Güncelleme Tarihi:
Uzmanlar, gölün bu kadar hızlı kurumasını içinde bulunan sodyum sülfatı çıkarmak için sularının tuz havuzlarında buharlaştırılmasına bağlıyor ve uyarıyor: Acıgöl için son 10 yıl!
Denizli ile Afyon illeri sınırları içinde yer alan doğa harikası Acıgöl üzerine çok zamanlı uydu görüntüleriyle yapılan bir araştırma, süreç böyle devam ederse 10 yıl sonra gölün haritadan silineceğini ortaya koydu. Gölün bundan 10 bin yıl önceki seviyesi bugünkü halinden 34 metre daha yukarıdaydı. 1984’te ise 6 metre daha yukarıdaydı. Bugün derinlik 160-210 santimetre arasında değişiyor ve geri sayım devam ediyor.
Bu geri sayım insanlar için olduğu gibi bitki ve hayvanlar için de büyük bir tehlike. Yapay olarak oluşturulamayacak bir doğal değer olan göl, B sınıfı bir sulak alan ve önemli kuş alanı olarak koruma altına alınmış. Acıgöl’de sadece Eylül 2005-Eylül 2006 tarihleri arasında yapılan kuş gözlemleri sonucunda 16 takımdan 45 familyaya ait 176 kuş türü tespit edilmiş. 1993’te yaklaşık 150 yuvadan oluşan bir flamingo kolonisi belirlendi. Bu kayıt Acıgöl’ü Türkiye’de flamingonun ürediği beş alandan biri durumuna getirdi. Bugün filamingolar da havzayı terk etmiş durumda.
SIRRI SUYUNDA GİZLİ
Oysa yapılan araştırmalar Acıgöl havzasında yaşayan insan nüfusunun göçler nedeniyle sürekli azaldığını ve 1990’lardan bu yana yarı yarıya düştüğünü ortaya koyuyor. Yani Türkiye’nin başka bölgelerinde olduğu gibi Acıgöl üzerinde insan-nüfus-tarım baskısı yok.
Peki gölü 10 yıl sonra tamamen kurumanın eşiğine getiren ne? Bu sorunun yanıtı yine gölün sularında gizli. Acıgöl, dünyada ikinci, Türkiye’de ise tek doğal ve temiz sodyum sülfatın bulunduğu bir göl. Türkiye’de doğal sodyum sülfat ihtiyacının yüzde 98’i doğal kaynaklardan, bunun yüzde 90’ı da Acıgöl’den elde ediliyor. Kağıt, cam, deterjan ve tekstil üretiminin en önemli girdisi olan sodyum sülfat üretimi için havzada tuz havuzları kurulmuş durumda. Gölün suyu bu havuzlarda buharlaştırılıyor, geriye kalan sodyum sülfat kamyonlarla fabrikalara taşınıyor. 1975’te birkaç tane olan tuz havuzları 1984’te dokuza, 2010’da yüzde 744 artışla 76 adede ulaşmış. Bu da bir kısır döngü doğuruyor: Acıgöl’de su seviyesi düştükçe, yüzeyde sodyum sülfat oluşuyor, rüzgar da sodyum sülfatlı bu toprağı tarım alanlarının üzerine taşıyor. Sodyum sülfat insan solunum yolları üzerinde olumsuz etkilere sahip. Bugün havzada 31 kimya fabrikası bulunuyor. Bu fabrikaların çevreye verdiği zararla ilgili çok şikayet var fakat sonuç alınamıyor.
TEK ÇARE TAŞIMA SU
İrfan Akar, İÜ Coğrafya bölümü mezunu bir jeomorfolog. Coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama ile ilgili iki ulusal birinciliği ve TÜBİTAK’tan yayın teşvik ödülü var. Halen Alman Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın uzay teknolojisiyle ilgili ortak projesinde çalışıyor, Çok Zamanlı Uydu Görüntüleri Kulanılarak Acıgöl (Türkiye) ve Urmiye (İran) Göllerinde Su Yüzeyi Değişimleri ve Yakın Çevresinde Arazi Kullanımının Belirlenmesi, konulu bir tezi var. Akar İran’ın Urmiye gölü için uyguladığına benzer bir yöntemin Acıgöl için gerektiğini söylüyor: “Su yüzeyi değişimleri böyle devam ederse, elde ettiğimiz bulgular Acıgöl’ün önümüzdeki 10 yıl içinde yok olacağını gösteriyor. Öncelikle sodyum sülfatın üretiminin kontrol altına alınması, hatta bir süreliğine durdurulması şart. Gölün suni olarak suyla beslenmesi gerek. Gölün eski gücüne kavuşabilmesi için Büyük Menderes’ten su pompalanabilir. Meteoroloji istasyonları çoğaltılmalı. Klimatik faktörlerin dikkatle izlenmesi için şart bu. Dört tane var ama 1600 kilometrekarelik bir havza için yetersiz. Yeraltı suları sürekli ölçülüp takip edilmeli. Bunlar yapılırsa göl kendisini kısa süre toplar, kuşlar geri döner, eko sistem açısından daha dengeli bir alan olur.”
SEVİYE DÜŞÜŞÜNÜN DELİLİ GÖLE DÜŞEN FANTOM UÇAĞI
Acıgöl’ün su seviyesindeki düşüşü anlatan en çarpıçı örnek 1967’de göle düşen F4 Fantom savaş uçağı. Bu uçakların yüksekliği 5.06 metre. Göl seviyesi yıllar içinde alçalıncaya kadar uçağın sadece kanadının bir kısmı su yüzeyi üzerinde görülebiliyormuş. Uçak birkaç yıldır tamamen açığa çıkmış ve hurdacılar tarafından parçalanmaya devam ediyor.