Güncelleme Tarihi:
ABD’nin en zengin eyaletlerinden biri olan Connecticut’ta büyüyen 20 yaşındaki Adam Lanza, saldırıdan önce IBM, Pepsi gibi şirketlerde çalışan üst düzey yöneticilerin oturduğu zengin bir mahallede, 54 yaşındaki annesi Nancy Lanza ile birlikte yaşıyordu.
20 ÖĞRENCİYİ DOLABA KİLİTLEYEREK KURTARDI
Baba Peter Lanza, anneden ayrı. 52 yaşındaki Peter Lanza, vergi uzmanı eski bir akademisyen. Şimdi General Electric’te başkan yardımcılığı yapan üst düzey bir yönetici. Dört yıl önce boşanmışlar.
ABC News, Adam Lanza'nın 2005'te çekilen bir fotoğrafına ulaştı, ardından da annesinin fotoğrafını yayınladı |
Bir ağabeyi var. Olayın başında katliamı gerçekleştiren kişi olduğu sanılan 24 yaşındaki Ryan Lanza. O da Manhattan’ın çok yakınlarında, New Jersey Hoboken’da yaşıyor. ABD’nin en büyük denetim şirketlerinden Ernst&Young’da çalışıyor.
Kendisi ise Newtown Lisesi’nden onur derecesiyle mezun olmuş... Mahallede kimsenin şikâyetçi olmadığı, genelde hep mesafeli, sıradan bir genç. Facebook hesabı yok.
Tek bilinen, gelir durumu oldukça iyi olan anne Nancy Lanza’nın dört yatak odalı, havuzlu müstakil evlerinde zaman zaman arkadaşlarıyla şans oyunları oynadığı ve onun da annesine katıldığı.
GERİDE YARALI YOK
Cuma sabahı girdiği okulda karşısına çıkan çocukları gözünü kırpmadan öldüren 20 yaşındaki Adam Lanza’yı merak ediyorsanız, şimdiye kadar ABD’li gazetecilerin tüm bulabildikleri bunlar.
Newtown’daki ilkokul katliamında polis sadece tek bir kişinin yaralandığını açıkladı. Çünkü karşısına çıkan 20 çocuk ve altı yetişkini elindeki silahlarla vuran Lanza, ateş ettiği herkesi öldürmüş. İki ayrı sınıfta sıkıştırdığı çocukların kurşun yaralarından kurtulmaları zaten zor. Ama katlettiği altı yetişkini de öldürünceye kadar vurmuş.
ORTADA SEBEP YOK
ABD’nin artık kanıksadığı bu tür olaylarda, herkes katilin insanları rastgele seçip öldürmesine de alışık. Ama bu sefer öyle bir olay ki, bırakın sebebi, ortada bir bağ da yok.
Örneğin beş ay önce Colorado’daki bir sinema salonunda 12 kişiyi öldüren cani, Batman filmine özenmiş ve filmin gösterime girdiği geceyi seçmişti. O olaydan bir ay sonra Wisconsin’de bir Sih Tapınağı’nı basan eski asker ise ırkçı bir çetenin üyesiydi. Peki Sandy Hook Canisi? Yok… Şimdiye kadar ipucu olabilecek tek bir ayrıntı da çıkmadı.
ASLA BİLİNMEYECEK
Ortada görülen tek ilişki, anne Nancy’nin bir süre öncesine kadar Sandy Hook’ta öğretmenlik yapması. Adam’ın da onu tanıyan okul yöneticileri tarafından o sayede binaya alınması. Ama Adam’ın evde annesini öldürdükten sonra okulda konuştuğu herkesi katledip sonra da intihar etmesinden, dolaysıyla ortada bir tanık bırakmamasından dolayı, genç adamın okulda ne aradığı da asla tam olarak bilinmeyecek.
Ağabey Ryan Lanza olaydan sonra sorguya alındı ve bütün bilgisayarları, telefonları didik didik arandı. Ve iddiaya göre sorgusunda polise kardeşinin bazı kişilik bozuklukları olabileceğini söyledi. Bazı komşular ise Adam’ın sosyal ilişki kurma zorluğu içeren Asperger sendromu olduğunu söyledi. Şimdiye kadar bunların da bir kanıtı ortaya çıkmış değil. Ama her şey o kadar kopuk ki, Amerikan basınında bütün hikâye yine ister istemez bir akıl hastasının katliamına dönüştü.
BÜTÜN KASABA YAS TUTUYOR
Herkesin birbirini tanıdığı, herkesin birbirinin evini, otomobilini bildiği kasaba, şimdi zihinlerden kazınması imkânsız o korkunç olayın ardından tarihinin en acı Noel tatiline hazırlanıyor. 28 bin nüfuslu Newtown’da insanlar bir araya gelip dua ediyor, yas tutuyor. Ve gazeteciler sordukça, geriye dönüp olayın faili Adam’ı düşünerek katliama giden bir ipucu bulmaya çalışıyorlar: “Çok kabaydı”, “Her zaman ürkütücü bir hali vardı”, “Beyzbol takımındayken düştüğü zaman acı hissetmezdi”, “Okula sırt çantasıyla değil siyah bir Bond çantayla gelirdi” vesaire…
MUTLAKA BİR SEBEP BULACAKLAR
Bunu gerekirse kendilerini zorlayarak yapıyorlar. Çünkü hikâyenin tamamen sebepsiz ve anlamsız olması, katledilen o çocukları düşündükçe her şeyi daha da korkutucu kılıyor. Çünkü tıpkı onlar gibi normal, zengin bir ailede büyümüş, tıpkı herkes gibi silaha kolayca erişimi olan birinin ortada tek ama tek bir sebep bile yokken böylesi bir vahşete neden olmasının, kafalarındaki güven duygusunu sonsuza dek yok etmesinden korkuyorlar. Öyle bir ülke ki, “Burada herkes istediği silaha istediği şekilde ulaşabilir ve kafası bozulduğunda da böyle bir katliam gerçekleştirebilir” demek o kadar yıkıcı ki, bunu dememek için şimdi bir sebep arıyorlar.
“Akıl hastasıydı”, “Annesine kızdı”, “Okulu cezalandırdı”, “Pedofildi, kendini bastırınca böyle oldu”, “Okuldaki öğretmenlerden birine aşık oldu, karşılık göremeyince kendini kaybetti”… Ama mutlaka bir sebep bulunacak.
O sebep şimdiye kadar çıkmadı. Herkesin öldüğü bir olayda da eğer varsa nasıl ortaya çıkacak, bilinmiyor.
“Silah erişimi” demeyecekleri için bir sebepte karar kılacaklar. Dünya da buna “inanacak”.