AB'nin 'Kıbrıs ve 301' beklentisi

Güncelleme Tarihi:

ABnin Kıbrıs ve 301 beklentisi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2006 09:30

Avrupa Birliği'nin, Türkiye'den, Kıbrıs konusunda açılım ve Türk Ceza Yasası'nın 301'inci maddesini değiştirme beklentisi sürüyor.

Haberin Devamı

Taraflar, 8 Kasım’da yayınlanacak İlerleme Raporu’ndan önce, son kez dün Lüksemburg'da bir araya geldi.
 
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB Troykası Bakanlar Toplantısı'nın ardından dönem başkanı Finlandiya'nın Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, bir sonraki dönem başkanı Almanya'nın Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Birliği, Finlandiya'nın Kıbrıs konusundaki önerilerini masaya getirdi ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e, "bu son şans olabilir" mesajını iletti.
 
Gül de, "bizim önceliğimiz kapsamlı çözüm, ama bu öneriler gerçekten son şans olarak kullanılabilir" karşılığını verdi.
 
Soruna bakışlarını anlatmak için Türkiye'nin Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimiyle AB içinde bir blok oluşturma ihtimalinden bahseden Gül, 'yapıcı olmayı sürdüreceklerini' bildirdi.
 
301. MADDE

Haberin Devamı

Toplantıda gündeme gelen bir başka konu, Türk Ceza Yasası'nın ‘Türklüğü aşağılama’ başlıklı 301'inci maddesiydi.
 
Avrupa Birliği, bu maddenin, ‘ifade özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle’ kaldırılmasını ya da değiştirilmesini istiyor. Bu talep Türk heyetine bir kez daha iletildi.
 

/images/100/0x0/55eb4794f018fbb8f8b6f384
"ERMENİ SOYKIRIMI" YASASI

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Fransız Parlamentosu’ndan çıkan ‘Ermeni soykırımı’ iddialarıyla ilgili yasayı hatırlattı.
 
''Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın Başbakanımızı aramasından duyduğum memnuniyeti ifade etmeden önce Fransız parlamentosunun aldığı karardan duyduğumuz üzüntüyü ifade etmek isterim'' diyen Gül, tarih boyunca ifade ve fikir özgürlüğüyle övünen Fransa'nın elinden bu kıstasın kaçtığını ve 'Fransa'nın Kopenhag kriterlerini değiştiriyor gibi bir görüntü sergilediğini' belirtti.
 
"FRANSA'NIN KARARINI BAHANE OLARAK GÖRMEYECEĞİZ"

Gül, Ermeni soykırımı iddiaları Fransa Meclisi’nde tartışılırken başta AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn olmak üzere, 'sorumlu ve yerinde' açıklamalar yapan AB yetkililerini ve Fransız tarihçileri takdir ettiğini belirterek, ''umarım Fransa bu yanlışı sonuna kadar götürmeyecektir'' dedi.
 
Gül "Fransa'nın kararını bahane olarak görmeyeceğiz. Başkasının hatasından dolayı, aynı hatayı savunacak değiliz" dedi ve 301'inci madde üzerinde çalışma sözü verdi.
 
Abdullah Gül, ''sevdiğimiz olabilir, sevmediğimiz olabilir, her fikrin Türkiye'de konuşulmasına taraftarız. Uygulamada eksikliklerimiz var. Biz AB üyesi değiliz Fransa gibi. Bizi eğer Fransa ile karşılaştırıyorsanız bundan büyük memnuniyet duyarız'' diye konuştu.
 
Gül 'reformları sadece AB bağlamında değil, Türk halkı hak ettiği için yaptıklarını' belirtti.
 
REHN'DEN KIBRIS PLANINA DESTEK
 
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye'nin AB katılım müzakerelerine başladığı 3 Ekim 2005'in ilk yıl dönümünde Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, tarama sürecine katılan Türk müzakere takımını profesyonel oldukları gerekçesiyle övdü.
 
Tarama sürecini tamamlasalar da müzakerelerin sadece teknik değil, aynı zamanda politik bir süreç olduğunu vurgulayan Rehn, bu kapsamda TBMM tarafından ele alınan 9’uncu reform paketinde ombudsmanlık kurumu ve vakıflarla ilgili düzenlemelerin önemine dikkati çekti.
 
Rehn, 9’uncu reform paketindeki unsurlara, 8 Kasım'da açıklayacakları ilerleme raporunda yer vereceklerine işaret etti.
 
LİMANLARIN AÇILMASI

Haberin Devamı

Öte yandan Türkiye'nin Gümrük Birliği'ni Rum kesimi dahil 10 yeni AB üyesine genişleten Ek Protokol'ü uygulamasını beklediklerini kaydeden Rehn, ''Kıbrıs tıkanıklığının aşılmasında Finlandiya'nın yaklaşımı gerçekçi ve dengeli. Masadaki tek ciddi oyun bu. AB Komisyonu olarak bunu destekliyoruz ve diğer üye ülkelere de bunu desteklemeleri çağrısında bulunuyoruz'' dedi.
 
Finlandiya Dışişleri Bakanı Tuomioja ise Annan Planı’na 'evet' diyen KKTC için AB olarak verdikleri sözlerin bir kısmını yerine getirdiklerini, fakat hala yapılması gerekenler olduğunu belirterek doğrudan ticaret tüzüğünün kabul edilmesi için çaba gösterdiklerini söyledi.
 
Bir soru üzerine dönem başkanlıkları süresince Türkiye ile bazı fasıllarda müzakerelerin sonuçlandırılıp sonuçlandırılmamasını, Kıbrıs önerilerinin kabul edilip edilmemesine bağlayan Tuomioja, ''bu başarılı olursa daha fazla fasılda müzakerelerin açılması mümkün olacak'' diye konuştu.

Haberin Devamı

FİNLANDİYA'NIN PLANI NELER İÇERİYOR?
 
Ankara Protokolü'nü uygulamayan ve önce KKTC'ye izolasyonun kaldırılmasını talep eden Türkiye'nin müzakerelerde tıkanmasının, yani tren kazasının önüne geçmek için Finlandiya tarafından hazırlanan B planı üç maddeden oluşuyor.
 
1- Kıbrıs'ta Türk tarafının elinde bulunan kapalı bölge Maraş iki yıllık bir süre için Birleşmiş Milletler idaresine devredilsin.
 
2- Kuzey Kıbrıs'taki Magosa limanı Birleşmiş Milletler denetiminde dış ticarete açılsın.
 
3- Türkiye 'bazı' limanlarını Kıbrıs gemilerine açsın.
 
Planda, KKTC'nin ve Ankara'nın üzerinde ısrarla durduğu, Lefkoşa Havaalanı'nın uluslararası uçuşlara açılması talebi yer almıyor.
 
AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın hazırladığı plan Ankara ve Atina arasındaki yoğun görüşme trafiğinin izlerini taşıyor.
 
TÜRKİYE EK PROTOKOLÜ İMZALAMIŞTI
 
Türkiye, Gümrük Birliği'nin Kıbrıs Rum yönetimi dahil AB'ye yeni katılan 10 üyeye de uyarlanması için Ankara Anlaşması'nın Ek Protokolü'nü 29 Temmuz'da imzalamıştı.
 
Ancak Türkiye, aynı zamanda bir de deklarasyon yayımlayarak, imzanın Kıbrıs Rum kesimini tanıma anlamına gelmediğini ilan etmişti.
 
AB Komisyonu, Türkiye'nin üyelik süreci açısından büyük önem taşıyan ilerleme raporunu 8 kasımda yayımlayacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!