LED’ler tüm yeri arabalara monte edilebilir. Eski arabalara da takılabilen bu LED’ler çok düşük bir maliyet ile DRL’lerin çevreye verdiÄŸi zararı minimuma indirebilir.Audi gibi pek çok otomobil üreticisi ÅŸimdiden LED’li DRL’leri kullanıma sokmuÅŸ durumda. Ve Milnes’in çözümü bununla da bitmiyor. Organik LED’ler gibi düşük enerjili aydınlatma, tamponlara ve diÄŸer plastik panellere de konursa, yaklaÅŸmakta olan aracı görmeme mazereti ortadan kalkar. "Aracın bazı parçalarını bilgisayar ekranının yoÄŸunluÄŸunda parlamasını saÄŸlarsanız enerji tüketimi minimum seviyede kalır" diye konuÅŸan Milnes, New Scientist’te (6 AÄŸustos), "Bu ÅŸekilde aydınlatılan bir araç hayalete benzeyebilir, ancak aracı görünür kılacağını kesin olarak söyleyebiliriz. Böylece diÄŸer sürücülerin gözlerinin kamaÅŸması sorunu da ortadan kalkmış olacak" diyor.Â
button